SPOR

Dev maçın Türkiye yankıları

Abone Ol

Spor yazarları bugünkü köşe yazılarında Manchester United - Galatasaray maçını değerlendirdiler. İşte yazarların yorumları...

Erman Toroğlu Öyle bir maç ki bardağın yarısı dolu diyebilirsiniz veya bardağın yarısı boş. Ama şunu net söyleyebilirim, iki takım arasında hem tecrübe farkı var, hem de kalite. Bu cümleden sakın Manchester United’ın çok iyi oynadığı anlaşılmasın. Galatasaray çok adamla hücum ediyor, Manchester çok adamla karşılıyor. Top dönüyor, Manchester az adamla hücum ediyor, daha tehlikeli ve etkili oluyor. Sebebi çok çabuk çıkıyorlar ve birbirlerini iyi tanıyorlar. G.Saray ağır oynuyor, mehter takımı gibi. Rakip kaleye gelen kadar, United bütün delikleri kapatıyor. Arada bir G.Saray çabuk çıkmaya kalkıyor, o pozisyonlarda da adamlar çok güzel taktik faulle oyunu kesiyorlar.

Altan Tanrıkulu Oyun olarak Galatasaray düşündüğünü ve planladığını sahaya yansıttı. Umut sakatlanmasa puan da alabilirdi. Karşılaşma Galatasaray adına şunu gösterdi. Maçın başını çok iyi oynayacaksınız. Ve mutlaka orta saha oyuncuları hücumu düşündükleri kadar savunmayı da düşünecek. İlk yarıda direğe çarpan toplar ikinci yarıda Selçuk ile yakalanan fırsat Emre'nin şutu, hep güzel organizasyonlardı. Galatasaray dünyanın en güçlü takımlarından biriyle deplasmanda başa baş oynayarak hem gruptan çıkabileceğini gösterdi hem de Türk futbolunun gösterilmeye çalışıldığı kadar kötü durumda olmadığını kanıtladı. Yüzde yüz bir penaltısı verilmedi. Sahanın en iyisi bence Valencia, Hamit, Muslera ve Carrick'ti. Kalan 5 maçta Galatasaray mutlaka bir deplasman galibyeti almak zorunda. Bu oyunu sergilediği sürece de en az bir galibiyet çıkartır.

Hakan Ünsal Fatih Hoca’nın maça çıkardışı sürpriz kadro hem şaşkınlık hem de yanlışları beraberinde barındırıyordu. Elmander ve Cris’in oynamaması Galatasaray’ın ofansif ve defansif aksiyonlarında ciddi eksikleri ortaya koydu. Kaldı ki Fatih Hoca, yaptığı yanlışı Elmander’i erken oyuna alarak gidermek isterken diğer taraftan sezonun en formda oyuncusunun moralini yerle bir etti. Sadece bu da değil aynı zamanda oyunun ilerleyen bölümlerinde ihtiyacı olacak kenardaki bir kozunu da ilk bölümde harcadı. Her şeye rağmen sarı kırmızılı ekibin maça başlangıç isteği, arzusu ve mücadelesi iyiydi. Hakem Stark ilk yarıda 1 penaltı ve 1 kritik noktada faul kararında yaptığı hatalar ile Cimbom’un kaderi ile oynadı. Bir de üstüne verdiği skandal penaltı her şeyi berbat edecekti ki, Muslera kalitesini gösterdi. Ama yine de rezil bir maç yönettiğini söylemem lazım.

İlhan Söyler Old Trafford'un direkleri sallandı. Galatasaray şanslı bir gününde olsaydı deplasmandan beraberlikle dönebilirdi, belki de yenebilirdi. Hücumda Burak hiç yoktu. Sahanın yıldızı bence Semih'ti. Onu tebrik etmek lazım hiç falso vermeden futbol oynadı. Defans soluna oyuncu alması şart. Çünkü Hakan ağırlaşmış zor koşuyor. Melo çok kötüydü, bu kadar kötü top oynayacaksa oynamasın. Hakemin ne yaptığını anlamadım. Yanlış kararlar verdi penaltıları vermedi ipin ucunu kaçırdı. Ama her şeye rağmen G.saray yeni bir ekip bu kadar savaşıyorsa tebrik etmek lazım. Terim yerinde değişikliklere girdi Amrabat'ı neden aldığını bilmiyorum. Melo'yı çıkartıp Emre'yi alması tam yerindeydi. Bu genç futbolcunun Burak'a attığı pas nefisti. Aslında G.Saray Türkiye'ye dönerken gülerek gelmesi gerekir.

