Bir gün babamın yanına İstanbul'dan birileri geldi. Dedemi bulamadıklarını, tezgahın nerede olduğunu sordu. Ben de o an düşündüm. Eğer bu kadar aranan bir tatlıysa bizim bunu devam ettirmemiz lazım. Sonrasında dedemi gördüm ve koşarak yanına gittim. 'Ben bu tatlıyı öğrenmek istiyorum' dedim. Ertesi gün öğlen saatinde dedemin yanında önlüğü giyip hazır bulundum. İlk gün sadece izledim. İkinci gün fıstık dizdim, üçüncü gün fırına götürdüm. Yaklaşık 8 ay sonra ise dedemin izniyle hamura dokundum ve hamur yaptım." |