Hemingway...
Rifat ÖZER

Şanslı adamdı şu Ernest Hemingway !

Kendi sözleriydi...

‘Yeni bir kadına aşık oldumu, bu kadın muhakkak öncekilerden daha zengin olurdu !

Seni seviyorum. Ömrümde kimseyi sevmedim seni sevdiğim kadar... derdi.

Bunları da... Peynir ekmek gibi söylerdi’ !

 

Ayran gönüllüydü. Aşık olmaya aşıktı !

Ama... o kadınlar da çok saf mı ne ki,

Hemen de... ona inanırlardı.

O yüzden olmalı ki, hevesleri hariç,

dört evlilik yaptı !

 

Hemingway... 1889’da ABD’de doğdu.

Üniversiteye gitmedi... Gazeteci oldu.

Gazetecilikten ayrıldı... Gönüllü oldu, 1.Dünya savaşına katıldı.

İtalyan ordusunda ambülans şoförü oldu.

Savaşta yaralandı... kahraman oldu !

 

Milano hastanesinde iken... Hemşiresine aşık oldu. Ama evlenemedi, terk edildi !

Teğmen olarak terhis oldu. Aşkını da, ‘Silahlara Veda’ romanında anlattı !

 

Yine gazeteciliğe geri döndü...

1922’de Türk-Yunan savaş muhabiri olarak , bir aylığına İstanbul’a geldi.

Pera Palas oteline yerleşti...

Oradaki maceralarına girmeyelim de,

Keyfinin istediğince yaşıyordu diyelim.

Üstadı... Charles Bukowski’ydi de !

 

Hemingway, Martha Gellhorn ile tanıştı. Dünyanın ilk kadın savaş muhabiriydi. 1936’da İspanya iç savaşını birlikte izlediler... İzleme sürüyor olmalı ki !

Pauline’den ayrıldı, Havana’da evlendiler.

 

İkinci eşi... 1927’de evlendiği, bu Pauline Pfeiffer’di. Oğulları Patrik’in doğumu,

zor olmuştu. Bu zor doğumu da,

Silahlara Veda... romanında anlatmıştı !

 

Avcılığa meraklıydı.Balık tutmayı,boks yapmayı,boğa güreşini, kedileri severdi.

1933’de eşi Pauline ile safari için,

on haftalığına Afrika’ya gitti.

Afrika onu... çok mutlu etti de,

 

Bir manda sürüsüne rastlayıp,

Fotoğraflarını çekmeye kalkınca,

Dizine diken battı... yaralandı.

Bacağında kangren başlayınca,

Erken dönme sürecini başlattı !

 

Uçakta kaptanın işaret ettiği yere baktığında ;

‘Karşıda, dünya kadar kocaman... yüksek

ve güneşte bembeyaz görünen bir şey, Kilimanjaro’nun tepesi vardı...’

 

Kilimanjaro... Tanzanya’da 5895 m. yükseklikte bir dağdı.

Afrika’nın en yüksek dağı sayılırmış,

Yerliler de batı doruğuna... Allah’ın Evi derlermiş !

 

Kilimanjaro’nun Karları öyküsünün,

Esin kaynağı da, bu görünüş olmuştu.

Bu öyküde... kendinden ve eşinden,

 

Silahlara Veda romanında da,

Hemşire sevgilisinden ve yine eşinden,

Kimi eserlerinde de yine ;

Savaşa gitmesinden, balıklardan,

boğa güreşlerinden, Leopar ve çita avlamaktan... esinlendiği gibi !

 

Ne olursa olsun...

Kilimanjaro’nun Karları, Çanlar Kimin İçin Çalıyor, Silahlara Veda, İhtiyar Balıkçı,

Güneş de Doğar, Yaşlı Adam ve Deniz,

Ve de başkaları...

Dünya edebiyatının...ölümsüzlerindendir.

 

Hemingway... 1954 Nobel Edebiyat Ödülünü aldı. Alkolik olmuştu...

Ününün zirvesindeydi.

1961 de tüfeğiyle... yaşamına son verdi !

 

Küba aşığıydı...1939’ da oraya gitmişti.

Havana yakınında bir çiftlik satın almış,

1959’a kadar orada yaşamıştı...

 

Küba Devriminde, Amerikalı’ların malları devletleştirilince,

O’da, Amerika’daki evine dönmüştü.

Gizlice izlenmesine de aldırış etmemiş, Küba’ya da... gidip gelmişti !

 

Havana’da sokak içinde bir bar-restoran vardır. Açık mavi-beyaz boyalı,

Sokak lambalı... Zarif şirin bir mekandır.

Adı... La Bodeguita Del Medio.

Hemingway’ın uğrak yeriydi !

Sayesinde de... ünlü bir yerdi.

 

Bize de orada...

Dr. Salvador Allende’ninki de dahil,

Islak imzaları altında,

Kahve içip, fotoğraf çekmek düşmüştü !

 

EvdeKal.

İyi Pazarlar...



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/hemingway-/14609