Bundan tam bir yıl önce yine mübarek Ramazan ayına girerken 'Beş Yıldızlı Günah' başlıklı bir köşe yazısı yayınlamıştım.
Gazetecilik hayatımın belki en keyifli günlerini bu yazı sayesinde yaşamıştım. Farklı kesimlerden farklı isimler 'Beş yıldızlı iftar sofralarından, gösterişten, israftan uzak durun' demeye başlamışlardı.
Siyasi partilerin liderleri, hükümetin sözcüsü, bakanlar, milletvekilleri ' iftar yemeklerinin asıl amacının fakir, fukara olduğunu, zenginlerin kendi aralarında birbirilerine sundukları yemekleri Ramazan aynının ruhuna aykırı bulduklarını' söylemişlerdi.
Yazı anonim bir slogana dönüşünce de ülkemin en popüler köşe yazarlarından bir ağabeyim, kaynak dahi gösterme gereği duymadan, noktasına, virgülüne dokunmadan yazımı köşesine taşımıştı.
Yazı amacına ulaşmış, lakin ben hayal kırıklığı yaşamıştım.
Çünkü 5 yıldızlı otellerin 5 yıldızlı iftar sofraları daha da gösterişli, görkemli hale gelmişti.
Yaşadığım o büyük hayal kırıklı aynen devam ediyor.
Ülkemde 5 yıldızlı otellerin tamamı 'iftar yemekleri' için şimdiden rezerve edilmiş durumda.
Lütfen yanlış anlaşılmasın;
Burada hayır filan işlenmiyor. Fakir, fukaranın karnı doyurulmuyor. Tencerelerine et girmemiş aileler çağırılmıyor;
'Derenin taşıyla, derenin kuşu vuruluyor.'
Meslek örgütleri, Sivil Toplum Kuruluşları, sendikalar, odalar, siyasi partiler, kamu kurumları vatandaştan 'gönülsüzce' topladıkları parayı sosyal ranta çevirip bir güzel yiyorlar.
Kirli parayı, iftar sofralarında kendilerince aklandırmaya çalışıyorlar.
Çok az şirket ve işadamı kendi cüzdanınagüvenip, kendi vicdanını harekete geçirebiliyor. Belediyelerin bol keseden dağıttığı, siyasi propagandaya dönüştürdüğü yardım kolileri de sizin paranız.
Yakında TV ekranlarından İzleyeceğiniz o beş yıldızlı iftar haberlerinin parası fakir fukaranın cebinden çıkıyor onu bilmeniz için yazıyorum.
Buna İslami bir kimlik bindirip adına 'İFTAR YEMEĞİ' diyorlar. Dualar okuyup, Kur'an okutuyorlar. Milletvekillerini, bakanları, bürokratları, gazetecileri de aynı sofrada buluşturup buna meşruluk kazandırıyorlar.
Oruç ayını çok güzel kullanan bu yeni burjuva sınıfı, yarattığı sosyal kirlenmenin farkında değil mi?
Bence farkındalar.
İşlerine öyle geliyor. İktidar kesimine 'siyasi yalakalık' yapıyorlar.
Bu gösteriş aşığı kesim için onlarca hadis var. Yaptıklarının 'hayır değil şer' olduğu vurgulanıyor, ve yoksulun dahil edilmediği toplu yemeklerin kötülük oluşturduğu belirtiliyor.
'Fakir sofrasında buluşma' geleneğini şimdi 5 yıldızlı otellerde birer gösterişe dönüştürenler, İslami değerleri yozlaştırıp, gelecek nesiller için ciddi bir algı sorunu oluşturuyorlar.
Tekrar ediyorum;
Bana göre;
Beş yıldızlı 'günah işleniyor'
İşte bir ayet;
Allah'a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayınAna babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edinŞüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez' (Nisa, 4/36)
NOT: Hayır yapmak ve bu uğurda para harcamak isteyenler için bir önerim var. Manisa-Akhisar'da bir grup üniversite öğrencisi Van depreminde zarar gören ve halen çadırlarda sefalet içinde yaşayan aileler için yardım kampanyası başlattı.Gidip görmeniz ve destek vermeniz için ilgili şahıs;Hava Keskiner Tel:0 542 469 46 33