EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Koordinatörü Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın belediye işleyişinde yapay zekayı etkin kullanma kararı alması hakkında değerlendirmelerde bulundu.
PETROL GELİRLERİ NE OLACAK SORUSU ENTERESAN
İmralı görüşmeleri ile ilgili olarak değerlendirme yapan Araştırmacı Yaldız, görüşme sonrası röportaj veren DEM Milletvekili Gülistan Koçyiğit’in açıklamalarını yorumladı.
Yaldız şunları söyledi:
Vatandaş boyutunda dünden bugüne değişen bir şey olacağına inanmıyorum. Bir ikna süreci de yürütülmüyor ne yazık ki… Mecliste bir komisyon var, çalışmalar var ama bu çalışmalarda günün sonunda 3 isim İmralı’ya gitti. 30 senedir mahpus olan şahıs ne diyecek ki değişecek demiştik. Gelinen noktada, Erdoğan ‘DEM ve MHP ile bu gömleği giydik’ mesajı verdi ve bu üç partinin temsilcisi gitti. MHP’den Feti Yıldız gibi önemli bir isim heyette yer aldı. AK Partiden Hüseyin Yayman, DEM Parti’den milletvekili olan ve Menemen’de yaşayan Gülistan Koçyiğit yer aldı. İzmir’de aidiyeti var, sendikacı kökenli, işyeri hekimliği de var. Doğu, Güneydoğu vatandaşlarının yaşadığı yerlerden biridir Menemen. Menemen, DEM’in yüksek oyunun olduğu ilçelerden. Koçyiğit’in açıklamalarına göz attım. MHP’li Yıldız ve AK Partili Yayman ikna mı? Koçyiğit zaten ikna ve işin olmasını isteyen gruptan. Cumhur İttifakı unsurları olan MHP ve AK Parti açısında 2023 öncesinde İmralı kelimesini bir cümle içinde bile kullanmak vatan hainliği idi. Bunu düşünmek ve konuşmak milli güvenlik sorunuydu. Aradan 2 yıl geçmeden bambaşka bir ülkeye uyandık. Uyandığımız ülkeyi İzmir, hazmetmeye çalışıyor. Koçyiğit açıklamalarında zaten merak edilenleri sordular diyor iki isim için. Teröristlerin ülkedeki geleceği ne olacak, özellikle YPG’nin silah bırakması konusu ele alındığı ve silah bırakacak mı soruları soruldu. Abdullah Bey de sayın da dememişler. Siz diye hitap etmişler. Petrol gelirleri ne olacak sorusu enteresan. Bu görüşme kayıt altına alınmış ve kamuoyuna açıklanması lazım. Gülistan Koçyiğit kamuoyuna açıklanmalı diyor. Bu sorular zaten ikisi tarafından hazırlanmadığı beli. Koçyiğit’in açıklamaları satır başlarından ibaret. Ben petrol sorusu ile ilgili Gabar’daki petrolü sorduklarını düşündüm. Özerklik olacak ve petrol geliri Kürdistan bölgesine kalacak gibi algıladım. Suriye’deki petrolü mü sorduk? Yoksa başka bir ülkenin petrolüne mi bakıyoruz. Yoksa eyalet, özerklik sistemi hedefi üzerinden mi bir petrol geliri istendi” dedi.
TARLALARIN İÇİNDE PETROL ARAMA KUYULARI VAR VE ÇOĞU ATIL
Gazeteci Fatih Yapar ise “Birkaç ay doğu, güneydoğu Anadolu bölgesine seyahat yaptım. Yolda geçerken gördüğümüz iki faktör var; bir kalekollar. Adeta itfaiye yangın kulesi gibi. 5 kilometrede bir önünüze çıkıyor. Diğeri ise tarlaların içlerinde petrol arama kuyuları kalmış. Bazılar atıl kalmış. Müthiş bir sondaj malzemeleri var. Bu soru biraz da oraya çıkıyor” şeklinde yanıt verdi.
Ümit Yaldız ise “O kadar hassas konu ki ateş-benzin ilişkisi gibi… Koçyiğit’in röportajında düz okuyan vatandaş Suriye’deki petrolü düşünüyor olabilir. Ben daha hassasiyetli bakarım, acaba Türkiye’deki petrol mü soruluyor dedim” ifadelerini kullandı.
