Berivan KAYA/EGEDESONSÖZ- İzmir Alsancak Limanı’nın satışı için BAE'li Abu Dhabi Port şirketi ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalmasının ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yabancı ortaklı olabilecek bazı Türk girişimcileriyle görüşmeler yapıldığını ve önemli ilerlemeler kaydedildiğini dile getirmişti.
Uraloğlu’nun açıklamalarının ardından özelleştirme tartışmaları bir kere daha gündeme geldi. DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, Nisan ayında İzmir Limanı’nda ‘uyuşturucu trafiği’ ile ilgili sorularını İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya soru önergesi vermişti.
İzmir Milletvekili Akın İzmir Limanı çıkışlı gemilerde yabancı ülkelerin limanlarında uyuşturucu madde yakalandığını belirtirken İzmir Limanı’nın denetimi hakkında soru işaretleri oluştuğuna dikkat çeken önergeye bakanlıktan yanıt gelmedi.
LİMAN İHMAL EDİLDİ
Egedesonsöz’e konuşan DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, “Alsancak Limanı, Türkiye’nin ticaret limanı olarak önemliydi. Cumhuriyet öncesi ve sonrasında hayatımızda önemli bir yeri vardı. Şu an orası ihmal edildi. Ticaret boyutu ve turizm boyutu var. Turizm boyutu ile ilgili hiçbir çalışma yapılmıyor. Oranın gayrimeşru ilişkilerin merkezi haline gelmiş olması sebebiyle insanlar kaygılı. Hem devletin hem yerel politikalar bakımından yapılan çalışmalarda ortaklık yapılmamış. Ticaret Odası, Valilik, Büyükşehir ve Bakanlık düzeyinde bir kültür merkezi çok mümkün olan kentin değerlendirilmesi söz konusu olamıyor. Kıyımızın karşımızda Yunanistan büyük avantajlar sağlarken İzmir faydalanamıyor. Limana gemilerin gelmesi konusunda destek ve teşvik yapılmıyor. Liman iyi değerlendirilmiyor” dedi.
GAYRİMEŞRU İLİŞKİLER…
DEM Partili Akın şunları söyledi:
“Gayrimeşru meselesi çok önemli. Burası kötü ticaret ilişkileri içerisinde. Geçiş merkezi gibi kullanıldığı konusunda şüpheler var. Uluslararası alanda İzmir limanından çıkan 2-3 gemiye operasyon yapıldı. Burası kamusal denetim yapılmadığı sürece ülkemizdeki hukuk sisteminin siyasi amaçlar çerçevesinde yönlendirildiği gerçekliği görülünce bu limanın sağlıklı yürütülmesi mümkün değil. İzmir’in bu meseleyi kendi kamusal ihtiyaçları çerçevesinde değerlendirmesi, devletin de bir ticaret merkezi gibi ihale sistemi ile yürütmesi değil, tüm kamusal ihtiyaçların toplamına çözüm üretmesi gerekir. Orası iş birliği içinde yönetilmediği sürece birilerinin kötü ihtiyaçlarına malzeme olacak gibi gözüküyor” ifadelerine yer verdi.
SERMAYEYE PEŞKEŞ Mİ ÇEKİLECEK?
Akın açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;
“Sermayenin dini imanı yoktur. Mesele kimin işleteceğinden çok hangi mantıkla, nasıl işletecek, toplumsal yarar var mı yok mu diye bakılması gerekiyor. Yoksa burası şirkete ya da şirket topluluklarına ihale edip peşkeş mi çekilecek? Türkiye’de kamusal hizmet yapan birçok yeri özelleştirmek istiyor. Ne var ne yok sermayeye teslim ederek, devlete asker ve polisle sınırlı bir kamusal görev gibi bakılarak yapılacak her şey Türkiye’nin geleceği bakımından çok tehlikelidir. İktidarın kafasında ne var ne yok satmak, ticari olarak kendi çevresini beslemek istiyorlar. Ülkenin emekçisini, çalışanını düşünen yok. Alsancak Limanı küçük esnafı da turizm açısından etkileyen bir faktör. Limandan çıkıp Kemeraltı’na kadar bir güzergah var. Bu güzergahın aktif haline getirilmesi lazım. Limanın nasıl değerlendirileceği konusunda görüş yok. Ticaret Odası, Valilik, Büyükşehir bir araya gelip perspektif çıkartmalı. Ticaret boyutuyla, yönetim boyutu ile sorumlu olan insanlar. Bizi ilgilendirmez diyecekleri bir durum söz konusu olmamalı. Bu kenti temsil eden kurumların tamamı bir araya gelerek yapılacak ihale olsa bile ortak karar verilmeli.’ Alın yönetin, ne yaparsanız yapın’ haline gelen durumun kimseye bir yararı yok.”