Politika

CHP Kurultayı’’na Aslan bakışı

Ege-Koop’’un Gazeteci Başkanı Habertürk Egeli’’deki köşesinde gündemin baş maddesi olan CHP kurultayını ve partinin geleceğini analiz etti.’

Abone Ol



İZMİR - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’’nin olağanüstü kurultayına günler kala, hem partinin geleceği hem de yeni dönemdeki iddiası her yönüyle tartışılıyor.

Kurultayda izlenecek yol ve listenin şekline yönelik tartışmalar sürerken, Genel
Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’’nun 80 kişilik Parti Meclisi’’ni hangi kriterlere göre seçeceği, kimleri yeni yönetime alacağı da merak ediliyor.

Başta İzmir olmak üzere herkesin sonucunu merakla beklediği pek çok açıdan tarihi özellik taşıması beklenen kurultayın önemine dikkat çekenlerden biri de İzmir’’in en önemli sivil toplum örgütlerinden biri olan Ege-Koop’’un Gazeteci Başkanı Hüseyin Aslan oldu.

Haber Türk Egeli Gazetesi’’ndeki köşesinde CHP Kurultayı’’nı ele alan Aslan, amacın parti içi iktidardan öte CHP’’nin siyasi iktidarı olması gerektiğini savundu.

İŞTE GAZETECİ ASLAN’’IN KALEMİNDEN CHP KURULTAYI’…
HEDEF İKTİDAR MI, PARTİ İÇİ GÜÇ MÜ?
18 Aralık Cumartesi parti meclisi üyelerini seçmek üzere tek gündem maddesiyle toplanacak olan CHP Olağanüstü Kurultayı; sadece CHP’’nin ’“iktidar yürüyüşü’” açısından değil; demokrasinin esenliği bakımından da büyük önem taşımaktadır.
Güçlü iktidar alternatifi CHP; seçeneği olmadığı için ülkeyi denetimsiz, ’“başına buyruk’” ve ’“fren sistemi’” olmadan yöneten AK Parti’’nin ’“selameti’” için de yararlı olacaktır.
Türkiye’’nin temel problemi; iktidarın ’“keyfi yönetiminin’” yanında, bugüne kadar ’“caydırıcı’” bir muhalefet gücünün olmayışıdır.
Ancak; Kılıçdaroğlu liderliğindeki yeni CHP; toplumun ana damarlarına girip halkla sıcak ilişkiye başladıktan sonra, sosyal dokuyu yenilemiş ve geniş kesimlerde ’“iktidar değişikliği umudu’” filizlenmeye başlamıştır.
CHP’’ye yapılacak en büyük kötülük; Kılıçdaroğlu’’nun ’“iktidar beklentisi’” yarattığı bir ortamda ’“çarşaf’” liste, ’“blok’” liste tartışmasıyla ’“parti içi iktidar kavgası’” görüntüsü vermektedir.
Ecevit’’ten sonra ilk kez, Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’’nin toplumda uyandırdığı ’“iktidar umudu’”nun ’“hizipçi’” anlayışla ’“heba’” edilmemesi gerekir.
Hedef parti içi iktidar değil; ülkede iktidar olmalıdır. Bunun anahtarı da ayrışma, çatışma, kavga değil; bir tek CHP’’linin dahi ’“ötekileştirilmediği’” ve ’“tasfiye’” kaygısının olmadığı, herkesi kucaklayan yeni parti meclisidir.
Bu anlayışla, yeni parti meclisini oluşturması ve 2011 seçimlerine ’“kavgadan’” arınmış, güç birliği ve dayanışmayla gidebilmesi için Kılıçdaroğlu’’na ’“fırsat’” verilmelidir.

Eli kolu bağlı, ’“kuşatma’” altındaki bir Kılıçdaroğlu; halka umut veremez, CHP’’yi iktidara taşıyamaz.
KILIÇDAROĞLU’’NUN HALKLA TEMASI ENGELLENMEMELİ
Kılıçdaroğlu; halkla birebir teması, halkın içinde kişilerle sıcak ilişkiyi, caddede-sokakta insanlarla selamlaşmayı, tokalaşmayı ’“siyasi üslup’” olarak benimseyen bir liderdir.

Kılıçdaroğlu; Diyarbakır’’da caddede halkın arasında yürümesiyle, insanlarla kucaklaşıp öpüşmesiyle, kahvede ilk defa karşılaştığı bir vatandaşla çay içip tavla oynamasıyla, Şanlıurfa’’da, Balıklıgöl’’de çocuklarla beraber balıklara yem atmasıyla gazetelerde ve televizyonlarda ’“manşet’” olmuştu.
Buna karşılık; İzmir’’de halkla teması, insanlarla yüz yüze iletişimi daha sınırlıydı. Bu nedenle; medyada geniş ölçekte yer almadı.
İl ve ilçe örgütleri; Kılıçdaroğlu’’nu ’“ablukaya’” alarak insanlardan soyutlama yerine halkla daha yakın etkileşim ve iletişim içinde olmasına zemin hazırlamalıdırlar.
Sonuç olarak: Parti içi iktidara değil; ülkede iktidara odaklanalım.