Yerel Yönetimler

Bakanlıktan belediyelere uyarı: Sınırı aşmayın!

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İzmir’deki belediyelere yazı göndererek, belediyelerin memurlara mevzuata aykırı ödemeler yaptığından ve mevzuata aykırı izinler kullandırdığın bahsederek uyarılarda bulundu. Yazıyla ilgili olarak Tüm Bel-Sen tepkisini dile getirdi.

Abone Ol

Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Belediyelerin bağlı olduğu Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İzmir’de bulunan belediyelere uyarı yazısı gönderdi.

‘EN YÜKSEK DEVLET MEMURU AYLIĞININ YÜZDE 120’SİNİN ÜZERİNE ÇIKIYOR’
Yazıda; bakanlığın yaptığı inceleme sonucunda belediyelerin memurlara ödediği ücretler konusunda uyarılarda bulunuldu. Yapılan uyarıda; çeşitli adlar altında yapılan ödemeler dahil ödenebilecek tazminatın aylık tutarının yasal sınır olan en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 120’sinin üzerine çıkıldığı belirtildi.

‘MEVZUATA AYKIRI İZİN KULLANDIRMAYIN’
Ayrıca sosyal denge sözleşmelerinde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü izni, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü izni, değişik mazeret izinleri ve memurların hafta sonuna denk gelen izinlerinin senelik izinden sayılmaması gibi izinlerin mevzuata aykırı olduğu belirtildi.

‘KAMU GÖREVLİLERİNİN SOSYAL HAKLARINA İLİŞKİN DÜZENLEME YAPMAYIN’
Bakanlık, sendikalarla yapılan sözleşmelerin tek bir isim altında ‘Sosyal Denge Sözleşmesi’ olarak imzalanması gerektiğini belirtti. Ödemelerin, en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 120’sinin üzerine çıkılmaması gerektiğini ve yapılan sözleşmelerde kamu görevlilerinin sosyal haklarına ilişkin hiçbir düzenleme yapılmaması gerektiğini belirtti.

‘SOSYAL DENGE TAZMİNATI KAMU ZARARI OLUŞTURUYOR’
Bakanlık ayrıca, sözleşme ile belirlenen sosyal denge tazminatı tavan tutarının aşılması ve sosyal haklara ilişkin yapılan düzenlemelerin kamu zararı oluşturacağını ifade etti.

SENDİKADAN TEPKİ: EMEĞİN SESİ SUSTURULAMAZ
Tüm Bel-Sen yazıyla ilgili olarak tepkisini dile getirdi. Yazılı açıklama yapan sendika, bu tür yazıların bağlayıcı olmadığını belirtti.

Yapılan açıklama şu şekilde:

İzmir Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün yayımladığı, “Toplu Sözleşme ile Belirlenen Sosyal Denge Tazminatı Tavan Tutarının Aşılması ve Sosyal Haklara İlişkin Düzenlemelerin Kamu Zararı Oluşturacağı” yönündeki yazı, son günlerde çeşitli belediyelere gönderilmiştir.

Ancak açıkça ifade ediyoruz ki, bu yazı hukuki bağlayıcılığı olmayan, genel nitelikli bir uyarı yazısıdır.

İdari yargı kararları ve yürürlükteki mevzuat gereği, böyle bir yazıya dayanarak toplu sözleşme hükümleri değiştirilemez, daraltılamaz veya emekçilerin kazanılmış hakları kısıtlanamaz.

Merkezi idarenin veya bir valiliğin, toplu sözleşme masasında taraf olan sendikaların pazarlık hakkına müdahale etmesi, Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca uluslararası toplu pazarlık hakkıyla açıkça çelişmektedir. Bu tür idari yazılar bağlayıcı bir norm değil, yalnızca “görüş” veya “hatırlatma” niteliği taşır. Belediyeler, bu tür yazılara dayanarak sendikal hakları sınırlandıramaz.

Biz TÜM BEL-SEN olarak, bu durumu açıkça özgür toplu pazarlık hakkını tanımamak olarak değerlendiriyoruz. Bu bir “TİS hakkına idari müdahaledir.” Toplu sözleşme masasına gönderilen idari talimatlar, Anayasa’nın 90. maddesiyle güvence altına alınmış toplu pazarlık hakkına açık bir müdahaledir. Bizler, emeğin tarafı olarak bu masada hakkımızı idareden değil, hukuktan alıyoruz.

TİS hakkı anayasal ve uluslararası bir haktır

Anayasa’nın 90. maddesi çok açıktır:

“Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmeler, kanunların üstündedir.”

Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler:

ILO 87 (Sendikal Özgürlük)

ILO 98 (Toplu Pazarlık Hakkı)

ILO 151 (Kamu Görevlileri İçin Toplu Görüşme Hakkı)

Bu sözleşmeler, kamu emekçilerinin toplu pazarlık hakkını açıkça güvence altına alır.

Dolayısıyla merkezi idarenin, valilik eliyle TİS masasına yön vermeye çalışması; hem Anayasa’nın 90. maddesine, hem de 4688 sayılı Kanun’un ruhuna aykırıdır. Toplu sözleşme masası sendika ile belediye arasındadır; valiyle, müfettişle veya genel merkez yazısıyla değil, emekçinin iradesiyle şekillenir.

Siyasi talimatlarla emeğin hakkı belirlenemez. Bugün, CHP Genel Merkezi’nin “Sosyal Denge Tazminatını tavan sınıra çekelim” yönlü bir tutum tartıştığı iddia edilmektedir. Eğer bu doğruysa, açıkça söylüyoruz: Bu tutum emeğin değil, bürokrasinin dilidir. Emekçiden tasarruf olmaz! Emeğin hakkı ne bir valilik yazısıyla, ne de bir parti genelgesiyle sınırlandırılabilir.

Toplu sözleşme siyasetin değil, emeğin masasıdır! Emeğin sesi susturulamaz. Biz TÜM BEL-SEN olarak, bu tür idari müdahaleleri tanımıyoruz! Her belediyede, her masada, her meydanda emeğin hakkını savunmaya devam edeceğiz. Bilinmelidir ki: TİS masasında biz varız. O masada valinin değil, emekçinin imzası vardır. O masada bürokrasinin değil, alın terinin sesi yankılanır. Eğer bu ülkenin anayasası yürürlükteyse, emekçilerin toplu pazarlık hakkı da yürürlüktedir. Ve biz, o hakkı geri adım atmadan, kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.