Değersizliğin olağan halleri
Tayfun MARO

Yoksulluk, adaletsizlik, keyfilik; ülkeyi kuşatan bu üçlünün laneti üstümüzde…

Vicdani ve ahlaki yoksunluğun cehenneme çevirdiği toplumsal ilişkiler ağında insanlık can çekişiyor.

Sosyal, ekonomik, siyasal ilişkilerin akışını belirleyen temel etken, karaktersizlik.

Parayı bulduktan sonra, insani bütün ilişkileri, bütün ihtiyaçları parayla alınır satılır kılarak insanın değerini piyasaya düşüren muktedir insan düzeni, cehennemin kendisidir. Ahlak yok, vicdan yok, karakter yok, akıl yok… Kurnazlık ve aptallık başarının anahtarı. Yalan en yüce değer.

Günümüzde, sağı ve solu birbirinden ayıran sadece kullandıkları dildir. Yaptıkları ise bir muktedirin kuyruğuna takılmak… Ne söylediklerine değil ne yaptıklarına bakmak lazım; hepsi de kamu kaynaklarına çökmek için birbiriyle yarışıyor.   

Özel okul fiyatları el yakıyormuş… Çocukların öğrenim hakkını parayla ölçen ahlaksız düzene göz yumanların vicdanı sızlamıyor ama pahalılık el yakıyor.

Beslenme ve barınma hakkına paran kadar sahipsin. Ve o parayı ele geçirmek için çalışacağın iş yok. Gençlerin kahir çoğunluğu, diplomaların artık bir işe yaramadığını düşünüyor.

Suç, yeni hayatın belirleyici unsuru… Suça teşne hale gelen toplum, kuralsızlığın ve kanunsuzluğun sunduğu imkanlara daha çok güven duyuyor.

Ne sosyalist düşünürlerden alıntılarla gününü gün eden solcular, ne de tanrıya sırtını veren dindarlar artık toplumları ikna edebiliyor. Yoksulluk, biricik gerçek.

Acı bilgi; Medeni insanın 10 bin yıllık hikayesi yolun sonuna geldi.

Geleceği çalınmış insanlık, yaşadığı büyük trajedinin “çıkışsızlık” olduğunu fark etmeye başladı.

İnsanın değeri nedir? Bu sorunun karşılığı artık muğlak. Araf’ta bekleşen insanlık, tükenişin getirdiklerini yaşıyor.   



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/degersizligin-olagan-halleri/19686