Politika

Çelik: PKK'nın bütün şube ve uzantılarıyla feshedilmesi esas amaçtır

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "PKK terör örgütünün bütün şube ve uzantılarıyla yani Suriye'deki SDG, İran'daki PEJAK, Avrupa'daki ideolojik ve finansal illegal yapılanmalarıyla birlikte feshedilmesi esas amaçtır" dedi.

Abone Ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı'na ilişkin parti genel merkezinde açıklamalarda bulundu.

Bugünkü toplantıda bütün bir yılı değerlendirdiklerini belirten Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da kapsamlı bir yıl değerlendirmesi yaptığını aktardı.

Üç ayların başladığını hatırlatan Çelik, bütün inananların rahmet ve mağfiret ayı olan üç aylarını tebrik etti.

Bugünün aynı zamanda Sarıkamış şehitlerini anma yıl dönümü olduğunu belirten Çelik, "Kendi imanlarını vatan savunmasına çevirerek o büyük fedakarlığı yapan Sarıkamış şehitlerimizi de bu vesileyle bir kere daha rahmetle anıyoruz." diye konuştu.

Yıl sonuna yaklaşılırken Meclis'te "Terörsüz Türkiye" çerçevesinde çalışmalarını sürdüren Komisyonun önemli bir aşamayı tamamladığını ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

"Bugün gelinen noktada artık raporlar yazılmış, siyasi partiler tarafından raporlar teslim edilmiştir. Bu çerçevede bu Komisyona bizzat başkanlık ederek, bütün bu süreci büyük vukufiyetle yöneten, sağduyuyla yöneten Meclis Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş'a ve burada bulunup görev yapan bu Komisyon'daki milletvekili arkadaşlarımıza bütün katkılarıyla, bütün değerlendirmeleriyle, eleştirileriyle bu süreci olgunlaştıran bütün milletvekili arkadaşlarımıza da teşekkürlerimizi sunuyoruz. Gerçekten Türkiye'nin demokrasi birikimini, Yüce Meclis'in Türkiye'nin meseleleri hakkındaki yüksek dirayetini ortaya koyan bir çalışma yapıldı.

Tabii bu komisyona dönük eleştiriler de oldu. Bunlar birtakım asılsız suçlamalar ya da hakaretler barındırmıyorsa tabii ki onları da dikkate alıyoruz. Asılsız suçlamaların ve hakaretlerin tabii ki parlamenter meşruiyet içerisinde bir yeri yok ama parlamenter siyaset demek, zaten bu farklı görüşleri bir araya getirerek, değerlendirerek buradan bir sonuç çıkarmaya çalışmak demek. Kuşkusuz partilerin raporları arasında farklılıklar var. Tabii ki olabilir, zıtlıklar var ama zaten parlamento çalışmasının esası budur."

- "Önemli olan çarkın dönmesidir, süreçlerin işlemesidir"
Cumhur İttifakı kapsamında AK Parti ile MHP'nin sunduğu raporlar arasında ilke ve yaklaşımlar bakımından büyük ölçüde uyum bulunduğuna işaret eden Çelik, bu iradenin Türkiye'yi terörsüz bir geleceğe taşıma hedefini yansıttığını söyledi.

Cumhur İttifakı açısından Türkiye'nin terörsüz günlere ve terörsüz bölgeye kavuşması için takip edilen iradenin ortaya konduğunu vurgulayan Çelik, "Şimdiye kadar yol haritası işlemiştir. Tabii ki burada zaman zaman bazen bir haftada bir metre yol gidersiniz, öbür haftaya geçersiniz bir haftada on kilometre birden gidersiniz. Bu işlerin önceden matematiksel olarak adı koyulacak bir ritmi yok. Önemli olan çarkın dönmesidir, süreçlerin işlemesidir." dedi.

Terörsüz Türkiye ile terörsüz bölgenin birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini, Türkiye'nin uzun yıllar terörle mücadele ettiğini, bu süreçte büyük bedeller ödediğini anlatan Çelik, "Şehitlerimizin büyük fedakarlıkları, Allah hepsine rahmet eylesin, gazilerimizin eşsiz fedakarlıklarıyla hepsine saygılarımızı sunuyoruz, terörün amacına ulaşması engellendi." ifadelerini kullandı.

