Fakirliğin gözü
Rifat ÖZER

Fakirliğin gözü kör olsun diye diye

yakarılır ya... hep !

Çaresiz kalındığında... söylene söylene gelmiş de,

Yine de insanlığın yakasından... hiç düşmemiştir,

Fakirliğin gözü... hiç de kör olmamıştır !

 

Hırsızlıklar olmuştur, gasplar olmuştur, cinayetler olmuştur... aileler dağılmıştır.

Çoğu kez bir çok kötülüğün de kaynağı olmuştur...

 

Her zaman her yerde... hazır ve nazırdır. Sömürülen Afrika’da, Asya’da ve dünyanın çookk... yerinde !

 

Bunlardan biri de... Nepal’dir.

Hani şu meşhur... Himalaya’lar ülkesi !

Güney Asya’da... Çin ile Hindistan arasında, 28 milyon nüfuslu,

Başkenti popüler bir şehir... Katmandu.

 

Dünyanın en yüksek tepesi, 8.848 m’lik Everest’in de içinde bulunduğu, Himalaya’larda ki bir dağ ülkesi...

Dünyanın çatısı !

 

Kişi başına düşen yıllık geliri, GSYİH değerlerlerinde... 972 dolar olan.

Halkının üçte biri... yoksulluk sınırı altında, Dünyanın en yoksullarından... biri olan.

 

Bu ülkede, 13 yaşında bir kız... Lakshmi ; Annesi, küçük kardeşi ve üvey babası ile dağda... Bir yağmurda her yeri akan,

teneke çatılı bir kulübede yaşardı !

 

Kızın, kadınlığa ilk geçişinde...

Annesi, daha gün doğmadan onu keçilerin ahırına kapattıktan sonra... dedi ki :

7 gün boyunca gözlerden uzak kal.

Tümüyle arın... Güneş bile seni görmesin.

Bilmen gerekenleri sonra gelir... Söylerim !

 

Geldi annesi... Kızına dedi ki ;

Erkeklerin yanında... başını öne eğeceksin,

Şalınla iyice örtüneceksin.

Erkeklerin gözünün içine...bakmayacaksın.

Aile dışı erkeklerle yalnız...kalmayacaksın !

 

Kocan iyice doyunca... artanı yersin !

Kocan yemekten sonra... geğirirse,

onu memnun ettiğini... anlarsın !

Kocan gece sana doğru dönerse,

Erkek evlat istiyordur... bilirsin !

Kocan ayaklarını yıkamanı isterse,

yıkarsın...

O sudan da... bir yudum içersin !

 

Kızı soruyor : anne kadınlar niye böyle çile çekiyor ?

Anne... ‘bu bizim kaderimizdir’ !

Katlanıyor olmak bile... başarıdır diyor.

 

Üvey baba, zamanını kumarla, bira ile geçirirdi de...

Karısı da hep meraktan çatlardı !

Kahveci ne zaman... parasını isteyecek ?

Toprak sahibi ne zaman... kirasını isteyecek ?

Ağanın karısı ne zaman... yağ parasını isteyecek ?

 

Lakshmi’nin, şehre gidip hizmetçilikten para kazanmasını isterdi ama,

Anne, ‘üvey baban ne derse desin, sen okuluna devam etmelisin’ derdi !

Okuma yazma oranının... % 7 gibi çok düşük olduğu ülkede bu, çok önemliydi !

 

Ama... bıçak da kemiğe dayanmıştı.

Kız şehre gidecek, zengin bir hanımın hizmetçisi olacaktı.

Ailesine para gönderecek... gül gibi geçinip gideceklerdi !

 

Üvey baba kızı aldı götürdü...

Anlaşmış olduğu bir teyzeye teslim etti.

800 rupi para aldı.

Heyhat ki, ne heyhat... kızı satmıştı !

 

Kız giderken elden ele... dolaştı durdu.

Hindistan’da, bir Mutluluk Evine satıldı !

 

Başka ne de insanlık dışı şeyler, anlatmıştı. Öyküyü, “Satılık” da yazan ABD’li Yazar Patricia McCormick...

 

Kız durumu anladı... çok direndi !

Pes etsin diye... günlerce aç bırakıldı.

 

‘Oysa bilmiyorlardı ki...

O zaten açlık nedir... çok iyi biliyordu !

Tükürüğün nasıl çorba gibi... içildiğini de biliyordu !

Belindeki kuşağı sıkıca sararsan,

En az birkaç saat daha, midesini tok olduğuna inandıracağını da... bilirdi.’

 

Yoksulluk... böyle bir şeydi !



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/fakirligin-gozu/14782