Suriye ile savaş halindeyiz
Kemal ARI

Artık kabul edelim; Türkiye, Suriye ile savaş halindedir.

Zaten Sayın Cumhurbaşkanı da bir söyleşisinde mevcut durum için “Savaş” deyimini kullandı. Oysa savaş, ne Türkiye’nin ne de Suriye'nin  istediği bir sonuç olamaz. Ama ne oldu?

Yıllara dayanan süreç içinde öylesine bir oyun kuruldu ki; bugün Türkiye Suriye ile fiilen bir savaş halindedir. Gerçi iki ülkenin birbirlerine karşı savaş ilanları yoktur; ancak görüyoruz ki; iki tarafın kuvvetleri karşı karşıya gelmiş ve ağır bombardıman uçakları, tanklar, uçaksavarlar, insansız hava araçları da dahil olmak üzere en gelişkin silahları kullanmaktadırlar.

Ve 33 şehit verdik, bir gecede. Bir de geçmişi var bunun.

Türk Milleti’nin yüreği yanıyor.

Vicdan azabı içindedir millet…

Savaş dediğimiz bu olgu, “Türk-Suriye Savaşı” deyiminin çok daha ötesine taşıyor: Karşımızda Suriye var sanıyoruz; ama görüyoruz ki yanımızda sandığımız Rusya da karşımızda... Rus ayısı ile ortak yatağa girilir mi hiç! Bunu dememiş miydi Tek Parti Dönemi'nin İnönü'sü?

İşte böyle olur; bir anda seni yalnız bırakıverir ve bakmışsın ki, karşında sandığın güce her türlü desteği vermiş, hatta doğrudan eylemin içinde yer almış olur ve ordunun üzerine ölüm bombaları yağdırıverir.

Boşa denmemiş; Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur diye.

Bunu bileceğiz ve bunun gereğini yerine getireceğiz.

Biz, kendi özümüz dışında hiçbir güce güvenemez ve yazgımızı onların eline terk edemeyiz.

***

Türkiye'nin gücünü topyekûn kullanmasının da önü ne yazık ki, Rusya tarafından tıkanmıştır; Rusya, Suriye hava sahasını kendi güdümlü füzeleriyle kilitlemiş ve uçuş yasağı koymuştur. Türk savaş uçaklarının Suriye hava sahasına girmesi durumunda, anında Rus silahlarının Türk uçaklarına kilitleneceği kesin.

Oysa; yok Astana, yok Suçi süreçleri vardı; ne oldu?

Türkiye resmen bir tuzağa düşmüştür. Düşünün Türk birliklerinin savaş hali ile karşı karşıya kaldığı alanda, Rusya hava gücünü kullanabiliyor; Suriye de kullanabiliyor; ancak Türkiye kullanamıyor. Yabancı bir ülkenin topraklarındasınız; orada kara birlikleriniz var ve hava gücünüz bu uygulamayla otomatikman devre dışı bırakılmış.

Savaşı ancak kara unsurları ile insansız hava araçlarıyla yürütmeniz gerekiyor. Günümüz savaş tekniğinde, hava gücü olmadan, kara güçlerinin eli ayağı bağlıdır. Böylece Türkiye, kendisinden daha güçsüz durumda olan Suriye karşısında, hava gücü devre dışında bırakıldığı için; daha kolay olabilecek işi oldukça zorlaştırılmıştır. Böylece, hava kuvvetlerini kullanamadığı için Mehmetçik, İdlip'te açık hedef haline getirilmiştir. Bütün bunların sorumlusunun Esed olduğu savları kamuoyuna pompalanıyor.

***

Artık sorumlunun kim olduğu noktasını çoktan geçtik:

Canı batsın Esed'in.

Önemli olan şu: Biz neredeyiz, biz?

Yaşadığımız Türkiye'yi de aşan, büyük bir oyundur.

***

Bu oyun kimin lehine oynanıyor, önemli olan budur.

Bir düşünelim, bu büyük oyun, iki figüran tarafından oynandığında kimin işine yarar?

Yanıtı artık, “Sağır Sultan” bile duydu.

Görmeyen gözler gördü.

İsrail ve Amerika… Büyük oyun oynanmış; Suriye'ye karşı ezeli düşman olan İsrail'in işine gelecek biçimde Türkiye ile Suriye savaş halinde, karşı karşıya getirilmiştir.

***

Suriye, Türk Ordusu’na saldırıyor.

Karşılık olarak ona da hem Türkiye, hem İsrail vuruyor.

Ancak…

Bizim ilişkilerimiz hem Suriye hem de İsrail ile kötü.

***

Oyuna bakar mısınız?

Bu savaşın kazananı ne Türkiye, ne Suriye değil; İsrail ve ABD olacaktır.

Şimdi ne olacak? Sonucu tahmin etmek çok zor.

Ancak bir şeyleri anımsıyoruz:

Rahmetli Necmettin Erbakan bir zamanlar, “Arzı Mevut ve İsrail” konusu üzerinden şöyle demişti:

“Dikkat edin, asıl hedef Suriye’nin parçalanması!”

Kimin lehine olacak biçimde?

Elbette İsrail’in ve onun yayılmacı politikalarının…

Bir parça eksik görmüş Rahmetli:

Hedef yalnız Suriye değil, hem Suriye, Hem Türkiye...



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/suriye-ile-savas-halindeyiz/14295