‘Neler oluyor’ diye korkuya kapıldığında herkes!...
Ve ‘şimdi ne yapacağız’ diye dehşeti yaşadığında!...
Ümitlerin azalıp etrafı karamsarlık kapladığında!,..
Başların çaresizce eğilip, iki elin arasına alındığında!...
Ve hiç beklemediğin adamlar sağa sola kaçıştığında!...
Yetki sahipleri tenakuza düşüp, tereddüde kapıldığında!…
Hiç şüphe etmeden kendini ve mukaddesatını ayakta tutanlardır asıl sözü edilmesi gerekenler…
***
Kırılma anlarında sağına soluna bakmadan ayağa kalkan; celadet, cesaret ve cesamet gösterenlerdir asıl konuşulması gerekenler…
***
Hainlerin taarruzlarına karşı “Devlet, Millet, Vatan ve Bayrak” şuuruyla direnenlerdir asıl anlamamız ve anlatmamız gerekenler…
Çünkü herkes sustuğunda ve tutunacak bir dal aradığında sesi bir sayha gibi yayılan ve güven veren onlardır.
***
Evet, tarih 15 Temmuz 2016… Yer: Adana, Türkiye’nin en hassas şehri…
Cumhuriyet tarihimizin en vahşi darbe girişimi safha safha uygulanırken; şehadet şerbeti içilip, gaziler kan dökerken…
TRT işgal edilmiş, darbe bildirisi okunmuş ve devletimizin kalbi TBMM bombalanırken!…
Tersanelerimiz, karargâhlarımız ve tüm kurumlarımız kuşatılmış; her yanı dehşet, korku ve belirsizlik kaplamışken…
İşte böyle bir anda mukaddesat, vazife şuuru ve inançla dolu bir ses duyuldu polis telsizlerinden!…
"İlimizde ve ülkemizde Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı, düzeni bozmaya girişen şahısların Türk polisi tarafından gözaltına alınması noktasında tüm birimlerimizi uyaralım. Bu kanunsuzdur! Anayasal Suçtur! Devletimizin gücü karşısında yok olmaya mahkûmdur!"
Gerçekten de bu ses o ana kadar ne yapacağını bilemeyen herkesin beklediği sesti…
“Devlet, meşruiyetve adalet” namına yükselen bu seda,başta Adana’mız olmak üzere birçok şehrimizde ihanete karşı başkaldırımızın, direniş ve mukavemetimizin ilk haykırışı oldu.
O gün polis telsizlerinden yükselen güven veren ses, şimdiki İzmir Cumhuriyet Başsavcımız Sayın Ali YELDAN Beyefendinin Devletimize, milletimize ve hukuka adanmış yüreğinden yükselmişti… Tarihe parantez açılmış, talih değişmiş, milletimize güven gelmişti..
KANUN ADAMLARIMIZ
Tarihimiz “Kanun Adamlarını” pek yazmaz…
Fakat Türk Devleti’nin destanlaşan mazisinde sayısız Kanun Adamı kendini devlet hizmetine adayarak “Fenâfi'd-devle” makamına ulaşmıştır. Adlarının bek bilinmemesi de aslında Türk Devlet ve Adalet anlayışının geleneğe dönüşmüş halinden kaynaklanır.
Zira Türk Devleti’ni kuran iradenin en önemli dayanağı“Adalettir”. Adalet olamayınca devlet olmaz.
Mahkemelerimizde “Adalet Mülkün Temelidir” diye Atatürk’ün ifade ettiği gerçek aslında yüzlerce yıllık bir geleneğin ve inancımızın yansımasıdır.
Atamız Bilge Han’ın Orhun Yazıtları'ndaki seslenişinde, Kaşgarlı ve Yusuf Has Hacib Atamızın eserlerinde hep bu gerçeği görürüz…
GELENEKTEN GELECEĞE BİR KANUN ADAMI
İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Ali Yeldan da kendini devlet ve millet hizmetine adayanlardan...
Cumhuriyet tarihimizin önemli kavşak noktalarından olan “hain darbe” girişimine karşı üstlendiği sorumluluk yanında, daha sonra aldığı vazifeler ve yaptıklarıyla “devlet, kanun ve insan” terkibinde hususi bir karakter Sayın Yeldan…
Hiç söz etmez, söz ettirmez kendisinden ve yaptıklarından fakat O, getirdiği yeniliklerle; içtihat ve yorumlarıyla devlet ve adalet kurumumuzun gelenekten geleceğe köprüsünü kurar.
İlklerin şehri İzmir’de adalet kurumlarımızdaki birçok “ilk” O’nun imzasını taşır.
Sayın Yeldan’ın adalet teşkilatımız içinde, İzmir gibi çok yönlü bir şehirde, çok kısa zamanda bunca yeniliği hayata geçirmesi gerçekten dikkat çekicidir.
