|
|
Unutulmaz şarkıları yaşatan hatıralardır… Besteci ve söz yazarı… O “mahur” şehirde… İç ferahlatan, neş’eli hatta şuh bir lezzet almışlarsa… Dahası… Hayatın dem’inden özel bir tat yakalamışlarsa… Yarattıkları eser marş olur, dillerden düşmez… Mesela… Necip Mirkelamoğlu, sevgiliye özlemi… İzmir aşkıyla nasıl bütünleştirmiş? “Bir münasip zamanda, mesela saat onda… Buluşalım Kordon'da, der gibi geldi bana…” Döneceğiz, İzmir şarkılarına ruhumuz neş’e ile dolsun diye… *** Tunç Soyer, hizmet için gelmişti o koltuğa… Siyaseti hiç ikinci plana yerleştirmedi ama… Sağ yanında duran yılların politikacısı Rıfat Nalbantoğlu da… O, yolları dikenli politika kulvarında… Tunç Başkan’ı “kör kuyular”da hiç merdivensiz bırakmadı… Eşi, benzeri az bulunur bir “yol arkadaşı” oldu… Soyer’e göre… Bunun adı, “Ahde Vefa”dan başka bir şey değildi… CHP’ye ömrünü veren Nalbantoğlu’nun… Parti Meclisi’nde yer alması için… İnanılmaz bir mücadele verdi… Karşılığını buldu… Rıfat Nalbantoğlu, rekor oyla PM’ye girmişti… Başkan Soyer, Ankara’da rahat bir nefes aldı… CHP’nin 37’inci Olağan Kurultayı’nın estirdiği rüzgar… İzmir’in Kadifekalesi’nde bayrak oldu… Kendisi de rahatladı… Politika kulvarında birlikte yürüdüğü yoldaşları da… Şimdi, artık… “İşimiz İzmir, gücümüz İzmir…” zamanıydı… *** Sabah Ankara’da yakaladım, Cep’ten konuştuk… Canlı yayından çıkmıştı, çok neşeliydi… Sanatçı Ege’nin 25 yıllık şarkısını hatırlatır gibiydi: “Senden uzak bu memlekette… Aklım hep sende canım İzmir…” Sonra… Bundan sonraki yol haritasını çizdi: “İzmir’i baştan yaratacağız, kısmetse…” Nasıl olacak bu iş? “Kentsel dönüşüm sayesinde… Bundan böyle tüm gücümüzü dönüşüme ayırıyoruz… İzmir, tarihindeki en hızlı kentsel değişim ve dönüşümü yaşayacak…” Önce nereleri? “Uzundere, Örnekköy...” Ya, diğerleri? “Ege Mahallesi, Gaziemir Aktepe-Emrez, Çiğli Güzeltepe, Ballıkuyu ve Bayraklı…” Bütün İzmir’e nasıl yayılacak? “Sırayla… Dönüşüme ihtiyaç duyulan her yer yeni baştan yaratılacak…” Bu dokunuşlarla İzmir neler kazanacak? “Çok sağlam bir kent olacak… Özellikle depreme karşı… Türkiye’nin incisi modern bir görüntüye kavuşacak…” Başka güzellik var mı? “Bu kadim kentin refahı artacak…” Ya komşuluk? “İzmir’in mahallelerini yerinde ve uzlaşıyla dönüştüreceğiz… Hiç bir vatandaşımın hakkına zerre kadar toz kondurmayacağız...” Güzel İzmir için geçmişten örnek vermenin tam zamanı… Bir buçuk yıl önce seçime hazırlanırken diyordu ki, Tunç Başkan: “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu kentte yaptığı en başarılı hizmetlerden biri Uzundere kentsel dönüşüm çalışmalarıdır... Neden, biliyor musunuz? Orada belediye, müteahhit ve vatandaş bir araya geldiler... Belediye vatandaşın hakkını korudu. Şimdi biz aynı mantıkla yola çıkarak, buralardaki hiçbir vatandaşımın hakkına zerre kadar toz kondurmayacağız…” *** Şu konu adeta şehir efsanesi olmuştur: “Kentsel dönüşümde müteahhit vatandaşı eziyor!” Başkan Soyer, bu konuda heyecanlı… Söz verir gibi bir cevap geliyor: “Kahramanlar’da Roman vatandaşlarımızın yaşadığı Ege Mahallesi var… Herkesle mutabakat sağlandı; ihaleye çıkıyoruz… Bizim kentsel dönüşüm anlayışımız müteahhide rant sağlamak değil, orada hayatını kurmuş insanların hakkını korumak… Dönüşüm betonun yenilenmesi değil, insanların da mutlu olmasıdır… İnsanı yok saydığınız bir kentsel dönüşüm, kentsel dönüşüm değildir... Vatandaşı müteahhide ezdirmem!” *** Başkan Soyer, kararlı… Bakalım, üç buçuk yıl içinde… Bu kentin hangi köşeleri… “Yeni İzmir Fotoğrafı”nda yer alacak? Çünkü… Bu kadim kentin sakinleri ve dahi göçle gelenler… Ali Kocatepe’nin unutulmaz şarkısındaki İzmir’i çok seviyor: “Alsancak’ tan çıkacaksın günbatımı Kordon'a… İmbatla hasret giderip, bineceksin faytona… İzmir'in en güzelleri cilvesiyle nazıyla… Buzlu badem yiyecekler bakınırken etrafa…” Nokta… Sonsöz: “İzmir bir hayatın başladığı ama asla bitmediği yerdir… / Anonim…”