Dilek ÇELİKTEN - Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Son yıllarda protez tırnak, nail art, kalıcı oje ve jel tırnak kullanımı kadınlar arasında yaygınlaşan bir rutine dönüştü. Rusların Türkiye’ye getirdiği bu yeni güzellik sektörü artık Türk işletmeci ve ustaların ellerinde büyüyor. Her ne kadar sektörden Ruslar uzaklaşmış olsa da müşterilerin yine de Rus ustalara güveni yine de daha fazla oluyor. Sektörün büyümesiyle beraber nitelikli eleman sorunları yaşanırken bir yandan da sektör, enflasyondan etkileniyor ve parlayan tırnakların maliyetleri artıyor.
Bazı güzellik salonları tırnak ustalarının azlığından şikayet etti. Nitelikli personel bulamadıklarını ve bir süredir ustasız kaldıklarını belirttiler. Deneyimli personelin iş başvurusunda bulunup gelmediğini, deneyimsiz olanların ise ısrarcı olduğunu belirttiler.
Jas Bien Güzellik Salonu işletmecisi Gamze Akbağ ise tırnaktaki güzellik sektörüne dair bütün her şeyi masaya yatırdı. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bulunan Jas Bien’de müşterilerine sağlıklı ve temiz bir şekilde hizmet veren Akbağ, sektöre dair detayları anlattı.
‘YAZIN DURGUN GEÇİYOR, SEZON EYLÜL’DE BAŞLIYOR’
Sektör sanılanın aksine İzmir’de Eylül ayı itibariyle başlıyor ve firmalar da başlangıç süreçlerinde çeşitli kampanyalar yapıyor. Bu kampanyalardan birinin adresi olan Jas Bien’in işletmecisi Akbağ, “Biz şu an kampanyadayız, 800 TL’den yapıyoruz. Normal süreçte 1000-1500 TL arasında değişiyor. Nail artlarda farklı taş süslemeler istenirse 200 TL daha ücret oluyor. Eylül itibariyle işler daha da yoğunlaşıyor. Yazın insanlar tatilde olunca buralarda kimse kalmıyor gelen olmuyor. Yaz döneminde bizim sektör daha durgun geçiyor” diye konuştu.
GENÇLERİN İLGİSİ, ANNELERİN MESAFESİ ÇOK
Müşterilerinin genelde gençlerden oluştuğunu belirten Akbağ, “Öğrenciler daha çok talep ediyor, müşterilerimiz genelde 18-25 yaş aralığında. Çocuklu anneler arasında da elbette tercih edenler var ama genç kızlar daha fazla tercih ediyor. Uzun tırnağa alışması biraz zor bir süreç. İlk etapta sorun yaşıyorsunuz. Bir süre sonra uzun tırnaklara alışıyorsunuz. Çok şık duruyor. Kullanımı bir süre sonra çok rahat. Kullanım şekline göre 1 ay kadar kullanılıyor tırnaklar” dedi.
‘ERKEK MÜŞTERİLERİMİZ DE OLUYOR, DÜZENLİ BAKIM YAPTIRIYORLAR’
Daha çok kadınların talep ettiği düşünülen sektörde aslında erkeklerin de yer aldığını belirten Akbağ, “Erkek müşterilerimiz oluyor. Kalıcı oje ve protez tırnaklarda kadınlar daha çok yapıyor. Erkek müşterilerimiz geliyor ama daha çok bakım için geliyorlar. Ayrıca tırnaklarına oje yaptıranlar da oluyor. Düzenli olarak gelip manikür, pedikür yaptıran erkek müşterilerimiz var” ifadelerini kullandı.
DÜĞÜN STANDARTI OLDU
Tırnak güzelliğinin de düğün öncesinde ‘gelin saçı’ gibi artık standart haline geldiğini anlatan Akbağ, “Gelin saçı gibi artık gelin tırnağı da mutlaka yapılan bir işleme dönüştü. Gelin tırnağı olarak da özel tırnak çeşitleri var. Genelde gelinler sadelikten yana oluyor. Gelinliğe özgü modeller seçiyorlar. Daha taşlı, beyaz tırnaklar istiyorlar” dedi.
‘FİYATLARI DÜŞÜK TUTMAK ZORUNDAYIZ’
Türkiye’de yaşanan ekonomik dalgalanmalara rağmen fiyatları düşük tutmaya çalıştıklarını belirten Akbağ, “Fiyatlar konusunda düşük tutmaya çalışıyoruz. Fiyatı yüksek tutmak istemiyoruz. Ortamı gördükten sonra fiyatımızı çok uygun buluyorlar. Ekonomik şartları göz önünde bulunca fiyatları ekonomik yapmak zorundayız” diye konuştu.
‘BİZİ KUR DEĞİL, ENFLASYON ETKİLİYOR’
Ekonomik dalgalanmalar sebebiyle trend olan sektörde bazı dükkanlar kapanmış durumda. Kur fiyatlarındaki artış ve yükselen enflasyon oranlarının sektöre etkilerinden bahseden Akbağ, “Bizi kurların artışı değil, enflasyon etkiliyor. İş yeri kirası, personel maaşları ve vergiler bizi çok etkiliyor. Bu kalemlere zam geliyor, biz aynı değerde zam eklemiyoruz. İnsanların alım gücü zayıfladığı için fiyatlarımızı arttırmamaya çalışıyoruz. Bizi zarara sokan bu oluyor. Gelenler artıyor ama gelirler azalıyor. Enflasyon arttıkça batan dükkanlar artıyor. Gider fazla, gelir az. Dolarla alınan ürünlerin bu tür firmaları etkilemesi daha zayıf. Ürünlerin maliyeti yüzde 10’lar seviyesindeyken diğer kalemler yüzde 90’lar seviyesinde. Ürün maliyetinden ziyade; kira, personel ve vergi giderleri işyerlerinin belini büküyor” dedi.
‘GELİRİ AZ; KONTROLÜ VE GİDERİ FAZLA BİR SEKTÖR’
Sektördeki kontrollerin çok sık olduğunu belirten Akbağ, “Bu sektör inanılmaz kontrol altında. Belediyeler ayda bir defa denetime geliyor. Sağlık İl Müdürlüğü her ay denetime geliyor. Kapanan işyerlerinde tahmin ediyorum ki ruhsatsız olanlar kapanmıştır. Ruhsatsız olan işletmeler var. Bizim her kullandığımız cihazın ruhsatı var. Ruhsat olmadan cihazı kullanamazsınız. Sektör eskiye göre daha fazla denetim altında. Geliri az; kontrolü ve gideri fazla bir sektör haline geldi. Bu sektörde inanılmaz fazla kontrol var. Bu kontrollerin yapılmasından ben işletme sahibi olarak mutluyum. Yapılsın ve kurallara uyanlarla uymayanlar ayrılsınlar. İşletmeler sağlığı ön planda tutup maliyeti geri planda tutması lazım” diye konuştu.
‘BU SEKTÖR SOSYAL MEDYADAN DÖNÜYOR’
Son olarak sosyal medyanın sektör üzerindeki etkisine değinen Akbağ, şunları söyledi:
Bu iş sosyal medyayla dönüyor. Instagram burada başrolde. Bütün müşteriler Instagram’dan geliyor. Sosyal medya olmasa bu işler hiç olmaz. Bizim yerimiz ve konumumuz itibariyle bizim için tabeladan görüp gelen oluyor. Orana vurursak yüzde 90 sosyal medya, yüzde 10 tabela.