İnce'den
Rifat ÖZER

Leonardo da Vinci 1452’de Floransa da doğdu. Rönesans döneminde yaşadı.

Evlilik dışı olduğu için o dönemin şartlarınca üniversiteye gidemedi...

Ama her şeydi... Yani bir Hezarfen!

Astronom, mimar, mühendis, mucit, matematikçi, anatomist, ressam, heykeltraş, müzisyen, botanist, jeolog, kartograf, yazar, tarihçi, edebiyatçı...

Başka ne kaldı? Bilmem ama, o bir polimattı da,

Sadece fizikçi değildi!

**

Bizim ise bir fizikçimiz var şimdi...

Ayrıca hazerfen de... hemde politika hazerfeni. Bir politika polimatı!

İl Başkanı, milletvekili, Grup Başkanvekili, Cumhurbaşkanı Adayı, Genel Başkan adayı, yazar, hitabet ve anında cevap ustası, şimdi de yine Cumhurbaşkanı adayı!

Hazerfenlerden Leonardo da Vinci

yaklaşığıyla diyor ki...

‘İstiridyeler dolunayda tam açılırlar.

Yengeç de açık olduğunu görünce, istiridyenin içine bir taş atar...

Böylece de istiridye bir daha kapanamaz ve yengece de yem olur...

Ağzını çok fazla açıp... kendisini dinleyicinin insafına bırakan kişinin kaderidir.’

Da Vinci bu sözleri, hemde 550 yıl kadar önce, sanki kimi politikacılar için söylemiş !

**

Cumhurbaşkanı adayı olduğunda yazdığımız ‘ İnce İnce ‘ başlıklı yazımızda tanımışlığımıza da dayanan görüşlerimizi belirtmiştik...

‘Siyaset sadece fikirlerle yapılmaz.

Siyaset aynı zamanda hırslar ve tutkular arasında oynanır’ diyor, siyaset kuramcıları Prof. Chantel Mouffe ve Prof. Ernesto Laclau.

Muharrem İnce’de öyle... Hırslı ve tutkulu.

Hırslı olmak iyidir derler...

İnsanı korkusuz yapar... Bunu gösterdi,

Korku çemberini kırdı.

İnsana heyecan katar... Kattı da, ortalığı silkeledi.

İnsanın kalbine konuşur ki... konuştu da. Çok kalabalık toplantılardan da belliydi.

Yine hırs İnsanı dayanıklı yapardı...

Ancak dayanıklı olamadı sanki.

Seçim gecesi ‘adam kazandı’ dedi, yoktu.

50 bin Avukat gelecek dedi yoktu.

Genel Başkanlığa aday olmam dedi.

İmza toplandı !

Oysa rahmetli İnönü : siyasette en önemli şey güvenilir olmaktır derdi de...

**

Bugünkü basın toplantısında;

Güçlü bir Atatürkçü’lük vurgusu yaptı ki...

Çok doğruydu.

Türkiye’nin Deniz sorununa yüksek sesle destek vermeli muhalefet dedi ki...

Çok doğruydu.

Partilerde demokrasi kalmamıştır dedi ki...

Kimisi için tam, CHP için yarı yarıya doğruydu.

Önseçim yok diyordu ki... doğruydu.

Ama bir şey de vardı ki...

Siyasette doğru... her zaman doğru değildi!

Ayrılsam bile... CHP’yi kurtarmak için ayrılırım diyordu ki... bu bir sinyal gibiydi.

1000 Günde Memleket Hareketi’ni başlatacaktı ki...

Yine eskiler değil... yeniler iyiydi!

**

Bu bir muhalefet yada parti içi bir muhalefet hareketi değildir desede...

Bu, ayrılığa götüren bir muhalefet sonucunu doğururdu!

Partinin Cumhurbaşkanı adayını üyeler seçsin diyordu ki... İttifak sistemi içinde doğru değildi.

Genel Başkan Cumhurbaşkanı adayı olsun diyordu ki... Bu da, ittifak sistemi içinde doğru olamazdı.

Cumhurbaşkanı adayı olduğunda,

Ozaman Muharrem İnce zamanıydı.

Ozaman sınırı olmayan... bir nehirdi !

Bugün Muharrem İnce... bir dereydi !

Derenin nehir olup olmayacağını da...

Zaman gösterirdi !



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/ince-den/14945