Gayya Kuyusu

Abone Ol

İslam dininde, cehennemin yeryüzünde en derin, en azaplı yeri; Gayya Kuyusu.

Ortadoğu’yu Gayya Kuyusu olarak tanımlayan Mümtaz Soysal’ı saygı ve rahmetle anıyorum. Mümtaz Hoca, muhtemelen, Dış İşleri Bakanlığı deneyimine dayanarak yapmıştı bu tanımlamayı.

Gayya Kuyusu’nda her şey bildiğimiz gibi… Dürziler, İsrail veya YPG ile birleşiriz, diyerek göz dağı veriyor… Terör örgütü HTŞ’nin iktidar olduğu Suriye, federasyon olabilir… PKK’ya özerklik… SDG Suriye’ye entegre olmalı… İsrail KKTC’ye saldırabilir… Lübnan’da din ve etnisite grupları kimin kontrolünde… Irak üç parça iken İran elan neden tek parça? Türkiye hakeza… Böyle uzar gider.

Ama Gazze’de tehcir ve katliam kesintisiz sürüyormuş ne gam! ABD’nin savaş aparatı İsrail saldırganlığı sınır tanımıyor.

Açıklamalar bakılırsa, belli ki ABD ve İsrail, ulus devletten federasyona geçiş için Türkiye’ye büyük kolaylık sağlayacak… Bu nedenle olmalı, sosyalistler, Kürtler, İslamcılar, sosyal demokratlar, milliyetçi hareket bir araya gelerek “süreç komisyonu” oluşturdu.

Türkiye’nin ulus devletten federasyona dönüşüm öyküsünde, Türk kimliği günah keçisi ilan edilerek varılmak istenen hedef, demokrasi, insan hakları, eşitlik, özgürlük, emperyalizm, ırkçılık gibi kavram ve olgularla kamufle edildi.

Halbuki, meselemiz, insanın değerini ve insan haklarını önceleyen yönetim biçiminin inşasıdır. İnsan haklarına dayalı devlet.

Efendilerin meselesi ise, destekledikleri veya çıkardıkları çatışmaları kullanarak toplumları sorgusuz sualsiz itaatkâr sürülere dönüştürmek.

Bu amaç için din ve etnisite grupları kullanılıyor. Hedef, Emevî İslamı en üst kimlik kabul edilerek, federasyon veya benzeri bir yapılanmayı gerçekleştirmek. Tarih tekerrür eder mi, göreceğiz...

Öte yanda, solda doksanlardan beri süren çöküşün muhasebesini yapmak yerine Kürt milliyetçiliğinde teselli arayışları, ABD himayesinde sürüyor.

Evet, Ortadoğu bir Gayya Kuyusu; Binlerce yıldır böyle gelmiş böyle gidiyor.

Ancak Türkiye’nin Ortadoğu ilişkilerinde yeni diplomatik tercihlerine bakılırsa, ülkeyi bekleyen tehlike büyük.

Akşamdan sabaha değişen politik ilişkileriyle uluslararası ün yapan Ortadoğu’da, Cumhuriyet’in yüzyıllık dış politikasını terk etmenin bedeli çok ağır olabilir.