Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, Anna Milbourne tarafından kaleme alınan “Bebekler Nereden Gelir?” isimli çocuk kitabının, muzır nitelikte olduğunu ilan etti… Söz konusu kanun hükümlerine göre; “Küçüklere Zararlıdır” damgası vurulacak kitap, açık sergilerde sabit ve seyyar müvezziler tarafından satılamayacak... Dükkanlarda, camekanlarda teşhir edilemeyecek... Bir yerden diğer bir yere teşhir amacıyla açık bir surette nakledilemeyecek... Sipariş ve ilan edilemeyecek... Kitapçılar tarafından küçüklere gösterilemeyecek ve okullara gönderilemeyecek...

***

Bu kurul daha önce de Elisabeth Brami’nin “Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi” ve “Kız Çocuk Hakları Bildirgesi” , Francesca Cavallo ile Elena Favilli’nin “Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler” ve “Sünnetçi Kız” kitaplarını da muzır ilan etmişti…

“Bebekler nereden gelir?” kitabı çocukları bilgilendirme amaçlı hazırlanan seriden. Neden, niçin, nasıl serisi... Almanya'nın önde gelen bir yayın grubu olan Ravensburger'un 350 bin kopya sattığı, 10 dile telif hakları satışını yaptığı, çocukları koruma ve bilgilendirmeyi amaçlayan ve ödüller almış olan bir kitap serisi…

***

Kurulun tarihi 1927’lere kadar gidiyor… 1117 sayılı kanunla kurulan Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, 2.7.2018 tarihli, 703 sayılı KHK'nin 38'inci maddesiyle kanunda yapılan değişiklikle Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı'na bağlanmıştı... Kurul; Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı’nın belirleyeceği biri başkan olmak üzere bakanlığın beş birim amirinden oluşuyor…

***

Muzır meşriyat deyince şöyle gerilere gittim... Karacan Yayınları İzmir temsilciliğini yürüttüğüm günlere... Playboy’un Türkiye edisyonunu çıkarmıştık... Playboy asla müstehcen olmayan güzel görsellerle içeriğini zenginleştiren bir yayın... Dünyanın en önemli kişileri ilk Playboy röportajları ile seslerini duyurdular. Hugh Hefner'a ait efsane Playboy dergisi’nde Fidel Castro’dan Gorbaçov’a, Yaser Arafat’tan Jayne Kennedy’e kadar birçok önemli isim yer aldı…

Türkiye edisyonunda verilen görevler çerçevesinde önemli isimlerle röportaj yapma olanağı buldum... Rauf Denktaş, Hülya Avşar, Ahmet Altan, Kadir İnanır gibi… Özellikle Denktaş röportajını unutmam mümkün değil. Lefkoşe’de Başkanlık Sarayı’nda bir araya gelmiştik ve röportaj sırasında Denktaş bol bol fotoğrafımı çekmişti…

Ayın playmate’i olarak da Burçin Orhon’u ikna etmek bana düştü. Orhon ile gittiğimiz fotoğraflarının çekildiği San Fransisco’daki Playboy Genel Merkezi ise gerçekten ayrı bir yazı konusu. 80’lerde yayınlanan Playboy Türkiye başarısı üzerine “muzır neşriyat” olarak poşete girdi. Sadece poşete girmedi böyle bir satış için Devlet’e de ciddi para yatırıldı. Playboy Türkiye ardında Karacan gibi güçlü sermaye olmasına rağmen bir süre sonra yayınına son verdi…

***

Tekrar dönüyoruz “Bebekler Nereden Gelir?”e…

Yıl 2020…

Yine muzır neşriyat durumları…

Peki, ne diyor yayıncılar birliği?

***

“Karmaşık ve muğlak bir olgu olan (müstehcenlik) gerekçesiyle bir eserin yayımlanmasına müdahalede bulunulurken sanat alanının veya eserin özelliklerine, edebi eser olup olmadığına, müstehcen olduğu değerlendirilen kısımların ifade edildiği bağlama, yazarın kimliğine, yazılma zamanına, amacına, hitap ettiği kişilerin kimliklerine ve onların estetik anlayışlarına, eserin muhtemel etkilerine ve eserdeki diğer ifadelerin tamamına bir bütün olarak bakılması, eserin edebi değerinin değerlendirilmesi gerekmektedir…

Eserin, türüne göre ayrı ayrı uzmanlıklar gerektiren ve anayasal bir hakkı kısıtlayıp engelleyen bir kararın, Bakanlık tarafından atanmış beş birim amiri tarafından verilebilmesi; ifade, bilim ve sanat ile açıklama ve yayımlama özgürlüklerinin ihlal edilmesidir. Demokratik toplum ilkesinin esas alındığı bir sistemde bunun kabulü mümkün değildir…

Temel hak ve hürriyetleri adalet ilkesi ile bağdaşmayacak şekilde sınırlayan Koruma Kurulu yapısı, bir an önce ulusal ve uluslararası içtihatlara uygun bir şekilde değiştirilmeli; hak ve özgürlüklere zorunlu olmadıkça müdahalede bulunmama yükümlülüğü ve sorumluluğuna uyulmalıdır…”

“Seni leylekler getirdi yavrum”a devam etmeyelim lütfen…