2025’te İzmir’in yüzünü güldüren tek şey!

Abone Ol

“2025 yılını İzmir için nasıl değerlendirirsin?” diye sorsalar tam anlamıyla kayıp bir yıl derim.

Sadece kayıp demek de yetmez.

Beceriksizliğin, duyarsızlığın kitabının yazıldığı da bir yıl derim.

*

İktidar da yerel yönetimler de 2025’te sınıfta kaldı.

Kentin gettolarını çeteler sardı. Çözüm yok.

Fabrikalar kapılarını kapatıp yurtdışına kaçtı. Çözüm yok.

Körfez koktu. Belediyenin temizlemeye gücü, ekonomisi yetmedi. Ankara koridorları arşınlandı. Yalandan da olsa bir ufak iş, tarama gemisi falan gönderirsin, o da yok.

Milletvekillerinin çoğu iktidardan yada muhalefetten –bazılarını tenzih ederek- kente dahi uğramadı.

SGK ve vergi borçları üzerinden tam bir sarmala giren belediyeler, seçim kazanmak için haddinden fazla personel almanın acı faturasını yaşadı. Maaşlar ödenemedi. Grev dalgası patlak verdi. Çöp dağları yükseldi. Belediye başkanları çöp topladı, çöpün başında sendikacılarla kavgalar çıktı. “Havuz” adı altında çalışanlar ücretsiz izne çıkarılıp açlığa mahkum edildi. Adeta insanlık suçu işlendi.

Yerel seçimin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen kurdela kesemeyen belediye başkanlarının olması tesadüfle değil ancak yanlış tercihlerle, beceriksizlikle açıklanabilir.

*

Yerel yönetimlerin beceriksizliğine iktidarın kente olan duyarsızlığı, umursamazlığı eklenince “Güzel İzmir” imajı bir hayli zedelendi. Kent kendi iç tartışmalarına kapandı, kendi kabuğuna çekildiği bir yıl yaşadı.

*

Bu kent kendi kabuğunu nasıl kırar?

Doğru yönetilerek…

Başlığa dönersek;

2025’te bu kentin yüzünü güldüren, vitrininde parıldayan tek şey, bence, Göztepe Spor Kulübü’nün yakaladığı başarıdır.

Elindeki kısıtlı imkanlarla, çoğu 1. Lig’den gelen oyuncularla ligin ilk yarısını 4. Sırada tamamlayan ve kentin en büyük sivil toplum kuruluşu olma özelliği de taşıyan Göztepe, Avrupa kupalarına katılma potansiyeli bir hayli yüksek görünüyor. Ligi güzel bir yerde bitirme durumunda Göztepe, İzmir’in Avrupa’daki vizyonu, vitrini olma özelliği de taşıyacak.

Kentin dışına çıktığımızda ve İzmirliyim dediğimizde ilk konuşulan konu artık Göztepe…

İyi ki Göztepe var da İzmir adına sağda solda güzel şeyler konuşabiliyoruz.

Amatörden bugünlere gelen, Süper Lig’e çöken İstanbul kulüplerine meydan okuyan isyankar Göztepe, bu kentin kendi kabuğuna çekilmesini sağlayan vizyonsuzlara da bir nevi vizyon dersi veriyor. Bu kentin Göztepe dışında vitrine çıkardığı bir belediye, kamu kuruluşu, üniversite ya da yıldız adayı bir markası yok. Bir kulüp –tabiri caizse- iki çuval patates karşılığında yaptığı transferlerle lige damga vurabiliyorsa, Türkiye’nin her yerinde adından söz ettirebiliyorsa, performansı ile Avrupa reytinglerinde ilk sıralarda yer alabiliyorsa elinde kamu gücünü, potansiyelli personelleri bulunduran kuruluşlar dönüp kendilerine “biz nerede hata yapıyoruz?” demeliler.

Derler mi? En azından 3-5 kişi aydınlansa kar.

*

Doğru yönetimler doğru sonuçlar yaratır. O da bir kentin vizyonunu değiştirir. Yeri gelir ülkeyi dönüştürür. Değişimin ve dönüşümün sağlayacak olan siyasetçilerin en acil görevi, kurumların toplumun güvenini sağlaması gerekmektedir. Şu haliyle gerçekten uzak bir ihtimal. –Aslında değişimin ve dönüşümün anahtarı sivil toplumdur, örgütlülüktür. Toplum olarak bundan o kadar uzağız ki burayı es geçiyorum-

Olanı biteni anlamak, yorumlamak ve anlatmak istedim.

İyi yıllar.