Politika

Erbakan hayatını kaybetti

Eski Başbakanlardan Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.’

Abone Ol
Eski Başbakanlardan Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.’
Bir süredir tedavi gördüğü Güven Hastanesi Erbakan'ın saat 11:40'ta hayatını kaybettiğini açıkladı.
Refah Partisi ile 1995 seçimlerinde sandıktan birinci çıkan Erbakan, Doğru Yol Partisi ile kurdukları koalisyon hükümeti ile Başbakanlık koltuğuna oturmuştu.
Son kurultayda Saadet Partisi Genel Başkanlığına seçilen Erbakan 85 yaşındaydı.
Erbakan, Fatih camisinde yapılacak cenaze töreninin ardından salı günü toprağa verilecek.
Erbakan sol ayağında damar iltihabı teşhisiyle hastaneye kaldırılmıştı. Gereken tetkiklerin yapılmasının ardından Erbakan’’ın 24 saat hastanede gözetim altında tutulacağı açıklanmıştı. Hastanede bulunduğu süre zarfında ziyaretçi yasağı uygulanan Erbakan geçtiğimiz Salı günü parti yöneticileriyle hastanede toplantı yapmıştı.
RESMİ TÖREN YOK!
Recai Kutan Erbakan için Ankara'da resmi bir tören düzenlenmeyeceğini söyledi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kamalak, Necmettin Erbakan’’ın ölümü üzerine, "Allah Rahmet eylesin, her nefes ölümü tadacaktır. Mekanı cennet olsun" dedi.
ANKA’’ya konuşan Kamalak, "Ancak teşkilatımız dimdik ayaktadır. Onun göstermiş olduğu yoldan inşallah sapmaksızın hem Türkiye’’mizin geleceği, hem de tüm insanlığın selameti için. Tüm milletimizin başı sağolsun" dedi.
Kamalak, Siyasi Partiler Kanunu’’na göre, 45 gün içinde Genel Başkanlık seçimi için bir kongrenin yapılması gerektiğini de hatırlatarak, Saadet Partisi’’nin şüphesiz genel seçimlere de gireceğini belirtti.(ANKA)
SON İSTEĞİ NEYDİ?
Hayatını kaybeden Necmettin Erbakan'ın en yakın kurmaylarından olan Oğuzhan Asiltürk, Erbakan'ın son isteğini açıkladı. Asiltürk, Erbakan'ın resmi tören ve şaşalı bir cenaze töreni istemediğini söyledi. Asiltürk ayrıca doktorların kendisine çalışmasını yasakladığı halde Erbakan'ın siyasete asla ara vermediğini belirtti.
KİM NE DEDİ?
ABDULLAH GÜL'DEN BAŞSAĞLIĞI MESAJI

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, vefat eden eski
Başbakan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan’’ın oğlu Fatih Erbakan’’ı telefonla arayarak başsağlığı diledi, üzüntüsünü iletti.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Gül, Necmettin Erbakan’’ın vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı.

Erbakan’’ın vefatını derin bir üzüntüyle öğrendiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, büyük bir devlet, siyaset ve bilim adamını kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını ifade etti.

Türk siyasetinin önemli simalarından olan Necmettin Erbakan’’ın bilgisi, birikimi, kişiliği, tecrübesi, ilkeleri, mücadele azmi ve unutulmaz hizmetleriyle halkın sevgisini ve takdirini kazanmış örnek bir lider olduğunu belirten Gül, mesajında şunları kaydetti:

"Aziz milletimizin başı sağolsun. Siyasette bulunduğum dönemde yakın tanıma ve uzun süre birlikte çalışma mutluluğuna eriştiğim Necmettin Erbakan, hiç
şüphe yoktur ki yakın tarihimize damgasını vurmuştur. Hayatı boyunca üstlendiği tüm görevlerde millete hizmet etmeyi her şeyin üstünde tutan Prof. Dr. Necmettin
Erbakan, Türkiye’’nin her alanda gelişmesine ve kalkınmasına değerli katkılarda bulunmuştur.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan’’ı daima sevgi, saygı ve şükranla yad edeceğiz. Kendisine Allah’’tan rahmet diliyor, ailesine, milletimize, Saadet Partisi camiasına ve tüm sevenlerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum."

ARINÇ:SİYASETİ CİHAT OLARAK GÖRÜRDÜ

Bülent Arınç da hastaneye gittiğini ama kendisi ile görüşemediğini belirtti. Arınç, "Biz ondan çok şeyler öğrendik. Allah razı olsun. Şu an Ankara'da değilim ama cenazesine katılmaya çalışacağım. Sayın hocamızın eşinini ölümünden sonra çöktüğünü gördük. Birbirlerine çok bağlıydılar. Çocukları ona çok iyi davransa da eşinden sonra rahatsızlığı artmıştı.

