Politika

Bağcıoğlu'ndan savunma sanayi yanıtı: 54 yıl önce gemi üretiyorduk

CHP Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, CHP İzmir İl Başkanlığı’nda yaptığı basın açıklamasında, savunma sanayisinde yapılan projelerin temellerinin geçmişte atıldığına dikkat çekerek, “Bugün ulaştığımız imkân ve kabiliyet yanında yapılan üretim küçük, önemsiz gibi görünebilir; ancak 54 sene önce renkli televizyon yokken gemi üretimi yaptığımızı unutmamak lazım" dedi.

Abone Ol

Berivan KAYA/EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, CHP İzmir İl Başkanlığı’nda basın toplantısı gerçekleştirdi.

MİLLİ DEĞERLERE SAYGISIZLIK!
Cumhuriyet’in 102. kuruluş yıl dönümü için Anıtkabir’de düzenlenen törende “Her yer Tayyip, her yer Erdoğan” sloganı atılmasına tepki gösteren Yankı Bağcıoğlu, “Bu sene Cumhuriyet Bayramı'nda Anıtkabir’i ziyaret eden vatandaşlarımızın sayısı geçen yıla göre yüzde 49 artmış, cumhuriyetimizin 100’üncü yılı kutlamalarındaki sayının da üstüne çıkmıştır. Cumhuriyet Bayramı'nda, Anıtkabir’e girişte, askeri personele yönelik kontrollere ilişkin talebimizin dikkate alınması ve Türk milletinin hassasiyetlerine uygun davranılması, olumlu bir yaklaşımdır. Ancak, birçok talep ve girişime rağmen, Anıtkabir’de siyasi sloganlarla milletimizin milli değerlerine saygısızlık yapılmaya devam edilmektedir. Gelecek hafta ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 87’nci yılında anacağız. Devletin ilgili ve sorumlu tüm kurumlarından beklentimiz, 10 Kasım tarihinde kabir adabına, milletimizin örf, adet ve geleneklerine, günün anlam ve önemine uygun davranılmasının sağlanmasıdır. Cumhuriyetimizin 102. yıl dönümü tüm Türkiye’de büyük coşku ve gururla kutlandı. Ancak, Cumhuriyet Bayramı törenlerinde Malatya’da, 2’nci Ordu Komutanlığı Bandosu tarafından cumhuriyet marşlarına yer verilmemesi, kutlu günün ruhuna yakışmaz ve kabul edilemez. Türkiye’nin her yerinde askeri bandolar cumhuriyet marşlarını coşkuyla çalarken, Malatya’daki bu rahatsız edici durumun Millî Savunma Bakanlığı tarafından incelenmesi uygun olacaktır. TSK hepimizin gözbebeğidir; siyasete alet edilerek yıpratılmasına izin verilmemelidir” dedi.

TÜRKİYE’NİN ÖNCELİĞİ KENDİ DENİZ TİCARETİNİN EMNİYETİ OLMALI
Hava gücü ve hava savunması ile insansız araçların önemli rol oynadığı çatışmalarda, Karadeniz’de dökülen mayınlar önemli tehdit olduğuna dikkat çeken Yankı Bağcıoğlu, “Atatürk milliyetçiliğine dayalı, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimizin sigortası her zaman olduğu gibi Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Adeta ateşten bir gömlek olan, bölgemizdeki güvenlik gelişmelerini yakından takip ediyoruz. Rusya Federasyonu – Ukrayna çatışması, tüm çabalara rağmen devam ediyor. Hava gücü ve hava savunması ile insansız araçların önemli rol oynadığı çatışmalarda, Karadeniz’de dökülen mayınlar önemli tehdit. Deniz Kuvvetleri Komutanı geçtiğimiz günlerde Karadeniz’deki mayınların Türkiye tarafından temizleneceğini açıkladı. Bu devletin tüm kurumları ile koordineli verilmesi gereken stratejik seviyede bir karar. Türkiye bu konuda yetkin, Romanya ve Bulgaristan ile devam eden işbirliği var; Türk deniz ticaretinin güvenliği elbette önemli ama, mayınları döken Rusya-Ukrayna öncelikle sorumludur. Maliyet ve risk sadece Türkiye’ye kalmamalı, Türkiye’nin önceliği kendi deniz ticaretinin emniyeti olmalıdır. Ayrıca, Karadeniz sahildarı olmayan devletler bu sürece kesinlikle dahil edilmemelidir. Önce kirletenler gereğini yapsın, sonra Türkiye Karadeniz sahildarı devletler ile işbirliği içerisinde, elbette faaliyetleri destekleyebilir. Karadeniz’in yanı sıra doğu Akdeniz de milli hak ve menfaatlerimizin korunması açısından çok önemli bir bölgedir” dedi.