Dünyanın farklı bölgelerinde etnik, mezhepsel veya ırksal yönden çeşitli çatışmaların yaşandığına dikkati çeken Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'de bir ırk kavgası, bir etnik kavga, bir mezhebi kavga söz konusu olmamıştır. Tam tersine Türkün ve Kürtün ebedi kardeşliğine terör musallat olmuştur. Terörün, Türkün ve Kürtün ebedi kardeşliğini bozmaya dönük, milletimiz arasında nifak oluşturmaya dönük hamleleri her seferinde iki yönden boşa çıkarılmıştır. Birincisi, güvenlik güçlerimizin eşsiz fedakarlıkları ve dirayetli duruşlarıyla terörün bu hedeflerine ulaşması engellenmiştir. İkincisi de adları ne olursa olsun hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir bilincinden ayrılmayan bir millet feraseti ve millet basiretiyle bu meselelere yaklaşılmıştır.

Dolayısıyla terör örgütlerinin ve terörün Türkün ve Kürtün ebedi kardeşliğine saldırısı, Alevi ile Sünni'nin ebedi kardeşliğine saldırısı her zaman bu feraset tarafından engellenmiştir. Tabii biz AK Parti olarak Meclisimize, Komisyonumuza sunduğumuz raporda bu görüşlerimizi çok açık şekilde ifade ettik. Arkadaşlarımız da aynı şekilde bu bütçe vesilesiyle yapılan konuşmalarda bunu net şekilde ortaya koydu. Şimdiye kadar boşaltılan mağaralar, sembolik düzeyde bırakılan silahlar var. Önümüzdeki dönemde silahların bırakılması konusunda, silahların yakılması konusunda atılacak adımlar... Terör örgütünün feshinin fiili olarak görülebildiği, fiili olarak tespit ve teyit edilebildiği birtakım raporların ortaya çıkması, gözlemlerin ortaya çıkması, bir sürü konuyu son derece kolaylaştıracaktır."

"PKK terör örgütünün bütün şube ve uzantılarıyla feshedilmesi esas amaçtır"
Sürecin Komisyon tavsiyelerinin hukuki sürece dönüşmesini de kolaylaştıracağına işaret eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada kilit nokta fesih konusunun bir retorik olmaktan öte fiili durum haline geleceği silah bırakma, silah yakma, silahları teslim etme dediğimiz sürecin devam etmesidir. Tabii bu entegre olarak terörsüz bölge dediğimiz süreçle de yakından alakalıdır. PKK terör örgütünün bütün şube ve uzantılarıyla yani Suriye'deki SDG, İran'daki PEJAK, Avrupa'daki ideolojik ve finansal illegal yapılanmalarıyla birlikte feshedilmesi esas amaçtır. Tabii bu terörün yıllar içerisinde demokrasimiz üzerinde oluşturduğu bir stres, hukuk devletimiz üzerinde oluşturduğu yüksek tansiyon vardır.

Terörün gündemden çıkmasıyla birlikte bugün bu konularla ilgili olarak hukuki düzeyde ya da siyasi düzeyde tartışılan pek çok konunun bu stresten kurtulmuş, bu yüksek tansiyondan kurtulmuş şekilde daha net ve daha sakin şekilde ele alınabilmesi de mümkün olacaktır. Demokratikleşmeyle ilgili pek çok gündem maddesi konuşuluyor. Bizim bu demokratikleşmenin meşru alanı içerisinde tabii ki bu her zaman bizim perspektifimiz oldu. Bunu bir konuya özgü, bir meseleye özgü perspektif olarak ele almadık. Bunu her zaman indirgemeci bulduk. Tümden gelince bir şekilde Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda da siyasal ihtiyaçlarını, ekonomik ihtiyaçlarını, dünya sistemi içerisindeki büyük milli çıkarlarının korunmasıyla ilgili büyük rolünü gerçekleştirebilecek, milletimizin huzur ve refahına dönük ihtiyaçların sağlanmasını sağlayacak bir perspektif olarak buna bakıyoruz. Biz buna da raporumuzda değindik. Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesi etrafında ebedi kardeşliğimize, ebedi birlikteliğimize sahip çıkarak kaderdaşlık, vatandaşlık ilkeleri çerçevesinde geleceğe yürüyeceğiz."

