"Amiral gemisi"nden kulisler!

Abone Ol

İzmir Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun tutuklanması sonrası yeni il başkanı ile ilgili sürecin nasıl izleyeceği konusu parti içi ve dışında tartışılıyor.

Kulislerde oldukça hareketlilik var.

Kitabın ortasından konuşursak;

Parti içinde Aslanoğlu’nun yerine hemen bir ismin atamasının yapılmasının sakıncalar yaratacağı yönünde eğilim oldukça güçlü. Çünkü Aslanoğlu’nun haksız yere tutuklandığı ve bir atama kararı alınması durumunda bu durumun Aslanoğlu’nun üstünü çizmek anlamına geleceği yönünde eğilim parti içinde var.

Bu sebeple sürecin Genel Başkan Özgür Özel’in talimatı ile İl Başkanvekili Barış Özdemir üzerinden sürdürülmesi noktasında genel mutabakat bulunuyor.

Parti içinde konuşulan bir diğer olasılık;

Aslanoğlu’nun tutukluluk sürecinin uzaması durumunda parti içinde birlik ve bütünlüğü yeniden tesis edecek bir ismin atamasının yapılması konusu…

Çünkü çarşı karışık…

Bir süredir parti içinde yaşanan iç tartışmaların şiddetlenmesi ve kamuoyunda gözle görülür hale gelmesi, bazı milletvekillerinin de Kılıçdaroğlu’nun yanında net tavır alması ve son olarak Başkan Aslanoğlu’nun operasyon sürecinde tutuklanması örgüt bütünlüğünde sarsıntıya yol açtı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “örgütün operasyona ciddi refleks göstermesi gerekiyor” açıklamasına karşın istenen refleksin gösterilemediği de görülüyor. Tutuklama kararları sonrası ilçe başkanları tarafından yapılan toplantıda “kitlesel eylem yerine her ilçenin kendi inisiyatifi ile eylem yapması” kararı alması dikkat çekiciydi. Eylem yapan bir ilçe ise şu an için göremedim.

Diğer yandan bazı ilçe başkanlarının toplantıda dava süreci ile ilgili olarak “suç duyurusunda bulunduğu” iddiası sebebiyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ı hedef aldıkları da aktarılıyor.

Bu durumda parti kulislerinde konuşulan bir diğer olasılık gündeme geliyor. Sürecin uzaması, örgütte birlik, bütünlüğü oluşturacak bir ismin atanmasını dayatabilir.

Bu konuda ise sürpriz bir isim var:

Uzun yıllar kenti yöneten ve kentte parti üstü bir ağırlığı olan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile arasındaki güçlü bağı olan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile sorun yaşamaması ve son yaşanan operasyonda 2019 Seçimleri’nde rekabet ettiği- hatta kendisini partiden izole ettiği- Tunç Soyer’i “amasız-fakatsız” savunan Aziz Kocaoğlu…

2011 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik kumpas operasyonunda 397 yılla yargılanan ve beraat alan Aziz Kocaoğlu’nun yaşadığı deneyim ve örgüt içindeki ağırlığı sebebiyle ismi il başkanlığı ile anılıyor.

Kocaoğlu’nun geçmişten gelen bir il başkanlığı aşkı ise bulunuyor. Şenol Aslanoğlu’nun seçimi kazandığı son il kongresinde Kocaoğlu’nun aday olmak için kulis yaptığı konuşulmuştu. Kocaoğlu, o dönemde SonSöz TV’de katıldığı programda “yanımda iki adam olsa kongreyi alıyordum” ifadelerini de kullanmıştı.

CHP İzmir eski milletvekili Musa Çam da il başkanlığı görevi için adı geçen isimlerden… Örgütçü yapısı sebebiyle parti örgütü içinde oldukça popüler olan, İzmir Büyükşehir Belediyesi-sendika arasında yaşanan gerilimde yer yer arabulucu pozisyon alan ve Başkan Cemil Tugay ile karşı karşıya gelmeyen Çam’ın ismi il başkanlığı için dillendiriliyor.

Bir diğer isim ise Bornova eski belediye başkanı Olgun Atila… İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı sürecinde aday adaylığı da bulunan ve partili kimliği ile sebebiyle örgüt içinde saygın bir yeri olan Atila’nın ismi de il başkanlığı için kulislerde konuşuluyor.

Parti Sözcüsü Deniz Yücel ile yakın siyaset yapan Çağdaş Kaya da görev verilmesi konusunda il başkanlığı için oldukça istekli olduğu konuşuluyor. Kaya’nın Deniz Yücel’in genel merkezdeki etkisiyle il başkanlığı konusunda şansını deneyebileceği aktarılıyor.

İzmir’in deneyimli siyasetçisi Alaattin Yüksel ise şimdiden kapıları şimdiden kapattı. Yüksel yaptığı sosyal medya paylaşımı ile “Bizim kültürümüzde yoldaşları tutuklandığında özgürlükleri için mücadele etmek vardır, koltuklarına göz dikmek değil. Bir gün böyle bir ihtiyaç doğarsa partinin yetkili kurulları buna karar verir ama bu asla ben olmam” diyerek kendisi ile ilgili yapılan yakıştırmalara kapıları kapatmış oldu.

Diğer yandan il yönetimi içerisinde de bazı isimlerin adaylığı konusu dillendiriliyor. Genel merkezin parti içinden atama yapması durumunda il başkanvekili görevini yürüten Barış Özdemir, göreve asaleten atanması konuşulurken İl Genel Sekreteri Tevfik Türk, İl Başkan Yardımcısı ve Örgütlenme ve Örgüt Yönetimi Sorumlusu Ali Alan ile İl Başkan Yardımcısı ve Karabağlar eski ilçe başkanı Orhan Polat’ın da adı kulislerde il başkanlığı için geçiyor.

*

Velhasıl;

Parti içindeki çok seslilik sebebiyle CHP’nin amiral gemisinin “vekaleten” yürütülmesi pek mümkün görünmüyor. Parti içinde dağılan birlik ve bütünlüğün yeniden tesis edilmesinin ivedilikle sağlanması gerekiyor. Özellikle bazı ilçe başkanları ile Başkan Tugay arasında işten çıkarmalar üzerinden yaşanan gerilim, İl Başkan Aslanoğlu’nun tutuklanması ile had safhaya ulaşmış durumda…

Yine Başkan Tugay’ın İZBETON operasyonu ile ilgili yaptığı “şikayetçi olmadım” açıklamasının demesine karşın kamuoyuna saçılan bazı evraklar sebebiyle partili çoğu ismi ikna edememesi, adliye önüne gelmemesi gibi konular parti örgütü ile Tugay arasındaki duygusal bağları zedeledi. Bu bağın tekrar tesis edilmesi çok zor görünüyor.

Böylesi durumda hem büyükşehir yapısı ile uyumlu hem de parti örgütünün itiraz etmeyeceği bir isim üzerinde uzlaşı gerekiyor.

Hukuki sürecin uzaması durumunda iktidarın başta belediyeler olmak üzere CHP’li siyasetçilere yönelik sert tutumu ve tutuklamaların yoğunlaştığı evrede amiral gemisinin “gerçek bir amiral” tarafından yürütülmesinin daha doğru olacağını düşünenlerdenim. Fırtınalı denizde geminin sağ salim karaya getirilmesinin yolu ise deneyimden geçiyor.