Altınordu'nun paraşütsüz düşüşü!

Abone Ol

"1923 yılı...

Cumhuriyet'in kuruluşu ile birlikte tüm yurtta zafer sevinci; muhteşem kutlamalar var...

Kurtuluş Savaşı'nın kazanıldığı son nokta İzmir'de de bitimsiz mutluluğu yansıtan gösteriler gerçekleştiriliyor...

Semtlerinde gençlerin birarada, katılımcı ve dinamik toplumsal çalışmalar yapması isteyen sakinler de boş durmuyor bu arada...

"Spor yapmalılar; gelecek kuşaklara örnek insanlar olmalılar" diye düşünüyorlar...

Cumhuriyet öncesi kurulan Karşıyaka İdmanyurdu ve Altay kulüplerinden sonra, yeni dönemde Eşrefpaşa'da Altınay; Hatay'da ise Sakarya kulüpleri kuruluyor...

Basmane, Tilkilik ve Namazgah gençleri de atılıyor ortaya... Mustafa Balöz, Hüseyin Yurdakul ve Mehmet Hancıoğlu (Hoca Mehmet), düşüncelerini Dr. Hacı Hasanzade Etem Bey aracılığıyla Ragıp Paşa Kıraathanesi'nde toplanan semtin diğer büyüklerine aktarıyorlar ve Tilkilik'te bir spor kulübü kurulması düşüncesi olgunlaşıyor...

Dr. Etem Bey ile Dr. Cevdet Fuat Bey, Tilkilik, Hatuniye, Namazgah ve İkiçeşmelik semtlerini iyi bilen Eczacı Süleyman Ferit Bey (Eczacıbaşı)'e anlatılarlar durumu. Yörenin, Kurtuluş Savaşı'nda "kader birliği" yapmış insanlarla yoğrulmuş olduğunu bilen ve iyi tanıyan Ferit Bey de hemen harekete geçilmesinden yanadır...

Her şey tamamlanmış, salt isim aranır olmuştu. Yapılan toplantıda Zafer, Hilal, Kurtuluş ve Göktürk isimleri tartışılsa da, Süleyman Ferit Bey, "Bir Türk ismi buldum. Bir Türk İmparatorluğu'ndan geliyor" deyip, son noktayı koydu:

"Altınordu..."

X

İzmir'in asırlık spor kulüpleri içinde 102 yaşına gelen Altınordu'nun tarihsel başlangıcı böyle oldu...

X

Altınordu, bugünlere gelinceye dek sevinci, mutluluğu ama hüznü de olan süreçlerden geçildi...

Kuruluşunun ilk yıllarında Türk atletizminin omurgasını oluşturan isimleri içinden çıkardı...

Basketbolda Türkiye Ligi'nin ve Cumhurbaşkanlığı Kupası'nın ilk şampiyonu oldu...

Hentbolda, özellikle kız takımıyla lig tarihinde iz bıraktı...

Futbolda Türk futbolunun tarihine adını kazıyan isimleri kadrosundan çıkardı ve barındırdı ki, bunlardan başlıcası Sait Altınordu'ydu.. Bugün İzmir'in meydanlarına adını veren bir futbol efsanesidir Sait Altınordu...

X

Kuruluşu köklü bir yapıya sahip kulüpleri "asırlık çınara" dönüştüren kuşku yok ki camiaları oluyor...

İyi günlerde olduğu gibi, kötü günlerde de gönül birlikteliği yapılmış ve içtenlikle paylaşılmış bier sevgiyi yaşatmak, aşkla sürdürebilmek, büyütmek sorumluluk istiyor...

Sorumluluk onları doğruyu aramaya yönlendiriyor...

Sorumlulujk onları duyarlılığı özenle taşımaya götürüyor...

Sorumluluk duygusu onlara yapıyı güçlendirme ödevini yüklüyor...

Ve güçlü olan, ortak akılla hareket eden camialar da o sorumluluğu paylaşıp, çoğalıyorlar...

"Asırlık çınarı" yaşatmak da böyle bir şey işte!..

X

Zor günlerden geçti Altınordu...

Dağılmanın eşiğinden döndü...

Futbolda amatör lige gittiğinde "dönüşü olmayan bir yol" diye değerlendirenler, camia geleneklerini, o köklerden gelen yürekli kadroların varlığını unutmuş olmalıydılar... Ve "efsane" geri döndüğünde, "bir daha yaşanmamalı" derken, bu kez farklı tutundular kırmızı-lacivertli renklere; bir başka sarıldılar kulüplerine...

Kulüp adıyla birlikte, binasını da yaşanılır kıldılar; Yeşilyurt tesislerini yarattılar...

Altınordu Futbol AŞ'yi oluşturup, "emin el" gördükleri Seyit Mehmet Özkan gibi bir "futbol sevdalısına" teslim ettikler...

Futbolda örnek bir altyapı hamlesiyle Türkiye'nin gündemine girdi Altınordu...

Ve altyapısından yetişen kadrolarla Süper Lig ve Avrupa hedefi konularak, 3.Lig'den TFF 1. Lig'e gelindi...

Yetmedi, Süper Lig için final oynadı takım... Ama bir sihirli el tuttu sanki:

"Yeter! Daha fazlasına hayır! Ben ne dersem o olur..."

Ve durdular!

X

Türkiye'nin dört bir yanına yayılan futbol okulları; İzmir'de kurulan Futbol akademisi; Avrupa'dan katılımlarla gerçekleştirilen yaş hrupları turnuvaları...

İzmir'i bir futbol kentine dönüştürecek, Altınordu'yu geleceğe umutla taşıyacak bir hamle olarak nitelenen "futbolda alt yapı devrimi" hikayesi de...

Altınorduluların yüzünü güldüren girişimler bir anda soldu! Umutlar tükendi!

Hikaye acı sonlandı; tatlı düş yarım kaldı!

X

102 yıllık çınar Altınordu için bir acı son dense yeridir...

"Efsane" bir oluşum için yola çıkan S. Mehmet Özkan, Türk futbolunun bugünkü yapılanması içinde daha fazla yol almanın olanaksızlığını vurgulayıp "pes etti"!

Kulübün gerçek sahiplerine "emanetinizi alın" dedi; karşılık bulamadı... Çünkü günün ekonomik koşulları içinde o profesyonel takımı ileriye taşıyacak bir Altınordu kulüp yönetimi yok!

Ve ilginçtir bundan sonrasının da adı yok!

X

Bir avuç yandaş dertli; umutsuz ve yılgın!

Bir büyük buruklukla bakıyorlar 102 yıllık tarihlerine, "Bu gidiş nereye" diyerek!..

Yaşanan "paraşütsüz düşüş" olunca!

Ne acı!