1 Aralık itibariyle aday adaylığı başvurularının son bulduğunu ifade eden Erel, kamu kurumlarında görev alanlar ve odalarda yönetimlerde bulunanların da bu kapsamda değerlendirildiğini söyledi. Erel, ' İzmir İl Başkanlığı'nda görev yapan arkadaşlarımız da kararını verdiler. Süreç bundan sonra bitmiştir. Aday adayı mı olunacak yoksa yönetimde mi kalınacak fikri netleşti. Sadece bir arkadaşımız istifa etti. İl başkanı ve yönetimi olarak görevimizin başındayız.Biz bu dönem aday adaylığı takvimini çok erken açıkladık. Aylardır 200'ün üzerinde belediye, 2 binin üzerinde meclis üyesi adayı sokak sokak dolaşıyor. Parti adına alanlardalar. Ciddi bir ekonomik külfet içine de giriyorlar. Bizim gibi sosyal demokrat partilerde örgüt bir okuldur. Belediye başkanlığı, milletvekilliği için eğitim almazsınız. Çalışarak, emek vererek yol almanız gerekiyor. Tabi ki şansınızın da olması lazım. Biz her zaman örgütün eğiliminin sorulmasını önemsiyoruz. Sadece önseçim, eğilim yoklaması değil partiye emek veren il ve ilçe başkanlarının fikirleri çok önemlidir. Tabi ki partimizi büyüteceğiz. Sadece 120 bin CHP üyesi ile yol almıyoruz. Partiye emek vermek, emek verenlerin hakkını korumak bizim gibi örgüt sorumlularının işidir. Parti baraj altındayken, mecliste yokken elektrik, suyu ödemiş, çalışanın maaşını verirken kendi çocuklarının rızkından kesmiş partililerimizin hakkını korumak da bizim görevimizdir' dedi.
GENEL BAŞKAN BİLE DEMEZ…
İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş'ın görevinden istifa edip aday adayı olması ile ilgili de, 'Baro başkanı olmak İzmir'de önemli bir makam. Ama böyle bir teveccühü olmuşsa kendisi eski meclis üyesidir kapımızı sonuna kadar açarız. Konak'ta aday adayı olmuş arkadaşlarımızla birlikte aynı terazide tartarız. İşadamları dernek başkanları, odalar da görevler yapıyor. Onların da geleceği terazi parti, örgüt terazisidir. Bu arkadaşlarımız ön plana çıkarsa onun adaylığı için çalışırız. Partinin örgütten sorumlu il başkan yardımcısı olarak 'garanti, söz almak, olur almak' laflarından rahatsız oluyorum. Bırakın il başkanının genel başkanımızın da bugüne kadar kimseye 'seni aday yapacağım, git istifa et' dediğine inanmıyorum. Geçmişte siyaseten CHP'nin yenileşmesi, kitleselleşmesi için mücadele verdik. Kurultayda, kongrelerde partililerin hakkını hukukunu koruduk. Son il kongresinde Ali Engin il başkanı olduysa, Barış Erel bu görevdeyse, ekibi bir yerlerdeyse bu bir tesadüf değildir. Partinin vicdanı verdiğimiz mücadeleyi gördü. Kimsenin hayal kırıklığına uğramasını istemem. Kimse 'söz verildi, görevimden istifa ediyorum' demesin. Burada emek verenlerin emeğinin üstüne oturmasına izin vermeyiz. Biz haklarını koruyacağız' diye konuştu.
ÇATIŞMA ZARAR VERİR
İzmir'de yedi milletvekilinin Ankara'ya giderek CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile görüşmesi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na karşı olduklarını ifade etmesi ile birlikte başlayan tartışmaların parti örgütündeki yansımalarını da değerlendiren Erel, 'İl başkanımız da çok iyi ifade etti. Milletvekillerinin genel başkan ile görüşmesi normaldir. Görüşmenin basına servis edilmesi bir şey kazandırmaz, aksine yaralar. Belediye başkanımızın kamuoyu önünde tartışmak, eleştirmek bize bir şey katmaz. Partinin yetkili kurulları var. Biz danışma meclisleri yapıyoruz. Oralarda konuşulabilir. Ankara'da herkesin katıldığı toplantılarda bu meseleler gündeme gelmiyor. Ortaya çıkan durum örgütün motivasyonunu bozar. Parti üyesi herkesi tartışır ama yeri, zamanı bellidir. Bir başkası her yerde tartışabilir ama sadece bir üye olan bile bunu yapamaz' dedi.
