*Türkiye İstatistik Kurumu, mutlak yoksulluk sınırının altında yaşayan hane sayısını geçen yıla göre 273 bin 418 artarak, 2 Milyon 680 bine ulaştığını açıkladı!...
Başbakan Erdoğan. Meclis grup toplantısında kürsünün altından bir Türkiye haritası çıkardı. AKP Milletvekilleri alkışlamaya başladılar. Başbakan Erdoğan; ’“Yahu niye alkışlıyorsunuz, bu harita değil biraz sonra göstereceğim harita alkışlanacak’” dedi.. AKP Milletvekilleri tekrar kuvvetli bir şekilde alkışlamaya başladılar. Başbakan Erdoğan daha sonra; emrindeki kapıkulu askerlerine cülus dağıtan padişah havasında; ’“İlkokuldaki erkek çocuğun aylık parasını 20 lira’’dan 30 liraya, kız çocuğunun 25 lira olan aylık yardım parasını 35 liraya, orta öğrenimdeki erkek çocuğun 35 lira olan aylık parası 45 liraya, kızların 45 lira olan parası 55 liraya yükselttik. Kaç çocuk olursa olsun, gidin alın’” dedi. AKP Milletvekilleri yine alkışlamaya başladılar, dinleyiciler; ’“Türkiye seninle gurur duyuyor, fakir babası’” diye bağırıyorlardı’…
*Türkiye İstatistik Kurumu, 2007 yılında 12 Milyon 200 bin olan yoksul sayımızın, 500 bin kişi artarak, 12 Milyon 700 bin kişiye ulaştığını açıkladı!...
Milli Güvenlik Kurulu toplandı ve BDP’’nin Özerk Yönetim- Ana Dilde Eğitim- Ayrı Bayrak taleplerine karşı; ’“Tek Bayrak-Tek Devlet-Tek Dil- Tek Vatan’” kararı aldı ve bu kararını Türk kamuoyuna açıkladı.
Cumhurbaşkanı ve Milli Güvenlik Kurulu Başkanı Abdullah Gül bu kararın ertesi günü Diyarbakır’’a gitti ve Türk Devletinin aklına ’“Ha..tir’” çeken belediye başkanı tarafından hazırlanan Kürtçe pankartların altından geçerek Osman Baydemir’’in kendisine verdiği Kürtçe sözlüğü kabul etti. Bu arada Türk Jetleri alçak uçuş yaptılar. Bir gazeteci Cumhurbaşkanı’’na, ’“Efendim bu jetler neden uçuyor, Kürtçü aydınlar rahatsız olmuşlar, siz bu konuda ne düşünürsünüz?’” diye sordu. MGK Başkanı ve Cumhurbaşkanı; ’“Doğrusu ben de merak ettim, ama siz merak etmeyin bunu soracağım’” dedi’…
*Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanını aradı; ’“Kardeşim siz yabancı bir ülkenin hava sahasını mı ihlal ettiniz, Sayın Cumhurbaşkanını rahatsız edecek bir hareket mi yaptınız, bütün basın üstüme geliyor?’” diye sordu.
Hava Kuvvetleri Komutanı; ’“ Ne münasebet efendim, kendi vatanımızda uçtuk, ayrıca sizin de çok iyi bildiğiniz gibi bu alçak uçuşlar Sayın Cumhurbaşkanına saygının ifadesidir ve devamlı olarak yapılır’” diye cevap verdi’… Genelkurmay Başkanı kendi kendine; ’“Sabır ver Allahım, kendi vatanımızda bile uçuş yapmak suç haline geldi, ne yapsak acaba, kışladan dışarı çıkmak yasak diye bir emir mi yayınlayalım kardeşim, şaşırdım kaldım be’” diye söyleniyordu’…
Başbakan Erdoğan; ’“Kimsenin hayat tarzına müdahale etmedik, herkes istediği gibi yaşıyor, kim başkalarının hayatına karışabilir ki, biz buna asla müsaade etmeyiz’” dedi’…
Geçen hafta Ankara Polisi içkili restoranları bastı. Anne- Babalarının yanında içki masasında oturmakta olan çocuklar için işlem yaptılar!... Türk Basketboluna büyük hizmetler vermiş Efes-Pilsen Spor Kulübüne ismini değiştirmesi için bir yıl süre verildi. Nasıl olurda Spor ve Bira ismi yan yana gelebilirdi?Bu ne densizlikti?Hiç bira üreten bir şirket spora destek olabilir miydi, maazallah.. Bu arada halk sağlığının en önemli aracı olan ilaçlarda reklam uygulamasına hükümet tarafından izin verildi’…
Adalet Bakanı, dik yakalı kazağıyla basın mensuplarının önüne çıktı. Sanki Laik Türkiye Cumhuriyetinin değil de, İran İslam Cumhuriyetinin Bakanı gibi yine kravat takmamıştı; ’“Yargıtay görevini yapsaydı bu tahliyeler olmazdı’” dedi. Yargıtay Başkanı yaptığı basın toplantısında, CHP Grup Başkan Vekili tarafından ’“Ali Dibocu’” olarak nitelendirilen Bakan için; ’“Ne söyleyelim kardeşim, bunca yıllık hakimim ben böyle birini görmedim, ben bunların ’“Allah Bir’” dediğine nasıl inanayım yahu’” dedi..
Bu arada ikişer defa müebbet hapse mahkum edilmiş ve yüzlerce insanı domuz bağı ile öldürmüş Hizbullah cemaatinin katilleri ve çok sayıdaki mafya örgütünün lideri de tahliye olmuşlar ve cezaevi önünde halay çekiyorlardı. Bu arada Türkiye’’nin çok yerinde bu katiller tarafından yakınlarını kaybetmiş insanlarımızın ahları ve bedduaları gökyüzünü inletiyordu’…
Bu konuşmaları ve olayları takip eden eski siyasetçilerden tecrübe abidesi olan biri şunu söylüyordu; ’“Arkadaş bu millete ne oldu?Belediye encümenini idare edemeyen birilerine ülkeyi nasıl teslim ettiler yahu. Hiç olmazsa bu seçimde millet aklına başına alır mı, ne dersiniz?’”’…