Berivan KAYA/EGEDESONSÖZ- İzmir’de yaşanan kuraklık su krizini derinleştirdi. Barajlarda su oranları yüzde 1’in altına düşerken, 2000’li yılların başında yapılması planlanan ancak yapılamayan Çamlı Barajı gündeme geldi.
Çamlı Barajı projesini Devlet Su İşleri hazırladı. Barajın, tamamlandığında yaklaşık 300 bin kişinin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılaması hedefleniyordu. Ancak proje alanının, Efemçukuru bölgesindeki altın madeni havzasıyla örtüşmesi, Çamlı Barajı’nın seyrini değiştirdi.
Bölgede yürütülen madencilik faaliyetlerinin, baraj havzasındaki yer altı ve yüzey sularını olumsuz etkileyebileceği yönündeki uyarılar, çevre örgütleri ve meslek odaları tarafından sıkça dile getirildi.
EGEÇEP Eş Sözcüsü Av. Arif Ali Cangı, su yönetiminde zafiyet olduğuna dikkat çekerek, İzmirlilerin gelmeyen suyun parasını ödediğini dile getirdi. Çamlı Barajı’nın yapılmasına engel olan Efemçukur Altın Madeni’nın galeri yöntemiyle çalışması sırasında susuzlaştırma işlemleri ile yer altı sularının yön değiştirmesine, azalmasına yol açtığını belirtti.
SU YÖNETİMİNDE ZAFİYET
Arif Ali Cangı açıklamasında, “İklim krizinden en çok etkilenecek bölgelerden birisi Akdeniz'dir. Dolayısıyla İzmir'in bundan etkilenmemesi mümkün değil. Yağışlar her geçen yıl azalıyor, kar yağışı hiç olmuyor, yağmurlar çok az yağıyor. Yağdığı zamanda çok kısa sürede çok yoğun yapıyor, afete dönüşüyor. Ancak İzmir'deki susuzluğu tek nedeni iklim kriziyle açıklanamaz. Su havzaları korunmuyor, havzalar kirletici ve suyu yok edici faaliyetlere açılıyor. Genel olarak su yönetiminde ciddi zafiyetler var” dedi.
ÇAMLI BARAJINA ENGEL
Efemçukuru Altın Madeni’nin Çamlı Barajı’na engel olduğunu dile getiren Arif Ali Cangı, “Efemçukuru Altın Madeni, İzmir'in yaklaşık yüzde 40 suyunu sağlayan Tahtalı Barajı’nın koruma sahasının sınırında, İzmir’in ihtiyacı olan Çamlı Barajı Projesi’nin dere mutlak alanında 1 Haziran 2021 tarihinden bu yana çalışmaktadır. Maden işletmesinin bölgede ağır metal kirliliğine yol açtığı bilgileri bir yana, doğurduğu en önemli sonuç Çamlı Barajı’na engel olmasıdır. Çünkü şimdiye kadar yapılan çok sayıdaki bilimsel çalışma ve düzenlenen rapora göre Çamlı Barajı’nın hayata geçirilmesi halinde altın madeninin kirliliğine maruz kalacak. Nitekim bu yüzden Çamlı Barajı Projesi’ne bir türlü ÇED olumlu kararı verilmedi” ifadelerine yer verdi.
İZMİRLİLER GELMEYEN SUYUN PARASINI ÖDÜYOR
Cangı açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;
“Başka bir havzada kurulan Gördes barajından İzmir'e su getirilmeye çalışılıyor. Adı geçen baraj da ciddi mühendislik hataları ile yapılmış, dibi delik, yeterli suyu tutamıyor, o yüzden İzmir'e oradan da su gelmiyor. Buna karşın İzmirliler gelmeyen suyun parasını su faturaları ile İZSU'ya, İZSU da DSİ'ye ödüyor. Diğer yandan Gördes barajı yüzünden Gölmarmara kurumuş durumda. Altın Madeni, Çamlı Barajını engellediği gibi, galeri yöntemiyle çalışması sırasında susuzlaştırma işlemleri ile yer altı sularının yön değiştirmesine, azalmasına yol açıyor. Bölgedeki çobanlar pek çok pınarın kuruduğu bilgisini veriyorlar. Gördüğünüz gibi su havzasında çalışmasına izin verilen altın madeni zincirleme ne kadar çok ekolojik sorunlara yol açıyor.”