Ben tam 35 yıl hoca ile birlikteydik. Ankara Hukuk Fakültesi öğrencisiyken Odalar Birliği Genel Sekreterliği'ni kazandı ama elinden aldılar. Ben de buna karşılık kapıda nöbet bekleyen gençlerden biriydim. Nizam Partisi gençlik kollarındaydım. Konya'da bağımsız adayken yanındaydım. O zaman her hafta 300 genç Ankara'dan gelip haftasonları Konya'da çalışırdık.

Milli Selamet Partisi'nin Manisa'da il başkanlığı yaptım. Sonra yasaklı oldum ve Refah Partisi kuruluşunda fiili bulunamadım.

2001 Temmuz'unda hocamızın yanına gittim. Geçmişin muhasebesini yaptım. Ondan sonra yanından ayrılıp AK Parti'nin içinde bulundum. Bizim bir milyon kusurumuz varsa onun çok az kusuru vardı. İnançlıydı ve inancını yaşıyordu. Bazıları kabul etmese de o düşüncelerini savundu.

Olaylar karşısında sendelediği olmuştur ama siyaseti cihat olarak bilen, düşünen ve tarifini yapan biriydi. Hiçbir zaman cihatı elinde kılıçla, birilerini katletmek olarak değil, iyinin güzelin yolunun yapılması olarak tanımlıyordu.