ÜYE KADAR OY ALAMAYACAKLAR
Sandık örgütlenmesine çok büyük önem verdiklerini ifade eden Erel, CHP'nin İzmir'de 120 bin üyesinin bulunduğunu söyledi. Yerel seçimlerde bir milyon 200 binin üzerinde oy alarak üye sayısının 10 katına çıkan başarı yakaladıklarını belirten Erel, ' AKP'nin İzmir'de 400 bin üyesi var. Seçimlerde 10 katı oy almalarına imkan yok. O yüzden onlar için başarı olacaksa bunu yapmaları gerekiyor. Ayrıca zaten İzmir'de 4 milyon seçmen yok. Anlattıklarının gerçekle alakasının olmadığı buradan belli. Bununla uğraşmasınlar hayal kırıklığı yaşarlar. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı iki partiye üyelik izni vermiyor. AKP birçok yerde üye yaparak işi rekabete dönüştürdü. İl, ilçe arasında bu kadar rekabet siyasete hizmet değil, kişilerin kariyerine yarayan bir durum oluyor. Zaten yapılan üyeler de sağlıklı olmaz. AKP bazı sandıklarda üyelerinin sayısından az oy alacaklar. Oy vermeyecek yerler, sandıklar çıkacak. Çünkü üyeleri habersiz yapıyorlar. Bir ilimizde il başkanını, ilçe meclis üyelerini üye yapmışlar. Kiraz'da hastane görevlisinin kimlikler üzerinden üye yaptığı tespit edildi. Siz hastanızı görmeye hastaneye giriyorsunuz ama çıkarken AKP üyesi oluyorsunuz. Çünkü sizin bilgilerinizi partiye veriyorlar. AKP'de TC kimlik numarası üye olmak için yeterli. Zaten AKP'nin eski Bakanı Ertuğrul Günay danışma meclisi toplantısında 'CV toplayarak üye kazandıramazsınız' dedi. Kendisi de durumu ortaya koydu. Her şey ortada' dedi. Erel, CHP İzmir İl Başkanlığı'nın sandık örgütlenmesinde bir numara olduğunu da sözlerine ekledi.
KÖYLER KARIŞ KARIŞ GEZDİK
Partinin sokak çalışmaları yaptığını ifade eden Erel, toplantılar, zirveler ve etkinlikler ile dinamik yapıda olduklarını söyledi. Erel, 'Biz yönetim olarak 1,5 yılı aşkın süredir görevdeyiz. Kongrenin ardından kırsalda önemli çalışmalar yaptık. İl Başkanımız Ali Engin de bu durumu çok önemsiyor. Vatandaş kırsalda 'seçimden seçime gelen siyasetçi istemiyoruz' diyorlar. Onlar ihmal edildiklerini, ciddiye alınmadıklarını düşünüyorlar. Bu zamana kadar 400'ü aşkın köyü ziyaret ettiklerimiz. Oralarda dramatik sahnelerle karşılaşıyoruz. Doğu ve Güneydoğu'daki köylere benzeyen yerler var. Ekonomi çökmüş durumda. Taşımalı eğitimde servisleri kaldırıyorlar. Çocuklarımız birçok yerde okula gidemiyor ve perişan oluyor. Başka birçok sorunla karşılaşıyoruz. Büyükşehir Belediyesi yerel seçimleri beklemeden hizmet götürmeye başladı. Belediye otobüs gönderiyor diye tüm servisleri kaldıramazsınız. Okula yeni başlayan çocuklarımızı belediye otobüslerini tek başına araçlara bindiremezsiniz' dedi. Erel, yeni yasa ile birlikte belediyelerin kapatılacağını, köylerin tüzel kişiliğine ait arazilerin de ne olacağının belli olmadığını söyledi.
YILDIRIM'IN ARTI ANLAMI YOK
AK Parti'den Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın aday olmasının kendilerini korkutmadığını ifade eden Erel, Yıldırım'ın da herkes gibi sıradan aday olduğunu belirtti. Erel, 'Yıldırım için 'güçlü isim' algısı yaratılıyor. Bakanlığın gücü başka, bakanın durumu başka bir şeydir. İzmir'e bakış açısını herkes çok iyi biliyor. İzmirliler inanmaz. Siz İzmir'den aldığınız verginin payını geri vermezseniz, kentsel dönüşüm dosyalarını bekletilirken 'yatırım gelecek' demenize kimse inanmaz. Genel seçim öncesinde 35 projeyi ortaya attılar. Toplantının birisine ben partim adına gittiğimde AKP'den kimse yoktu. Gelen kamu kurumlarının yetkilileri 'projelerden haberimiz yok' dedi. AKP her seçim öncesinde paket açıklar, açılım yapar ama sonu belli olur. Yıldırım'ın adaylığı CHP açısından herhangi birisinin aday olması anlamına gelir. Eğer vatandaş CHP'li belediye başkanını istiyorsa, kendisine hizmet veren başkanı yeniden görmek istiyorsa bunun önünde Yıldırım değil Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bile duramaz. Başbakan da gelip aday olabilir. Yıldırım'a haksızlık etmesin bence kendisi gelsin' ifadelerini kullandı.