KARŞI TARAFIN DA ÖZELEŞTİRİ YAPMASI LAZIM
Araştırmacı Yaldız, yeni sürecin terör örgütü PKK nezdinde hassasiyetle yürütülmediğini, örgütün işlediği suçlarla ilgili bir özeleştirel davranmayarak zafer kazanmış edasıyla hareket ettiklerini belirterek “Vatandaş kaygılı, Milli Birlik Projesi deniyor, Analar ağlamasın deniyor. Değişmeyen tek şey var; varsa yoksa sürecin tek suçlusu var; devlet. Sürecin buraya gelmesinden sorumlu tutulan devlet. Allah aşkına 40-50 yıldır silahlı çatışma ikliminden söz ediyoruz. Burada hunharca sivil cinayetler işlendi. Askeri çatışmaları bir kenara bırakalım. Ateş düştüğü yeri yakar. Daha 2 gün evvel 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü geçirdik. Bazı sosyal medya hesaplarında o dönem şehit düşen öğretmenlerin, hamileyken öldürülen öğretmenlerin fotoğrafları yayınlandı. Terhisten dönen askerlerimiz otobüsten indirilip yan yana dizilerek şehit edildi. 40 bin rakamını söylemek kolay. Kaymakamlarımız, öğretmenlerimiz, sivile dönen askerlerimiz, polislerimiz, çocukları ile pazarda gezerken kafasına ateş edilen polislerimiz var. PKK’nın hiç mi hatası olmadı? PKK sempatizanları açısından süreci yumuşatacak, bunlar da yanlışlarını gördü dedirtecek DEM’li siyasetçilerden açıklama var mı? ASLESAN daha geçen yıl basılmadı, mühendislerimiz şehit edilmedi mi? Devlet güvenlik politikalarında aşırıya mı kaçtı deniyorsa karşı tarafın da özeleştiri yapması lazım. İmralı’daki ruhani lider gibi” dedi.
CHP SİYASETİ GÜNÜBİRLİK OKUYOR
Araştırmacı Yaldız, CHP’nin süreç içindeki tutumunu da değerlendirerek “Bu iş yine DEM ve Cumhur İttifakı unsurlarına kaldı. Milliyetçi partiler çok mesafeli. Zafer ve Anahtar partileri tam karşıt. Dervişoğlu, ‘Erdoğan’a her kararı siz alıyorsunuz, bu konuyu niye meclis attınız, o zaman parlamenter sistemi getirin’ dedi. CHP de çekildi. CHP’nin çekilmesi konusu, günü birlik siyaset okunursa farklı sonuçlar doğurur. CHP bence günübirlik siyaset okuyor. Komisyona girme kararı önemli bir karardı. Girdiğinizde çıkmak aynı kolaylıkta olmayabilir. Bir düş kırıklığına sebebiyet verirsiniz. Oyunun içinden dışarı çıkmak İYİ Parti’den daha fazla olumsuz etki eder. İYİ Parti’nin durduğu yer belli ve önemli bir devlet görevi görüyor. İYİ Parti burada sürecin doğru yönetilmesi noktasında yaptığı muhalefetle yer yer balans ayarı yapacak pozisyonda… İYİ Parti süreci terazide tutuyor. CHP’nin ne yaptığı belli değil. CHP’nin gündeminde kurultay ve Silivri var. CHP çok günübirlik davranışlar sergiliyor.
İZMİR’DE BU KONUDA DERİN BİR FAY HATI VAR
CHP ne yapabilir? CHP’yi Ankara’nın batısı birinci parti yaptı. Kastamonu hattında çizin batıdan aldığı oya bakın, doğudan aldığı oya bakın. Diğer tarafta bir parmağı doldurmayacak kadar belediye var. Yüzde 60 hala ikna olmamış kitle var İzmir’de. Manisa’da yüzde 55, Uşak’ta yüzde 54’tür Denize yaklaştıkça kaygı artıyor. Seküler kesimin yaşadığı alan anlamında. Kendi homurdanan seçmeninin etkisinde kalıyor CHP. Lider kitlelerin önünde yürür. Kitle her zaman homurdanır. 2013 – 14’te de İzmir tepkiler gösterdi. Hatta CHP’nin o dönem Çeşme İlçe Başkanı olan, Çeşme’de belediye başkanlığı da yapan Ekrem Oran, amcası Baskın Oran’ın amcalıktan reddettiğini açıklamıştı.
Bu konu batıda, İzmir’de derin bir fay hattı var. Çözülsün isteniyor, kan aksın istemiyor. Hassasiyetlerle bu iş çözülsün deniyor. Cani denilen kişinin ruhani lidere çevrilmeye çalışılmasına refleks var. Özeleştiri yapmıyor karşı taraf. Biz öğretmenleri katlettik, hata ettik diyenini duymadık. Adeta zafer edası var. Diğer kanat da ciddi anlamda tahrik oluyor. Taviz vermeyeceğiz gibi üst cümlelerle toplumun duyguları yönetilemez. İmralı’daki şahıs herkesin duyacağı şekilde özeleştiri yapsın. Yönettiği örgütün döktüğü kan üzerinden gazi ve şehit yakınlarının yüreğini bir nebze - soğutacak bir şeyler söylesin. Bunlar yerine petrol geliri konuşulursa bu iş yönetilemez”