İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Belediye –İş Sendikası arasında geçen dönem imzalanan toplu sözleşme ve sonrasında yaşanan sürece ilişkin açıklamalarına bordro ile yanıt verdi. Bir büyükşehir belediye başkanı, sorumlu bir kamu yöneticisi olarak sabırlı ve itidalli olmaya, zorunlu işten çıkarma sürecini akıl ve mantık sınırları içinde mağduriyet yaratmadan çözüme kavuşturmak için diyalog içinde kalmaya çalıştıkça sürekli olarak Belediye-İş yetkilileri tarafından doğru olmayan beyanlarla itham edildiğini aktaran Başkan Tugay, “Son olarak Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay da maalesef bu kervana katılarak ‘bizim arkadaşlarımızın sendikasını itibarsızlaştırdılar’ ve ‘işçiler 50-55 bin lira para alıyor’ şeklinde beyanlarda bulundu. Sayın Ergün Atalay, tevatür ile somut gerçeğin farkını ekte sunduğum iki bordroyla fark edeceksiniz diye düşünüyorum. Bordrolarda, net ve brüt ücretleri görebilirsiniz. Bu da sizin için yeterli olmazsa, bordrolardaki "kümülatif gelir" kısmına bakıp ilgili aya bölerseniz (örneğin, mayıs bordrosunda 883 bin liralık kümülatif gelir, aylık 180 bin liraya tekabül eder ki) bunun aylık ortalama neti 130 bin liranın üzerinde olur. İtirazımız bu derece yüksek ücretin üzerine Eylül 2025'te gelecek zamdır, eylül zammından feragat istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine Belediye-İş ise mesaisiz 58 bin TL maaş alan 1 İZDOĞA işçisinin ve mesaisiz 53 bin TL alan bir İZBETON işçisinin bordrosunu yayımlayarak Büyükşehir'e yanıt verdi.
“Çözüme davet ettim”
Atalay’ın sendikanın itibarsızlaştırıldığı yönündeki açıklamasına yönelik de konuşan Tugay, şunları söyledi:
“İkinci beyanınız olan itibarsızlaştırma konusuna gelince, itibarınız benim nezdimde var ki, Belediye-İş Genel Merkezi’nize geldim, görevli arkadaşlarınıza defalarca durumu anlattım, sizleri makul çözüme davet ettim. Ancak tüm bunlara rağmen itibarsızlaşmaya ilişkin bir kaygınız mevcut ise işçileri çıkarmak zorunda kalırken konuyu çözümden uzak tutarak siyaset yapmaya çalışan yöneticilerinizle, size doğru olmayan bilgiler veren ve beni bordro açıklamaya zorlayan arkadaşlarınızla, sendika merkezlerinde yakınlarını istihdam edenlerle ve asgari ücret ile emekli maaşlarına sesleri kısık çıkanlarla konuyu değerlendirmeniz gerekebilir.”
"Çözüm üretme iradeniz yoksa kararı işçiye bırakın!"
Tugay ayrıca sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada:
Belediye-İş yetkililerinin medyadaki yanıltıcı açıklamalarını ve eylem çağrılarını gerçekten şaşırarak ve üzülerek izliyorum. Öncelikle; İzmir Halkına, çalışanlarımıza ve eğer anlamak isterlerse Belediye-İş Yöneticilerine konuyu bir defa daha açıklamak istiyorum;
• Sendika Yöneticilerine, Mart-2024 Tarihli Toplu İş Sözleşmesindeki ücret ve zam oranlarının emsallerine göre çok yüksek olduğunu ve Belediyemiz bütçesiyle ödeme olanağının bulunmadığını belgeleriyle anlattık.
• Toplu İş Sözleşmesi’nde Eylül-2025’te yapılması öngörülen zammın yapılmasından sarfınazar edilmesini yahut ertelenmesini, başka hiçbir sözleşmede örneği olmayan “işe devam teşviki” ve “sağlık raporu almama teşviki” primlerinin kaldırılmasını, istedik.
•Aksi durumda, belirli sayıda işçimizin zorunlu/toplu işten çıkarılmak zorunda kalınacağını söyledik.
•Bu durumu Sendika’ya ve İş Kurumu’na kanunî süresinde bildirdik; sendika başkanlarıyla İzmir’de toplantılar düzenledik ve Ankara’da Genel Merkezlerine giderek Belediyemiz bütçesini, bu bütçemizde 2025 Yılının ilk yarısında Merkezî hükûmetin haksız/hukuksuz %53 nispetinde beklenmedik kesintilerini ve bu bütçemizle ödenmesi güç hâle gelen işçilerimizin örnek ücret bordrolarını incelemelerine sunduk.