Son 20 yılda Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine, sadece 30 F-16 eklenebilmesinin ciddi zafiyet yarattığını dile getiren CHP’li Bağcıoğlu, “Öngörüsüz ve yanlış kararlar neticesinde F-35 programından çıkarılmamız bu zafiyeti vahimleştirdi. Müşahade ve muhakeme eksikliği ile yönetim hataları hem milli güvenlik sorunu yarattı hem de tedarik maliyetlerini yükseltti, bütçemizi zorladı. Krizlerin merkezi olan bölgemizde, diğer ülkeler hava güçlerini geliştirir ve modernize ederken, Türkiye için Kaan muharip uçağımız envantere girene kadar hava gücümüzü güçlendirecek bir çözüm bulunması zorunlu idi. Bu konudaki görüşümüz, Hava Kuvvetleri Komutanlığı değerlendirmeleri esas alınarak bir an önce muharip uçak tedarik edilmesi idi. Bu kapsamda; EF-2000 Typhoon tedarikinde Almanya’nın çekincelerinin giderilmesinde CHP’nin girişimleri de sürece katkı sağladı. Milli güvenlik konularında Türkiye’nin hak ve menfaatlerini önceleyen duruşumuz bellidir ve nettir. Milli güvenlik ve savunma sanayisi konularında atılan her doğru adımı destekler, ama tespit ettiğimiz yanlış hususları eleştirir, önerilerimizi sunarız” ifadelerine yer verdi.

RENKLİ TELEVİZYON YOKKEN GEMİ ÜRETİYORDUK
Bağcıoğlu açıklamasının devamında, “Savunma Sanayimizde bugün yapılanlardan gurur duyuyorsak, projelerin temellerinin atıldığı geçmişe de vefa ve saygı göstermek zorundayız. 1939’dan itibaren 1’inci grup “Ay sınıfı denizaltılar”, 1974’ten itibaren 2’nci grup “Ay sınıfı denizaltılar”, 1977’den itibaren “Doğan sınıfı hücumbotlar” Gölcük ve Taşkızak Tersaneleri’nde yabancı teknoloji transferiyle, yerli katkıyla üretildi. 1971’de milli imkanlarla inşa edilen Berk ve Peyk refakat muhripleri milli gemi inşa sanayimizin öncüleriydi. 1987’den itibaren TUSAŞ‘ta F-16 montaj işlemlerinin başladığı unutulmamalıdır. Mevcut teknolojik kabiliyet onlarca yıllık emeğe dayanıyor. Bugün ulaştığımız imkân ve kabiliyet yanında yapılan üretim küçük, önemsiz gibi görünebilir; ancak 54 sene önce renkli televizyon yokken gemi üretimi yaptığımızı unutmamak lazım. Milli gemi projeleri, Atmaca güdümlü mermisi ve Akya torpidosu son 20 yıl ile sınırlı değildir. Ada sınıfı korvet ve silah sistem projeleri 1990’larda, TCG Anadolu’nun projesi 2000’den önce başlamıştır. Bir dönemi siyasi amaçlarla yüceltirken, bugünün temelinin atıldığı önceki dönemleri küçük görmemek gerekir” dedi.

SİBER VE ASİMETRİK TEHDİTLER
Siber tehdit hızla arttığını dile getiren Bağcıoğlu, “ Son bir hafta içerisinde, dünya üzerinde 102 değişik tip ve ölçekte, siber saldırı meydana geldi. Bu çerçevede sistemlerin güvenlik kontrolü, farkındalık ve hazırlık hayati önem taşıyor, tüm ilgili kurumlar daha önce çeşitli defalar hatırlattığımız gibi; önlemlerini almalı, hazırlık seviyesini yükseltmeli, toplumsal bilinçlenme sağlanmalı, farkındalık artırılmalı ve düzenli eğitimler ile gerçekçi tatbikatlar yapılmalıdır. Devlet veya devlet dışı aktörlerin artan “Asimetrik Tehditleri” dikkate alındığında; sualtı ve deniz tabanındaki kritik enerji ve iletişim altyapı güvenliği, en az uzay kadar büyük önem kazanmıştır” dedi.