"Odağımız, PKK terör örgütünün feshi"
Siyasi partiler arasında bu konulara ilişkin eleştiri ve tartışmaların olabileceğini ancak suçlama ve hakaretlerin bunun dışında tutulması gerektiğini vurgulayan Çelik, herkesin farklı perspektife sahip olabileceğini dile getirdi.

Olgunlukla hareket edilmesi gerektiğine işaret eden Çelik, "Esas olan toplumsal merkeze bakmaktır. Toplumsal merkezin bu meseleleri yönetecek değerlerine odaklanmaktır. Aynı zamanda da her zaman söylediğim gibi odağımızı kaybetmeyelim." dedi.

Ömer Çelik, şunları kaydetti:

"Odağımız, PKK terör örgütünün feshi ve bunun gerçekleşmesi için silahların yakılması, bırakılmasıdır. Bu çerçevenin bizim açımızdan Sayın Devlet Bahçeli'nin tarihi çağrısı, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu iradeyle bunun devlet politikasına dönüşmesi... Şimdiye kadar Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamalar çerçevesinde Cumhur İttifakı boyutu son derece sağlam, konsolide ve güçlüdür. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün devlet kurumlarına bu hedefe ulaşmak için verdiği talimatlar doğrultusunda devlet kurumlarının bu çalışmaları yapması, olayın devlet ve kabine boyutunu göstermektedir. Aynı şekilde Yüce Meclis'in değerli Komisyonu vasıtasıyla bu sürece vaziyet etmesi de milli iradenin temsili açısından son derece kıymetli bir rol oynamıştır ve oynamaktadır."

Çelik, sürecin marjinal söylemlere kapılmadan, toplumsal değerlerin merkezinde durularak, devletin niteliklerini ve milletin değerlerini tartışma konusu yapmadan yürütüldüğünü belirterek, "İnşallah bütün bu çalışmaların neticesi olarak Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedefine ulaşmayı ümit ediyoruz. Bundan sonraki çalışmalarımızı bu çerçevede değerlendireceğiz. Arkadaşlarımız yeni dönemle ilgili Komisyon raporlarının teslim edilmesinden sonraki sürece ilişkin çalışmaları yapmaya başladı." diye konuştu.

Çelik, bu haftanın Türkiye'nin milli egemenliği ile devletin tüm değerlerine saldırı anlamına gelen, kamuoyunda 17/25 Aralık süreci olarak kodlanan FETÖ'nün devlete ve millete yargı darbesiyle saldırısının yıl dönümü olduğunu belirtti.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine giden sürece, bu darbelerle hazırlık yaptığını geriye bakınca daha net gördüklerini ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"17/25'ten 15 Temmuz darbe girişimine kadar olan bu sürecin, Türkiye'nin milli egemenliğini gasp edip bu egemenliği birtakım yabancı odaklara devretmek şeklinde bir yaklaşımı olduğunu daha net bir biçimde görmüş olduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın o gün ortaya koyduğu şaşmaz irade, hiçbir tereddüt göstermeden ortaya koyduğu güçlü yaklaşım tüm bunların bertaraf edilmesini sağladı. Belki de Türk devlet hayatının, siyasi ve toplumsal hayatımızın en büyük tehlikelerinden biri bu şekilde savuşturulmuş oldu. Allah'ın izniyle, milletimizin desteğiyle, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesine dönük her türlü saldırıyla mücadele etmeye devam edeceğiz."

Gazze'de ateşkes ihlalleri
Ömer Çelik, Gazzelilerin kış gününde yaşadıkları zorlukların da gündemlerinde olduğunu ifade etti.

Bir ateşkesin olduğunu ancak İsrail'in bu ateşkesi ihlal etmeye dönük her gün yeni bir eylem ve saldırganlık ürettiğini vurgulayan Çelik, şunları söyledi:

"Burada tabii birtakım hatlar oluşturulmuştu. Bunlardan bir tanesi sarı hattır. Aslında sarı hat, ateşkese ulaşmak için gerekli askeri önlemlerden bir tanesi olarak ortaya konmuştu. Şimdi, İsrail Genelkurmay Başkanı'nın 'Sarı hat yeni sınırdır' demesi aslında ateşkesin tam zıddına bir açıklamadır. Ateşkese hizmet eden değil, tam tersine sarı hattı ilhak olarak konumlandıran bir açıklamadır ki bu ateşkesin bütün mekanizmalarına ve ateşkese ulaşmak için işletilmesi gereken yol haritasının bütün dinamiklerine aykırıdır. Sarı hat başta olmak üzere bütün bu hatların geçici bir askeri önlem olduğunu ve bunların ateşkese ulaşmak için orada gerçekleştirildiğini unutmamak gerekir.