Rıdvan Dilmen Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Manchester United ile kafa kafaya, kora kor oynamayı planlamıştı. Ligdeki herhangi bir Anadolu maçı gibi... Skoru bulup belki de kontrollü oyunu düşünüyordu. Aslında maçın başında da geldi bu şans. Hakem açık penaltıyı vermedi. Süper Kupa maçındaki Caner-Umut pozisyonunun benzeriydi; hatta daha da netti. Sonuçta Şampiyonlar Ligi farklı bir lig. Galatasaray, ligimizde girdiği kadar pozisyona girdi. Bitirici isimlerden Umut sakatlandı; Burak ve özellikle Elmander de etkisiz kalınca bu fırsatları değerlendiremedi. M.United'da da van Persie'nin çok kötü bir gününde olması, bitirici noktalarda ağır kalması, Dany'nin çabukluğu ve önemli hamleleri işin kopmasını engelledi

Ahmet Çakar Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'nin Avrupa Kupası maçlarından önce Şenes Erzik'ten hakem koridorlarında dolaşarak hakeme kendisini göstermesini rica etmiş ve hakemler de onu görünce adil maçlar yönetmişler. Dün geceki maçı gördükten sonra şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Şenes Bey'in değil koridorlarda dolaşmak, Almak hakem Wolfgang Stark'ın gölge gibi peşinde dolaşması gerekirmiş.

Ziya Şengül Carrick’ten erken bir Manchester United golü izledik, üzülen olduk. Oyuna iyi başlayan Galatasarayımız, böylesine bir golü hak etmemişti. Amrabat’ın Galatasaray adına direkten dışarı giden gol topu, elbette şanssızlığımız oldu. Ama bir şeyi anlamıyorum. Oyuna iyi başlar gözükürken, kalemizde gol gören olmamalıydık.

Levent Tüzemen Lig TV'de Türk hakemlerinin yönetimleriyle ilgili yorum yapan Markus Merk, vatandaşı Stark'a, yardımcısı Pickel'e ve kale arkasındaki ekstra yardımcısı Dingert'e Almanya'da herhalde sitem dolu iki çift laf edecektir. Çünkü bu üç Alman, daha maçın 40. saniyesinde Vidic'in topu önünden çalan Umut'un topuğuna basmasının "Penaltı" olduğunu gördü ama ya yürekleri yetmedi ya da Manchester United'ın gücünden korktukları için düdükleri tutukluk (!) yaptı.

Selçuk Dereli Galatasaray, çok da kötü oynamadığı maçtan gol pozisyonları da yakalamış olmasına rağmen mağlup ayrıldı. Maçın başında savunmada yaşanan panik Manchester’ın golü kazanmasıyla sonuçlandı. Bir de bunun üzerine orta sahadan destek gelmeyince savunmada zor anlar yaşadılar. Maçın Alman hakemi Stark çok kötü bir yönetim gösterdi. Stark vermiş olduğu bir penaltının yanında 3 penaltıyı da atladı.

Uğur Meleke Dünya Kupası’nda Bulgarlar yarı final oynayabilir, Yunanistan veya Danimarka Avrupa şampiyonu olabilir. Ama Şampiyonlar Ligi farklıdır, sürprize fena halde kapalıdır. Devler Ligi’nin finali de 15 yıldır ipoteklidir: Aristokrasi sınıfı (3 büyük ülke: İng, İsp, İta) ve onlara oyuncu sağlayan burjuvazi sınıfının (4 baş altı takım: Bayern, Lyon, PSV, Porto) dışına nerdeyse hiç çıkmaz. Belki de futbolda tecrübenin en değerli olduğu arena burasıdır, dünkü Galatasaray 11’inde de Eboue-Melo-Hamit hariç deneyimli oyuncunun olmaması müsabakanın en kritik detayı... ManU’nun maça çok süratli başlayıp erken bir gol bulmasının nedeni de bu.

Ömer Üründül Galatasaray, Manchester karşısında tempoya tempoyla karşılık vererek başabaş bir ilk yarı sergiledi.. İlk dakikadan itibaren önde baskının uygulandığı takımın alıştığı düzen gündemdeydi. Ancak bu görüntü, doğal olarak Manchester United gibi organize ve çabuk çıkan bir takım önünde ciddi kale önü tehlikelerine neden oldu. Alex Ferguson son bölümde yorulan oyuncularını kenara alarak takım savunmasını sağlama aldı ve takımın maçı üç puanla bitirmesini sağladı. Bana göre Galatasaray'da en başarılı iki isim önce Dany sonra Semih'ti