Başsavcımız Yeldan’ın İzmir’in gerçeklerine, geleneklerine ve ihtiyaçlarına uygun olarak yaptığı görevlendirmeler Türkiye’ye de örnek olmuştur.
Gelin isterseniz bu ilklere bir vatandaş ve hemşehri gözüyle hep birlikte göz atalım…
SUÇLARA ÖZEL BÜROLAR
Çağımızı ve meselelerimiz çok iyi tahlil eden Sayın Yeldan’ın İzmir’deki ilkleri hep önce insan ve önce değerler temeline oturuyor.
Bu sebeple bu alanlarda işlenen suçların tahkikatında ve engellenmesinde özel ihtisas ve tecrübeye önem veriyor.
Örneğin kadınlara ve çocuklara yönelik işlenen suçların soruşturulmasında özel bürolar kurulması, bu bürolarda uzmanların görev alması, psikolojik ve sosyolojik açıdan önemli bir adım olduğu kadar adil sonuçların alınmasında da çok etkili oluyor.
Kadına yönelik suçlarda önemli yer tutan “Israrlı takip” konusunda hukuki yaptırımların yanında “uzman personel sayısının arttırılması, bu alandaki eğitici faaliyetlerin devamı ve Elektronik Kelepçe uygulamasının etkinliği hususundaki dikkat çeken çalışmalar da yine Sayın Yeldan’ın öncelikleri arasında.
Cumhurbaşkanımız tarafından 2025 Yılının Aile Yılı ilan edilmiş olması İzmir’in ilkleri arasına giren bu büroların önemini de ortaya koyuyor...
Günümüzün en çok dikkat çeken şiddet olaylarından olan Sağlık Çalışanlarına şiddet vakalarının soruşturulması için ilközel büroyu kuran yine Sayın Yeldan...
Başsavcı Ali Yeldan’ın, Doğaya, çevreye ve can dostlarımıza karşı işlenen suçlarla ilgili soruşturmaların yürütüldüğü özel bir büro kurduğunu da yazmak doğru olacaktır.Çok hassas olduğumuz bu konularda yine İzmir’in ilkleri arasında.
En kıymetlilerimizden Şehit ve Gazi Yakınlarımız için de yine ilk olarak özel bir büroyu hizmete alan Sayın Yeldan…
Bu kadar mı? Elbette hayır…
PERSONELE DESTEK
Personel hizmetlerindeki yenilikleri ve ilkleri de yazmazsak olmaz… Yabancı dil eğitimleri, fotoğrafçılık kursları, Aile Yılı etkinlikleri, yerel yönetimlerle ulaşım projeleri, İŞKUR ile birlikte yürütülen çalışmalar, Sağlık Müdürlüğü ile birlikte kansere karşı erken tanı üniteleri hep O’nun döneminin yeniliklerindendir.
Yine Adliye Personeli için ve 212 konuttan oluşan “Anahtar teslimi lojman projesi” de Cumhuriyet Başsavcımız Sayın Ali Yeldan’ın emeğini ve imzasını taşıyor.
Ve dahası İzmir Adliyesinin dijital verimliliğini artıran eskisinden 10 kat güçlü internet hizmeti de Türkiye’nin ilkleri arasında…
Mahkûmlarımızı da gözden uzak tutmuyor Cumhuriyet Başsavcımız… Milli Eğitim İl Müdürlüğümüz ve Kızılay ile yapılan ortak projelerle hem hükümlülerimiz topluma kazandırılıyor hem de bu sayede onlarca okulumuz boyanıyor ve ihtiyaç sahiplerine öğün öğün yemek yapılıyor.
Bilhassa İzmir Cumhuriyet Başsavcılığımızın Üniversitelerimiz ile birlikte yürüttüğü projeler ve iş birliğine dayalı çalışmalar da yine Sayın Ali Yeldan’ın koordinesinde başlatılıp, sürdürülüyor.
Gerçek şu ki, İzmir’de mağdura ve masuma; suça ve suçluya dönük çağdaş ve kapsamlı birçok yeni adım atılıyor.
Bir kanun adamının bin kelimelik köşemize sığdırabildiğimiz Vizyon Belgeselinin onlarca hizmetinden sadece bir kaçı bunlar…
Elbette bütün bunlar Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde, Sayın Bakanımızın destekleriyle ortaya konan bir iradeyle hayata geçiyor… Tabii ki ardında ve yanında güçlü bir kadro var…
SON SÖZ
Bizim medeniyetimizde Millet,“devlet zırhının içinde, devlet kubbesinin altında ve devlet temelinin üzerinde yaşar”…
Devleti ayakta tutan da tek kelimeyle Töre’dir; Kanundur, Adalettir!… Kanun Adamlarımız da işte bu yüzden çok önemlidir.
Allah İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Ali Yeldan’a ve kadrosuna; devletimizin kucaklayıcı ve koruyucu tüm kanun adamlarımıza selamet versin…