Gazze ile ilgili olarak bütün çalışmalarımıza en yoğun şekilde devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın da mesaisinin birinci gündem maddesi Gazze'dir. Gazzeli kardeşlerimiz şimdiye kadar bütün insanlığa ders veren büyük bir onur ve haysiyet mücadelesi verdi. Orada bütün bir insanlığın değerlerinin var olduğu bir mücadeleyi hep beraber gözlemliyoruz. Siyonist katliamcı şebekeye karşı ortaya koydukları bu haysiyet mücadelesini bir kere daha selamlıyoruz."

Galip Ensarioğlu'nun açıklamaları
Genel Başkan Yardımcısı Çelik, bir gazetecinin, "AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun bazı açıklamaları olmuştu. Bu açıklamalar, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın SDG'ye ilişkin söylemlerine karşı olarak yorumlandı. Ensarioğlu'nun 'Cumhurbaşkanının iradesine aykırı tavır gösteren kişi ya görevi bırakır ya da görevden alınır' ifadelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın, devletimizin başı olarak çizdiği dış politika çizgisi hem Kabine'deki bütün arkadaşlarımız hem de bizim genel başkanımız olarak partimiz tarafından aynen takip edilmektedir. SDG konusunda da bakanlarımız ve parti yetkililerimiz arasında bir görüş ayrılığı ya da görüş farklılığı yoktur. Aynı şekilde Kabine'deki hiçbir arkadaşımızın da Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında bir faaliyeti ya da söylemi söz konusu değildir. Dışişleri Bakanımızın, Milli Savunma Bakanımızın söylediği de Milli İstihbarat Teşkilatının yürüttüğü faaliyetler de Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesinin içerisindedir. Bizim burada yaptığımız açıklamalar da aynı şekilde bu iradenin, çerçevenin içerisindedir. Bütün bunlar bütün siyaset yapıcı kurumlar tarafından olgunlaştırılarak, çeşitli güvenlik ve değerlendirme toplantıları vesilesiyle Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ediliyor. Bütün bunlar en stratejik ayrıntılarına kadar ele alınıyor. Burada bir çerçeve oluşturuluyor ve en sonunda devletimizin başı olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği talimatlar yerine getirilmeye çalışılıyor."

"Hepimiz aynı entegre stratejinin çeşitli alanlardaki faaliyetlerini icra ediyoruz"
Ömer Çelik, bu konuda, bakanlar arasında ve Kabine ile parti arasında bir çelişki aramanın doğru olmadığını ifade etti.

Bazı yorumlarda, "Şu kişi sert, şu kişi yumuşak konuşuyor" denildiğine dikkati çeken Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Öyle bir şey yok. Buradaki tutumumuz net. Bu işle doğrudan ilgili olan Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı arasında herhangi bir ayrım ya da farklı yöne bakma gibi şey söz konusu değil. Galip Bey, bugün bir açıklama yapmış. Başka bir şeyi kastederek bu sözleri söylediğini, herhangi bir bakanı kastetmediğini ifade ediyor. Onu da kayda geçirmiş olayım. Bundan sonra da yapacağımız şudur. Bütün bu bölge halklarına dönük, kardeşlik çerçevesinde ama Türkiye'nin milli güvenliğini, Terörsüz Türkiye hedefini ve aynı zamanda terörsüz bölgenin gerçekleşme hedefini bir çerçeve olarak belirleyip, bunun gereklerinin yerine getirilmesi için bir çalışma yapılmaktadır. O yüzden, zaman zaman bu işleri yürüten arkadaşlarımıza, Dışişleri Bakanımıza, Milli Savunma Bakanımıza, MİT Başkanımıza, parti içinde açıklama yapan çeşitli birimlerdeki arkadaşlarımıza dönük farklı değerlendirmeler görebiliyoruz. Bunlar doğru şeyler değil. Hepimiz aynı entegre stratejinin çeşitli alanlardaki faaliyetlerini icra ediyoruz."