Fuar'ın aşkına

Abone Ol

Gerçek “Sanat Güneşi” oydu...

Son 75 yıl içinde...

Başka “Sanat Güneşi” doğmadı!

***

Sesiyle… Sahnesiyle… Sözüyle… Sohbetiyle…

O, bir İzmir Fuarı mucizesiydi!

Türkiye’ye imza attığı…

En anlamlı ilk gece ise…

Rüyalara sığmayacak kadar güzeldi…

Her yaştan dinleyicisini “mest” ederdi…

İzmir’de mutlu olur…

Bu kadim kenti, sesiyle alır; başka diyarlara götürürdü…

Mesela…

Fuar’da o şarkısını seslendirirken…

İzmirli, Egeli hayranları nefesini tutardı…

Abartı yoktu…

Densizlik yoktu…

O’nun benzersiz şarkı sesi…

İzmir’in yaz gecelerinde…

Hayalleri… Tutkuları… Sevdaları…

Fişekler...

Her yaşın mutlu olmasını becerirdi…

***

Bu güzel ülkenin “Sanat Güneşi” idi…

Halkın “imzası” bu ünvan…

Başka hiçbir sanatçıya nasip olmadı…

Bursa doğumluydu…

Hayatı İstanbul’da geçti; yedi tepeli kentte ünlendi ama…

O’nun yaşamında İzmir’in ayrı bir yeri vardı…

Bir avuç İzmirli ancak hatırlar...

İlk kez İzmir’de sahneye çıktı…

Yıl, 1955…

İzmir’in ünlü organizatörü Tepegöz Necdet (Necdet Özateşmen)…

O’nu…

Çocuk Esirgeme Kurumu yararına…

Bugünkü Elhamra Sineması’nda sahneye çıkardı…

İzmir O’na, o da İzmir’e doyamamıştı…

Bir süre sonra…

Bir devrin çok ünlü “Gır Gır Süpürgeleri”ni üreten…

İzmirli işadamı Tacettin Hiçyılmaz

70’li yıllarda yanıp kül olan…

Çankaya’daki İkbal Sineması’nda O’na bir konser verdirdi...

İzdihamdan kapılar kırıldı…

1959’da…

Güzelyalı’da bir açıkhava konserine geldi…

Mübalağasız üç bin kişi izledi…

O günlerde İzmir’in nüfusu taş çatlasın 800 bin civarındaydı…

Alsancak’ta restoran işleten Mehmet-Halit Alpman kardeşler…

Zeki Müren’e…

Fuar’da sahneye çıkması için teklif yaptı…

İzmir Fuar Müdürlüğü’nün özel izniyle…

Zeki Müren için…

Basmane Kapısı’nın girişine açık hava gazinosu yapıldı!

O günlerde Fuar bir ay açık kalıyordu…

Zeki Bey, “Son 21 gün gelirim” diyerek tatlı bir kapris yaptı...

O’nu da kabul ettiler…

Her gece dört bin kişiye konser veriyordu…

İzmir’e gelişi kıyamet, gidişi ayrı kıyametti…

Biletler haftalar öncesinden satılıyordu…

Çünkü…

Bakın, burası önemli…

Zeki Müren…

O’nu dinleyip, seyredenlerin…

Sosyal ve ekonomik yapısına…

Müthiş bir zenginlik sunuyordu…

O tarihlerde…

“Ay şekerim; biz dün akşam Zeki Müren’deydik…”

Demek bile özel mi özel bir ayrıcalıktı...

Şarkıların efendisi…

Fuar konserleri için mukavele yapmaz…

Alpman Kardeşler’le sadece el sıkışır, parasını alırdı…

***

Merak ediyorsunuz di’mi?

Zeki Müren’in…

İzmir’i “kendi evi gibi görmesi için” sayısız neden vardı…

“Yok artık...” diyeceksiniz ama...