Bugün siyaseti Allah rızası için yaptığını söyleyen kaç siyasetçi var bilmiyorum ama hoca Allah rızası için siyaset yapıyordu" dedi.
KOŞANER: HİZMETLERİ HATIRLANACAK
Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner eski Başbakan Necmettin Erbakan’’ın ölümünün ardından başsağlığı mesajı yayınladı.
Org. Koşaner’’in mesajı şöyle:
’“Saadet Partisi Genel Başkanı ve eski başbakanlarımızdan Sayın Prof.Dr.Necmettin Erbakan'ın vefatını büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum.
Değerli bilim ve siyaset adamı olarak ülkemize yaptığı büyük hizmetleri daima hatırlanacaktır.
Şahsım ve Türk Silahlı Kuvvetleri adına merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli ailesine ve Ulusumuza başsağlığı dilerim.’”
ASİLTÜRK: İSYANLARA ÜZÜLÜYORDU
Erbakan'ın 45 yıl birlikte çalıştığı Yasin Hatipoğlu'nun çok duygulu olduğu gözlemlendi. Hatipoğlu Erbakan'ın kaybının hem Türkiye'nin hem de dünya kaybı olduğunu anlattı. Ayrıca son dönemde Afrika ve Ortadoğu'da çıkan isyanların onu çok üzdüğünü ifade etti.
Hatipoğlu ayrıca Saadet Partisi'nde yaşanan son dönemdeki ayrılıkların da Erbakan'ı çok üzdüğünü söyleyerek, "Ancak bu onun manevi kişiliğini hiç etkilemedi" dedi.
KURTULMUŞ: KIRGIN DEĞİLDİK
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş da Erbakan'dan çok şey öğrendiklerini anlattı. "Türkiye siyasi tarihine damga vurdu. Kendisi ile yakın çalışma arkadaşı olmaktan çok mutluydum. Kendisinin bize kattıkları çok büyüktür" yorumunu yaptı.
Kurtulmuş 28 Şubat sürecinde kimi oyunlarla nasıl devrildiğini belirterek ciddi şekilde haksızlıklara uğradığını da anlattı.
Kurtulmuş, Saadet Partisi'nde ayrılma döneminde ikisinini arasında hiçbir kırıklık olmadığını belirtti.
ILICAK: HAKSIZLIKLARA UĞRADI
Gazeteci Nazlı Ilıcak da üzgün olduğunu ve Erbakan'ı sevdiğini dile getirdi. Ilıcak, "Zaman zaman haksızlıklara uğradı. Ancak yetiştirdiği kadrolar bugün iktidara geldi" dedi.
Ilıcak Erbakan'ın kadınları da siyasete kattığını belirtti. Bunun önemini belirten Ilıcak, Erdoğan'ın kadının dünyalaşmasına yardım ettiğini açıkladı.
ÇEKİRGE: TÜRKİYE'Yİ İYİ BİLİRDİ
Fatih Çekirge de Necmettin Erbakan'ın siyasete gülümseme ve hicvi getirdiğini belirtti. Ayrıca uçakla yaptıkları gezilerde üstünden geçtikleri her gölü ve barajı bilecek kadar ülkeyi tanıdığını söyledi. Çekirge ayrıca Erbakan, Süleyman Demirel ve Turgut Özal'ın Türkiye'nin altyapısını kurduğunu ifade etti.
KÜÇÜKKAYA: ETKİLİ BİR İSİMDİ
İsmail Küçükkaya Erbakan'ın hitabetinin kimsede olmayacak kadar renkli olduğunu söyledi. Milli Görüşteki Milli kelimesini de Erbakan önemserdi" diyen Küçükkaya sözlerini şöyle sürdürdü; "Bir dönemi tanımlamadaki Demirel, Ecevit, Türkeş ve Erbakan isimlerinden, hatta bu dörtlünün en etkili isimlerindendi.
ERBAKAN KİMDİR?
Erbakan 29 Ekim 1926 yılında Sinop'ta doğdu. Babası Adana'nın Kozan ve Saimbeyli bölgesinde yaşamış olan Kozanoğullarından Mehmet Sabri Erbakan. Ağır ceza reisi olan babasının birçok yerde görev yapmış olması dolayısıyla çocukluğu muhtelif Şehirlerde geçen ERBAKAN'ın annesi de Sinop'un tanınmış ailelerinden birinin kızı olan Kamer Hanım'dır.
Necmettin Erbakan ilkokul'a Kayseri Cumhuriyet İlkokulu'nda başladı, babasının Trabzon'a tayin olması dolayısıyla ilkokul öğrenimini burada okul birincisi olarak tamamladı. 1937 yılında ilk tahsilini tamamladıktan sonra aynı yıl İstanbul Erkek Lisesi'nde orta tahsiline başladı. İstanbul Erkek Lisesi'ni 1943 yılında birincilikle bitirdi. 1948 yılı yaz döneminde İTÜ Makine Fakültesi'nden mezun olan ERBAKAN aynı yılın 1 Temmuz'unda Makine Fakültesi Motorlar Kürsü'nde asistan olarak göreve başladı.
1948-1951 yılları arasındaki bu 3 yıllık asistanlık döneminde o zaman doktora tezine tekabül eden yeterlilik tezini hazırladı. Sınıflarda ders vermek doçent ve profesörlerin yetkisinde olmasına rağmen kendisi asistan olduğu halde ders vermesine izin verilmiştir. Yeterlilik tezindeki başarısından dolayı üniversite tarafından 1951 yılında Aachen Teknik Üniversitesi'nde ilmi araştırmalar yapmak, bilgi ve görgüsünü artırmak üzere Almanya'ya gönderilen Erbakan, Alman ordusu için araştırma yapan DVL araştırma merkezinde Profesör Schimit ile birlikte çok başarılı çalışmalar yaptı.
Alman üniversitelerinde geçerli olan Doktor unvanını aldı
Aachen Teknik Üniversitesi'nde çalıştığı 1.5 yıl süre içerisinde, bir tanesi doktora tezi olmak üzere 3 tez hazırlayan Erbakan, Alman üniversitelerinde geçerli olan "Doktor" unvanını aldı.
