CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, üniversite öğrencilerinin büyük bölümünün ailesinden uzakta, yurtlarda ya da kiralık evlerde yaşamak zorunda kaldığını; barınma, beslenme ve ulaşım giderlerinin özellikle büyükşehirlerde öğrenciler için taşınamaz bir yüke dönüştüğünü vurguladı. Ailelerin de ağır bir geçim krizinin içinde olduğunu ifade eden Kılıç, “Hane halkı geliri düşmüş, borç artmış, yoksulluk kalıcı hale gelmiştir. Bu koşullarda gençlerden ‘sadece derslerine odaklanmalarını’ beklemek gerçeklikle bağdaşmamaktadır” diye konuştu.
Mevcut öğrenim kredisi ve burs tutarlarının ekonomik gerçeklerle hiçbir bağının kalmadığını kaydeden Kılıç, “Lisans öğrencisine verilen 3 bin lira, bugün büyükşehirlerde bir öğrencinin bir aylık barınma giderini dahi karşılamıyor. Devletin verdiği destek, öğrenciyi ayakta tutmak bir yana, yoksulluğu yönetmenin aracı haline gelmiştir” değerlendirmesinde bulundu.
Bu yetersiz destek nedeniyle yüz binlerce öğrencinin eğitimine devam edebilmek için güvencesiz işlerde çalışmak zorunda bırakıldığını belirten Kılıç, bunun nitelikli eğitimin önündeki en büyük engellerden biri olduğuna dikkat çekti. “Gençler kütüphanede değil, vardiyada zaman geçiriyor. Okulunu donduranlar, tamamen bırakanlar var. Bu tablo bir eğitim politikası değil, açık bir sınıfsal eleme sistemidir” ifadelerini kullandı.
“Eğitim Hakkı Piyasa Koşullarına Terk Edilemez”
Sunulan kanun teklifiyle öğrenim kredisi ve burs tutarlarının net asgari ücretle ilişkilendirildiğini hatırlatan CHP’li Kılıç, amaçlarının gençleri borçla değil, kamusal destekle ayakta tutmak olduğunu söyledi. “Önlisans ve lisans öğrencisi için yarım asgari ücret, yüksek lisans öğrencisi için dörtte üç asgari ücret, doktora öğrencisi için tam asgari ücret desteği; lütuf değil, sosyal devletin asgari sorumluluğudur” dedi.
Eğitim hakkının piyasa koşullarına terk edilemeyeceğini vurgulayan CHP’li Kılıç, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu ülkenin gençleri zengin doğduğu için değil, emek verdiği için okuyabilmelidir. Üniversiteler, parası olanın girebildiği mekânlar değil; halkın çocuklarının geleceğini kurduğu kamusal alanlardır. Biz, üniversiteyi zengine açıp yoksul gence kapatan bu düzene teslim olmayacağız. Gençlerin eğitim hakkını savunmaya devam edeceğiz.”