Fuar İdaresi bile, bahçeye O’nun popüler şarkısı…

“Manolya” adını vermek için onayını almıştı…

Zeki Müren, mutluluğun zirvesinde yaşıyordu…

Akşam yemeği için Kordon'daki Erol'un Yeri'ne gider…

Program sonrasında ise…

Numune Pavyon'da eğlenmek…

Büyük Efes Oteli'nin lobisinde dostlarıyla sohbet etmek…

O’na yetiyor da artıyordu bile…

Sanat Güneşi'ne İstanbul dar geliyordu…

Çünkü…

“Yedi Tepeli Kent”te...

Böylesine büyük ve çok sayıda dinleyici alan mekan yoktu…

İçkili gazinolarda şarkı söylemek de tarzı değildi…

Ancak…

1980 yılında ne yazık ki, büyü bozuldu…

Alpman Kardeşler’den ayrıldı…

O yıl, Osman Kavran'ın çalıştırdığı Fuar Göl Gazinosu'nda…

Kendisini dinlerken alkol alanlara şarkı söylemek zorunda kaldı…

Ve o yıl İzmir'deki son sahne yılı oldu…

***

Zeki Müren, daha sonra…

Hep Fuar’daki Manolya yıllarını özleyerek, düşleyerek yaşadı…

İzmir'de çok sevildiğini biliyordu…

Bu kadim kentte sayısız dost edinmişti…

İzmir Basını’nın onu kucaklayan tavrı…

İstanbul Basını’nın yıpratıcı yayınlarından uzak kalan bir sanatçı için…

Cennet’te yaşamak gibi bir şeydi…

Son kez İzmir’e geldiğinde…

Takvimler 24 Eylül 1996’yı gösterirken…

Fuar'daki TRT stüdyolarındaki törende kalp krizi geçirdi...

...Ve her şey “50 saniye içinde” başladı ve bitti!

Kurtaramadılar; hayata veda etti...

Aradan tam 29 yıl geçti...

Sanki…

Öleceğini hissederek İzmir'e gelmek bile…

Zeki Bey’in bu kenti ne kadar sevdiğinin bir göstergesiydi…

Ne garip bir tesadüf!

Zeki Müren...

Yaşasaydı bugün “94 yaşında” olacaktı...

Ve ne kadar ilginçtir ki...

İzmir Fuarı, bugün “94’üncü kez” kapılarını açıyor!

Işıklarda uyusun…

***

“Sanat Güneşimiz”

İzmir’de ilk kez mikrofon başı yaptığında…

İki yaşındaymışım…

“Paşa” ile çok röportaj yaptım…

Hürriyet’te iken...

İki saatliğine Bodrum’a röportaj için gittiğimi hatırlarım...

Ancak…

Okuduğunuz…

“Zeki Müren’in İzmir ve Fuar Sevgisi” ile ilgili duygusal göndermelerin bir kısmı...

Gazetecilik hayatımda ağabeyliğini hiç esirgemeyen…

Değerli meslek büyüğüm Tayfur Göçmenoğlu’nun…

Gözlemleridir… Saygılarımla…

Nokta!

Hamiş 1: Zeki Müren, klasik Türk müziğinin en büyük isimlerinden biridir... 1991'de "Devlet Sanatçısı" ünvanıyla ödüllendirildi... Türkiye'de Altın Plak Ödülü'nün de ilk sahibi oldu... Müzik yaşantısı boyunca 600’ü aşkın plak ve kaset doldurdu; 300’den fazla şarkı besteledi...

Hamiş 2: Türkiye'nin fuarcılık konusunda lokomotifi olan İzmir Enternasyonal Fuarı, (bugün) 94'üncü kez kapılarını açıyor… Gezin, görün, eğlenin ama bir zamanlar o efsane İzmir Fuarı’nı, memlekete tanıtanların başında “Paşam” gelir; unutmayın...

Hamiş 3: Yaşı kaç olursa olsun; o billur ses hala “kalplere vur bir zımba!” dedirtecekti… Kadere bakın ki, çok sevdiği İzmir'de vefat etti...

Sonsöz: “Aşkı zikretmek için; söz dudağa gelmeden önce, cemre gibi yüreğe düşmelidir! / Hz. Mevlana…”