DEPREM ÖNCESİ ÖNERİLER
Deprem öncesi alınması gereken önemleri anlatan Bağcıoğlu, “Türkiye Afet Müdahale Planı revize edilerek, TSK afet müdahalesinde “destek” yerine “esas çözüm ortağı” olarak görevlendirilmelidir. “Afet ve Acil Durum Kurulu”nda, MSB/Genelkurmay temsilcileri sürekli yer almalıdır. AFAD talebine bağlı kalmaksızın, hangi bölgede hangi askeri birlik/teçhizatın görevlendirileceğine dair, tüm Türkiye’yi kapsayan, bütüncül ve karşılıklı desteğe imkân veren müdahale planları hazırlanmalıdır. Denize kıyısı olan iller için, kurtarma/yardım deniz yoluyla da ulaştırılmalı; liman/marinalar güçlendirilmelidir. Yardım getirecek gemiler şimdiden belirlenmeli, liste periyodik olarak güncellenmelidir. Hastane kabiliyetli Deniz Kuvvetleri gemilerinde görevlendirilecek sivil sağlık ekipleri ve tıbbi malzemeler şimdiden belirlenmelidir. Sağlık Bakanlığı envanterine Hastane Gemisi dahil edilmelidir. Ciddi hasara yol açmayan depremler sonrası bile haberleşme sıkıntıları yaşandığı dikkate alınarak; Ulaştırma Bakanlığı tarafından nüfusu yoğun illerde, özellikle İstanbul’da kesintisiz iletişim tedbirleri alınmalıdır” ifadelerine yer verdi.

YENGIN SÖNDÜRME UÇAĞI İÇİN ÇAĞRI
Orman yangınlarına ilişkin gelecek seneye yönelik hazırlıkların şimdiden başlaması gerektiğini aktaran Bağcıoğlu, “Gelecek dönemde; Geçici orman işçileri kadroya alınmalı; eğitimli personel merkezi bölgelerde konuşlandırılarak, hızla yangın bölgesine sevk edilmelidir. TSK’dan ayrılan uzman erbaş veya sözleşmeli erler, tecrübe ve fiziki yeterliklerinden yararlanmak üzere, kadrolu orman işçisi ve orman muhafaza memurları olarak istihdam edilmelidir. THK yeniden yapılandırılmalı, kayyum yönetimi sona ermelidir. Kiralama usulü bitirilmeli, Orman Bakanlığının kendi yangın söndürme uçak/helikopter filosu kurulmalıdır. TSK rezerv filosu yangınlarda destek vermeli; esas sorumluluğun Tarım ve Orman Bakanlığı’nda olduğu unutulmamalıdır” dedi.

SİYASET ÜSTÜ NAMUS MESELESİ
Son 22 ayda 112 il ve ilçede 205 şehit ailesi ve gazi derneğini ziyaret ettiğini aktaran Bağcıoğlu, “Çalıştay ve ziyaretler sonucunda; “Aylıklar, Er Gazilere emsal maaş, istihdam, sağlık hizmetleri, ortez-protez sorunları, eğitim ve yerel destekler, terörle mücadele yaralanıp gazi sayılmayanlar” gibi hayati başlıklarda somut çözüm önerileri geliştirdik. Temel sorunları çözmek için 18 kanun teklifi hazırlandı; ancak TBMM açılmasına rağmen hâlâ gündeme gelmedi. TBMM’yi vefa borcumuzu yerine getirmeye çağırıyoruz. Kimden geldiğine bakmaksızın, şehit aileleri ve gazilerimizin haklarını savunan her öneriyi destekleyeceğiz. Bu, siyaset üstü bir namus meselesidir!” dedi.

LÜKS KONUTLAR YAPARKEN TSK PERSONELİ BARINMA SORUNU YAŞIYOR
Bağcıoğlu açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;

“Şehit yakınları ve gazilerimizin özlük ve sosyal haklarını mevcut zorlu ekonomik ve Ranta açılan askeri alanlar ayrı bir problem sahası olarak ortaya çıkmaktadır. Ranta açılması ile toplanma alanlarının kaybı, deprem sonrası müdahalede zafiyet yaratır, kent suçudur. Lüks konut projeleri yaparken, ülkemiz için fedakarca görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin, mevcut zorlu ekonomik şartlarda yetersiz lojman imkanları ile, hala barınma sorunları yaşadığı gerçeği, bu durumun ne denli çelişkili ve üzücü olduğunu göstermektedir.”