•Ne yazık ki bu taleplerimiz Sendika Yönetimlerinde karşılık bulmadı, önceki gün, Sendika Genel Merkez yetkilileri Belediyemizi ziyaretlerinde de toplu sözleşme hükümlerinden vazgeçmeyeceklerini tekrar ettiler.
•Şimdiye kadar çözüm için, işçilerimizin iş akitlerinin devamı için tek bir öneri getirmeyen Sendika Yöneticilerinin, şimdi, zorunlu/toplu işten çıkarma işlemi başladığında da aynı tutumlarını sürdürdüklerini ve işçilerimizi zorda bırakacak, kanun himayesi dışında eylemlere davet ettiklerini görüyoruz.
İzmirli Hemşerilerimiz ve tüm çalışanlarımız huzurunda, Sendika Yöneticilerini aklı selime, insafa, itidale davet ediyorum: Belediyemizi karalamayın, çözüm üretme iradeniz yoksa kararı işçiye bırakın!
BELEDİYE-İŞ’TEN YANIT
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın ardından Belediye-İş Sendikası İzmir Şubeleri de kamuoyuyla 2 bordro paylaştı ve açıklama yaptı.
Yapılan açıklamalar ve bordrolar şu şekilde:
Cemil Tugay’ın Yayınladığı Bordro, İşçinin Hakkını Değil, Emek Sömürüsünü Kanıtlamaktadır
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay’ın kamuoyuyla paylaştığı “130 bin TL’lik bordro”, ne yazık ki emekçinin hakkını savunmak yerine, ağır ve insan onuruna aykırı çalışma koşullarını normalleştirmeyi hedefleyen bir algı operasyonudur. Belediye-İş Sendikası olarak, kamuoyunun bu manipülasyona değil, gerçeklere kulak vermesini istiyoruz.
1. O Bordroda Ne Var, Ne Yok?
Sayın Tugay’ın kamuoyuyla paylaştığı bordroyu dikkatlice incelediğimizde:
• İşçiye 31 gün boyunca tek bir gün bile hafta tatili kullandırılmamıştır.
• Bu da yetmemiş, işçi mesai saatleri dışında tam 156 saat fazladan çalıştırılmıştır.
• Gece saatlerinde ise 84 saat çalıştırılarak insan fizyolojisine aykırı şekilde dinlenme hakkı gasp edilmiştir.
• Ayrıca bayram tatillerinde de tam mesai yaptırılmıştır.
Bu tablo, ulusal mevzuatlara ve temel işçi haklarına açık bir şekilde aykırıdır.
2. 130 Bin TL, Hakkaniyet Değil: Aşırı Çalışmanın Bedeli
Bahsi geçen ücret, işçinin düzenli ve insanca yaşayabileceği bir maaş değildir. Bu ücret:
• İnsanlık dışı koşullarda,
• Yasal sınırların çok üzerinde çalıştırılarak,
• Dinlenme hakkı ihlal edilerek,
• Haftalık izin ve bayram tatilleri kullandırılmadan,
• Fazla ve gece mesaileriyle elde edilmiştir.
Yani bu bordro, “işçiye yüksek maaş veriyoruz”un değil, “işçiyi sömürüyoruz”un ispatıdır.
3. İzmir Halkına Sesleniyoruz:
İzmir gibi emekten, alın terinden yana bir kentte, işçinin bu kadar ağır koşullarda çalıştırılarak ancak bu ücretlere ulaşabiliyor olması, utanç verici bir tabloyu ortaya koymaktadır. İşçinin bu maaşı ancak 24 saatini işyerine vererek kazanabildiği gerçeği, kamuoyunun vicdanına bırakılmalıdır.
İzmir halkı şunu bilmelidir:
Belediye-İş Sendikası olarak biz, insanca yaşanabilir bir ücret, sağlıklı bir çalışma düzeni ve temel işçi haklarının korunması için mücadele ediyoruz.
Bu bordro bir zafer değil; emek sömürüsünün belgesidir.
Bu ücret bir lütuf değil; yasal hakkın fazlasıyla gasp edilerek alınmış bir ekmektir.
Ve bu koşullarda çalıştırılan işçiler, sendikalarının haklı mücadelesine sımsıkı sarılmaktadır.
Belediye-İş olarak, tüm işçilerimizin hak ettiği ücret, saygın çalışma koşulları ve sendikal hakları için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna bildiririz.