NOBEL yöneticilerinin 21. Asrın "TARİKATLI DEMOKRASİ GARDİYANI" ödülünü vermeyi ciddi ciddi düşündükleri Başbakan Erdoğan dün, karşısında hazır kıta AKP oeşkilatlarını bulunca, camdan dışarı çıkıp (camda danışmanlarının yazdığını okumayı bırakıp, aklına geleni söylemesi demektir) esti, yağdı, gürledi.’¶
Başbakan’’ın talimatlarından ikisini çok önemsedim.
Birincisi; ’“Yargı sadece bağımsız değil, esas olarak tarafsız olmalı ve Yargı Yürütme’’nin işine karışmamalı’” dedi. Ne demek istediğini anlayamadım, hukukçulara sordum, onlar da işin içinden çıkamadılar. Sonunda nefesi güçlü, derin bir hocaya sordum; ’“Bağımsız değil tarafsız olmak demek, bizim inanışımızda, kendini bana teslim et, sadece benim emrimde ol, başka herkese karşı tarafsız ol anlamındadır. Yargıya da, az bekle seni de benim dediğimi yapar hale getireceğim demektir’” dedi.
Birincisi; ’“Yargı sadece bağımsız değil, esas olarak tarafsız olmalı ve Yargı Yürütme’’nin işine karışmamalı’” dedi. Ne demek istediğini anlayamadım, hukukçulara sordum, onlar da işin içinden çıkamadılar. Sonunda nefesi güçlü, derin bir hocaya sordum; ’“Bağımsız değil tarafsız olmak demek, bizim inanışımızda, kendini bana teslim et, sadece benim emrimde ol, başka herkese karşı tarafsız ol anlamındadır. Yargıya da, az bekle seni de benim dediğimi yapar hale getireceğim demektir’” dedi.
Aklım tamamen karıştı. Bağımsız olmadan, nasıl tarafsız olunur anlayamadım. Yargı’’nın Yürütme’’nin işine karışmamasına gelince, Yargı ne yapar bilemem ama, ben bunların Yürütme işlerine karışıyorum ve karışmaya devam edeceğim. Yüce Divanlık dosyalar o kadar çok ki, son olarak, İstanbul’’ da ki TEKEL ARAZİSİNİN cemaate peşkeş çekilmesi olayı var, tam bir rezalet.
İkincisi; Başbakanın, kendisini methetmeyen köşe yazarlarına kızması ve gazete patronlarını açıkça tehdit etmesidir. Hatta bu tehdidi o kadar ileri götürüyor ki, ’“O köşe yazarlarına o kalemleri teslim edenler, kusura bakma kardeşim bu dükkanda sana yer yok deyin ve kapının önüne koyun’” diyebiliyor. Böyle bir demokrasi anlayışına ne denebilir?
Başbakan’’ın kimseyi tehdit etmek gibi bir hakkı yoktur. Milletten aldığı siyasi gücü, milletini tehdit etmek için kullanmaya kalkanların, demokratik alanda yerleri yoktur. Size boyun eğmeyene vergi inceleme memurlarını gönder, diğerinin başına TMSF’’yi tebelleş et adamın yıllarca alın teri ile kazanıp yaptırdığı binasını onda bir fiyatına, çocuklarını yurtdışında okutan kişiye ver, ötekinin başına tarikatçı polisleri sar, sonra bu yaşananlar demokrasinin gelişmesi için de. Size kim inanır?Kadir İnanır!
Bakın Sayın Başbakan; maaşını dolaylı olarak verdiğiniz veya verdirdiğiniz gazeteciler bile sizin bu faşizan davranışlarınızdan bıktılar, yakında onları da bulamayacaksınız. AKP Milletvekilleri de artık sizi savunamıyorlar,önümüzdeki günlerde olacakları beraberce izleyeceğiz.
Bana gelince, yazılarımı yayınlayan ’“egedesonsoz’” adlı sitenin yöneticilerine sordum; ’“Benim bu muhalif tavrım devam ederse beni kapının önüne koyar mısınız?’” diye. Hayır koyamayız çünkü internetin kapısı yok ki seni önüne koyalım, istediğin gibi yazabilirsin dediler.
Demokrasi bir kültürdür, bir yaşam tarzıdır. Karşı fikirlere saygılı olmayı,devlet gücünü kendi siyasi görüşünü desteklemek için kullanmamayı, kendi insanlarını tehdit etmemeyi gerektiren davranışları içerir.
Bir siyasetçi için en onurlu, en olumlu şey, görevden ayrıldıktan sonra koruma polisleri olmadan açık alınla kendi insanlarının arasında dolaşabilmektir. Haysiyetli bir insan için bundan güzel mutluluk olabilir mi?Bir siyasetçi oturduğu koltuğa şeref vermeli, eğer o koltuktan şeref almaya karar verirse, koltuktan kalktığında ’“şeref’” o koltukta yalnız başına kalır, siyasetçide cascavlak ortada durur.
Tayyip Bey, gelin siz de bu tecrübeden yararlanın. Dünya Sultan Süleyman’’a kalmamış, size mi kalacak?Koltuktan indiğiniz gün, hesap verme vakti geldiğinde, Yüce Divan önünde ayakta durduğunuzda, arkanıza bir bakacaksınız, kimse yok. Ne zengin ettiğiniz tarikat ağaları, ne medya patronu yaptığınız sonradan görmeler, ne Berlusconi biraderiniz, ne Arap Şeyhleri ne de Ofer kardeşiniz, hepsi teker teker tüyecekler. Onun için sizin tabirinizle, artık gaza gelmeyin. Küçük dağları siz yaratmadınız. Arabanızın önünde 20 koruma arabası, arkasında 20 koruma arabası, önünüzde eğilen yalakalar, bunlara güvenip sakın kimseyi azarlamayın. Bir gün bir gerçek demokrat çıkar, karizmanızı çiziverir.