CHP’de devrimci değişim!

Abone Ol

İmamoğlu’nun Cuma namazları sıkça haber yapılıyordu. Haberlerde, namaz kıldığı bir şekilde yer alıyordu. Geçenlerde, Özgür Özel’in Cuma namazı kıldığı gene aynı şekilde bir haberin içine sıkıştırıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da Umre’ye gitti. Galiba, dindarlığını göstermek trend oldu.

Seküler toplumda dindarlık siyaseten bereketli olmalı... Allah bereket versin! Ancak, salt Cuma namazı veya Umre ile Müslüman olmak ne ölçüde mümkün, tartışılır. İslam’ın kitabı Kuran’da yazılanlar dinin kendisidir. O emirlere uymayan Müslüman mıdır? İslam şeriatı ya vardır ya yoktur. Bir karar verseler iyi olacak. Öyle, iki arada bir derede, olmuyor.

Gerçeğin bilgisine gelince; Gerek sermaye çevreleriyle içli dışlı ilişkiler, gerekse kapitalist sistemin getirdikleriyle mükemmel uyum, CHP’nin yeni muhafazakâr kimliğini inşa ediyor. Zaten parti programında, CHP’nin piyasa ekonomisine bağlı olduğu yazıyordu.

Durum böyle iken, muhafazakâr sağ parti kimliğini benimseyen CHP’nin sosyal demokrasiyle dansı çok saçma. Aslında, sol siyaset niyetine söylediklerinin aynısı sağ partiler tarafından da dile getiriliyor, sadece üslup farklı.

Bu gidişle, ortanın soluyla başlayan ve sosyal demokrat programlarla devam eden süreç son bulacak. CHP, Batı’nın ve İstanbul burjuvazisinin İmamoğlu’na dizayn ettirdiği muhafazakâr bir parti olacak. Hayatta en hakiki mürşidin para olduğu gerçeğine dayalı devrimci değişim alıp başını gidecek…

Bütün bu olan bitenin son kırk yılda ortaya çıkması tesadüf olmamalı. Seksen darbesiyle başlayan vasatlaşmanın getirdiklerindendir, günümüz siyaset hengamesi. Siyaset etiğini böylece meçhule uğurladık.

Yürüyen gerçek; Siyasette tutunmak için her kılığa girmeyi içine sindirenlere siyaset gelecek vaat ediyor. Yanı sıra, yalanın en yüce değer olduğu gerçeğine mutlak biat gerekiyor. Ancak bu gerçek, “emek, en yüce değer” olarak ifade ediliyor. Zaten yarım yamalak teşekkül eden karakter de çökünce, vasatlaşan insanın girmeyeceği kılık yok; ilerici, demokrat, dindar, solcu, muhafazakâr, milliyetçi, halkçı… her yol mübah…

Sonuç olarak, ikibinli yıllarda, AKP-CHP hattında inşa edilen küresel düzenle hemhal Türkiye, kimlik siyasetinin getirdikleriyle Ortadoğu projesinde yerini aldı. Ve en kritik aşama “üst kimlik” tartışmaya açıldı.

İmamoğlu-Özel ikilisiyle CHP’de başlatılan “devrimci değişim”in anlamı, Batı tarafından Türkiye’ye biçilen rolün tam olarak benimsenmesidir. Böylece, sağdan soldan her yol federasyona çıkacak.

Erdoğan Washington’a, İmamoğlu Londra’ya göz kırpıyor. Ve gerçek yürüyor; Binlerce yıldır büyük insanlık hep kaybediyor. İlerleye ilerleye insanlığın geldiği yerde, yitik zamanın boşluğunda, yoksunluk ve yoksulluk var.