Alman Ekonomi Bakanlığı için motorların daha az yakıt yakmaları konusunda araştırmalar yaparak rapor veren ve bu arada da doçentlik tezini hazırlayan Erbakan'ın "Dizel motorlarda püskürtülen yakıtın nasıl tutuştuğunu" matematiksel olarak izah eden bu tez, Alman ilim çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. Tezin mecmualarda neşredilmesi üzerine o tarihte Almanya'nın en büyük motor fabrikası olan Deutz motor fabrikalarının umum müdürü Prof. Dr. Flats tarafından Leopar tanklarının motorları ile ilgili araştırmalar yapmak üzere bu fabrikaya davet edildi. Alman Ekonomik Bakanlığı'nın RUHR sahasındaki fabrikalar üzerinde araştırma yapmak için görevlendirilen heyette kendisinin de yer almasının istenmesi üzerine 15 gün Ruhr sahasındaki bütün Ağır Sanayi fabrikalarını gezip inceleme fırsatı buldu.
II. Dünya Harbi'nden sonra Alman üniversitelerinde ilk Türk ilim adamı olan Erbakan, 1953 yılında doçentlik imtihanını vermek üzere İstanbul'a döndü. İmtihan sonucunda 27 yaşında Türkiye'nin en genç doçenti olma başarısını gösteren Necmettin Erbakan, araştırmalar yapmak üzere tekrar Almanya'nın Deutz fabrikalarına gitti. Burada 6 ay süreyle motor araştırmaları başmühendisi olarak, Alman ordusu için yapılan araştırma çalışmalarına katıldı.
1953'ün Kasım ayında İstanbul Teknik Üniversitesi'ne dönen Erbakan, Mayıs 1954 - Ekim 1955 yılları arasında askerlik görevini ifa etti. İstanbul Kağıthane'deki 6 aylık yedek subay öğreniminden sonra Halıcıoğlu'ndaki istihkam bakım bölüğünde 6 ay asteğmen, 6 ay da teğmen olarak makinelerin bakım ve tamiratları kısmında görev yaptı.
Askerlik görevinden sonra tekrar üniversiteye dönen Necmettin Erbakan 1956 yılında Türkiye'de ilk yerli motoru imal edecek olan, 200 ortaklı Gümüş Motor A.Ş.'yi kurdu. Erbakan da böyle bir fabrika kurma fikri Almanya'da çalışmaları esnasında, Türkiye Zirai Donatım Kurumu'nun sipariş verdiği motorları görünce iyice uyanmıştı.
Yurda dönünce bu çalışmayı başlattı. Ve bugün Pancar Motor adı altında çalışan fabrikanın temelini 1 Temmuz 1956'da attı. Gümüş Motor fabrikasında seri imalat 1 Mart 1960 tarihinde başlamıştır. 1960 yılında Ankara'da yapılan Sanayi Kongresi'nde Gümüş Motor'un yaptığı imalatları sunan Erbakan "Yeni hedef otomobillerin Türkiye'de yapılmasıdır" fikrini ortaya atmış, o zaman yönetimde olan askerler tarafından revac bulan bu fikir üzerine Eskişehir Demiryolları CER atölyesinde "DEVRİM OTOMOBİLİ" adıyla ilk yerli otomobil Erbakan tarafından imal edilmiştir. Askeri yönetim Gümüş Motor fabrikasını gezmiş, büyük ilgi ve heyecan duymuşlar, bunun üzerine 200'e yakın General ve üst rütbeli subaya Erbakan tarafından bir Sanayi Konferansı verilmiştir.
1965 yılında profesör olan Erbakan, Şubat 1966'da Odalar Birliği Sanayi Dairesi Başkanlığına getirildi. Daha sonra Genel Sekreter olan Erbakan, 1968 Mayıs'ında Odalar Birliği İdare Heyeti Üyesi, Mayıs 1969'da da Odalar Birliği Başkanı oldu.
Necmettin Erbakan 1967 yılında evlendi. Sanayiye gerekli ilginin gösterilmemesi üzerine siyasete atılmaya karar verdi. Erbakan, 1969 seçimlerinde Konya'dan bağımsız olarak adaylığını koydu ve seçilerek Meclis'e girdi.
24 Ocak 1970 yılında Milli Görüş'ün ilk partisi olan Milli Nizam Partisi'ni kuran Erbakan, 1971 Nisan'ında ihtilal yönetiminin de baskısıyla, Milli Nizam Partisi kapatıldı. Daha sonra 11 Ekim 1972 tarihinde kurulan Milli Selamet Partisi, Erbakan liderliğinde girdiği 1973 seçimlerinde yüzde 12 oyla 48 Milletvekilliği ve 3 Senatörlük kazanarak 51 parlamenterle Meclis'e girdi.
1974 yılı başında kurulan MSP-CHP koalisyonunun bozdurulmasından sonra kurulan dörtlü koalisyonda da yer alan MSP'nin Genel Başkanı yine Başbakan Yardımcılığı ve Ekonomik Kurul Başkanlığı görevlerini üstlendi. 5 Haziran 1977 seçimlerinden sonra kurulan 3'lü koalisyonda da bu görevini devam ettiren Erbakan liderliğindeki MSP, böylece toplam 4 yıl süreyle hükümet ortağı oldu.
1978 yılı başında 12 Eylül 1980'e kadar muhalefette kalan MSP'nin Genel Başkanlığını yürüten Necmettin Erbakan, 12 Eylül İhtilali'nin getirdiği yasaklarla Eylül 1987 yılına kadar politikadan uzak kaldı. Eylül 1987'deki referandumla yeniden siyasi haklarını elde eden Erbakan, 19 Temmuz 1983 tarihinde kurulmuş olan Refah Partisi'nin, 11 Ekim 1987 tarihinde yapılan kongresinde oy birliği ile Genel Başkanlığa seçilen Necmettin Erbakan 20 Ekim 1991 seçimlerinde Konya'dan yeniden Milletvekili seçildi.
1995 genel seçimlerinde tekrar Konya'dan Milletvekili seçilerek meclise girdi. Bu seçimlerde Refah Partisi yüzde 21.7 ile birinci olmuştur. Bunun üzerine 28 Haziran da hükümeti kurma görevini alarak 7 Temmuz da güvenoyuyla Türkiye'nin Başbakanı oldu.
1998 yılı Şubat ayında Genel Başkanı olduğu Refah Partisi’’nin kapanmasıyla 5 yıl siyasi yasaklı hale gelen Erbakan 11 Mayıs 2003'te Saadet Partisi'ne Genel Başkan seçildi. Evli ve 3 çocuk babasıdır.