Beka…
Kemal ANADOL

Son yıllarda siyasal yaşamımızda çok sık kullanılan Arapça kökenli bir kelimedir Beka. Türk Dil Kurumu (TDK) Sözlüğünde karşılığı, kalıcılık, ölmezlik, Osmanlıca sözlükte de bozulmama, değiştirilmeme olarak ifade edilmektedir. Politikacılarımız bu sözcüğü tek başına kullanmıyorlar. Yanına kesinlikle devleti de ekliyorlar. Devletin bekası deyince hem daha tumturaklı hem de daha anlamlı oluyor.

***

O zaman devlet ne anlama geliyor ona bir bakalım. Yine TDK sözlüğünde devlet: Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal örgütlü bir ulusun ya da uluslar topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık olarak tanımlanmaktadır. Şimdi bazı okurlar “Pekiyi hükümet bu işin neresinde?” diye sorabilirler. Yine TDK Sözlüğüne baktığımızda şu tarifle karşılaşıyoruz: Devletin görevlerini yerine getirmesini sağlayan yetkili organ, Bakanlar Kurulu. Yani devletle hükümet aynı anlamı taşımaz. Devlet, çağdaş ülkelerde yürürlükte olan güçler ayrılığında görüldüğü gibi, parlamento yani yasama, yargı organları ve yürütmenin tamamını ifade eder.

Hükümet, sözcüğün tam anlamıyla devletin bekası için görevlendirilen en önemli organdır. Devletin bekası ise onun yurttaşları olarak en çok bizleri ve gelecek kuşakları ilgilendirir.

Ancak siyasal yaşamımızda çok önemli bir kalitesizlik, adeta bir çöküntü var. Tartışmalar düzeysiz, incitici… Politikada çok önemli bir unsurun, esprinin yerini hakaret ve küfür aldı. Nezih bir dil olan İstanbul Türkçesi argo sözcüklerle zedeleniyor hatta çürütülüyor. Özetle, Osmanlıca anlamıyla kaht-ı rical yani devlet adamı kıtlığı ile karşı karşıyayız!

***

Siyasal yaşamdaki bu manzaranın topluma yansımaması mümkün değil. Hukuk eğrilip bükülüyor, idarede yandaşlık ve partizanlık hüküm sürüyor. Eğitim kısırlaşıyor. Kısaca tüm kurumlarımız bu hastalıktan nasipleniyor.

Daha önceki bir yazımda da söz açmıştım. Bu kaos ortamında çok önemli kavramların da içi boşaltılıyor. Anlamları zedeleniyor. Her birinin çok ciddi ağırlığı olan sözcükler harcıâlem niteliğe büründü. Lafın nereye gideceği hesaplanmadan, daha da kötüsü çok kez bilerek kullanılan, vatan haini, casus, beşinci kol, cibilliyetsiz, şerefsiz sözcükleri havada uçuşuyor.

İçi boşaltılan, anlamını yitiren deyimlerden biri de devletin bekası! Bu sözcük en çok son yerel seçimlerde kullanıldı. İstanbul ve Ankara Belediye seçimlerinde Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş kazandıkları takdirde devletin bekasının tehlikeye gireceği yüzlerce, binlerce kez yinelendi. Seçimler bitti ve adı geçen isimler halkın oylarıyla belediyelerin başına geçtiler. Salgın döneminde görüldü ki bu belediye başkanları uygulamalarıyla halkın kaybolan güvenini tazeleyerek devletin bekasına katkıda bulunuyorlar.

***

Tumturaklı söylemlerle içi boşaltılan bu kavram gerçekte çok önemlidir. Kesinlikle korunması gerekir. Devletin bekası sadece ulusal bütünlüğümüz, bağımsızlığımız için değil, yurttaşın devlete olan güveninin sürmesi için önemlidir. Devlete olan güveni sağlayacak olan da hükümettir, hükümetin organlarıdır, idaredir. Vatandaş can derdinde, esnaf var olup yok olma kavgasında, işçiler işsizlik korkusunda, işsizler iş bulma telaşında iken tutunacak dal elbette devlettir. Yurttaşın devletine güveninin devamı ise sözcüğün tam anlamıyla bir beka sorunudur.

Eğer hükümet, aylarca maske dağıtmakta beceri gösteremiyorsa, her yıl eczanelerde bol miktarda bulunan grip aşısı tam da salgın yılında sadece 1,5 milyon adet getirtilebiliyorsa ve milyonlarca kişi kışı aşısız geçiriyorsa bu beka sorunudur.

Sağlık Bakanının 11 Aralık 2020’de geleceğini açıkladığı 20 milyon Çin aşısı sadece 3 milyon getirtilebilmiş ve gerisi spekülasyon konusu ise bu durum gerçekten beka sorunudur. Savaşta devletin

canını istediği yurttaş, 100 liralık Sağlık Sigortasını ödeyemediği için devletin hastanesinden geri çevriliyorsa bu tam anlamıyla beka sorunudur.

***

Yüzlerce örneği sıralamak olası. Ama işin esası devletin bekasının güvencede olmasıdır. Bunun da tek şartı yurttaşın devletine olan bağlılığının sarsılmamasıdır. Beceriksizlik, plansızlık ve programsızlık; ne derseniz deyin vatandaşın devlete olan güvenini zedeleyenlerin devletin bekasından söz açmaya hakları yoktur!



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/beka-/15554