Başlığın sözlükte iki tanımı var...
1. Ağzına deri gerilmiş, çanak biçiminde, darbukaya benzer bir çeşit çalgı...
2. Anlayışsız, sersem...
Dümbelek, çalanın ya da kullananın becerisine göre ses veren bir müzik aleti...
Kullananlar; özellikle de konservatuar yani müzikte bilimsel eğitim almışlar(!) çok iyi bilir!..
Çok hoyrat kullanırsanız sesi değişir; gerilmiş deri ıslatıldığında ses kaytanlaşır; ısıtıldığında gerilir; derisine göre değişir anlayacağınız!..
Bir de, o hoyrat kullanmadan kaynaklanan esneklik kazandığında deri, dümbelek çatlak ses verir!..
Uymak istenilen müzik ritmini yitirir...
Ses yitimi olur...
Kullanıcısını bile çıldırtacak anlamsız bir ritim rüzgarı eser ki, elinizden atarsınız olur biter!..
Atarsınız atmasına ama o gevşek ses, o ritim bozukluğu beyninizin içine işlediğinde, iki de bir 'Offf... O da neydi öyle' diye dövünürsünüz...
Dümbeleğin çatlak sesi gidip gelir kulaklarınızda!..
Dümbelek, ehil ellerde kullanıldığında sesi bir çığlık gibi yükselendir aslında!..
Ustalığını, ritmini yitirmişlerin kullanımında bir o kadar kulak tırmalayıcıdır ki!..
Nasıl dayanır insan!..
Kimi dümbelekler kendilerini 'aranılır' hatta 'unutulmayan' ve hatta 'alemin bulunmaz aleti' gibi görseler de...
Yaşam çok daha farklı kullanılan dümbelekler yarattığından işlevlerini yitirirler!...
'Alt tarafı bir çömlek değil mi? Kırar atarız... Yenisine sağlık' diyenler çoğunluktadır...
Öyle evrelerden geçiyoruz ki, spor dünyasında bu tür 'dümbelekler' artıyor gün geçtikçe!...
Dillerinin uzadığını (sanki dümbeleği çalacak böyle becerileri de var); bundan böyle kimseye söz söyletmeyeceklerini vurgulayıp, sanki o güzelim müziğin tüm enstrümanlarını sıfırlıyorlar!..
Oysa kendilerini sıfırladıklarının ayırdında değiller!..
Kimsenin kimseye dil uzatmadığı yerde, kendi yazıp çizdiklerini tekzip edenler nasıl oluyorsa, bir yerlerden çıkıp ve yine kendilerine olanak sağlanan yerlerden ses veriyorlar dümbelekçe!..
Hayat bu!..
Haddini bilmeden bir yerlere gelenler işte o dümbelek anlatımının ikinci vurgusu gibi 'anlayışsız' ve 'sersem'...
Daha ne diyebiliriz ki?
Dümbelek, dümbelektir işte!..
Dille kullanılmaz... Beceri gerekir...
Şirin görünmek, kulağa hoş gelmek kullanıcısına bağlıdır dedik ya!...