İzmir-İstanbul hattı
Engin ÖNEN

İzmir ile İstanbul arasında tarihleri boyunca çeşitli düzeylerde ilişkiler olmuştur. Küreselleşme öncesi dönemde, İzmir bir liman kenti olarak, İstanbul’dan göreli olarak daha bağımsız ve önemli bir ticaret merkeziydi…

Bilhassa Levantenler aracılığıyla, Batı Anadolu’nun zengin topraklarının tarımsal ürünleri buradan Avrupa’ya doğrudan pazarlanabiliyordu…

Şimdi işler çok değişti. İstanbul sadece ticaretin değil, sanatın, medyanın ve sporun merkezi oldu. Denge İzmir lehine epey bozuldu. İstanbul bir kara delik gibi İzmir’in sanayicisini, tüccarını, entelektüel sermayesini, sanatçısını vb. kendine çekiyor…

İzmir’de yetişen beyinler ya İstanbul ya da Avrupa veya ABD’ye yöneliyor artık. İzmir’in eğitimde üstün başarı göstermiş gençleri tutma kapasitesi yok artık. Sanatçıyı, yazarı, yöneticiyi de…

İzmir, İstanbul’a ağırlıklı olarak beyin göçü verirken, İstanbul’dan emekli göçü ve mevsimlik göç alıyor. Son dönemlerde İzmir’in aldığı göçte İstanbul büyük ağırlık kazandı…

Göçün karakteri değişti artık. Kırdan kente göç doyum noktasına geldi. Kentten kente göç daha fazla. Bir de kentten köye göç var tabii. Bu görece yeni bir durum… Eskiden “kırsalın iticiliği, kentin çekiciliği” ilkesi, sanki terse dönme eğiliminde. Ancak, bu durum, kentlerin yaşam merkezi olma özelliğini zayıflatacak denli güçlü bir eğilim değil tabii…

İzmir’den gidenler emekli olunca ağırlıklı olarak geri dönüyor. İzmir, gidenini geri çağırıyor. Bu, şehrimizin hem fiziki hem de sosyal yapısının ürünü. Emekli için İstanbul’da yaşamak hem metropolün karmaşası hem de maliyeti açısından kolay değil. Oysa İzmir, çeşitli ilçeleri ve köyleri ile emekliler için halen daha cazip gözükmektedir…

İzmir’in köylerinde sürekli veya mevsimlik yaşayan İstanbullu sayısı hiç de az değil. İklim ve küçük yerleşimlere sahip olması buna neden oluyor. Hareket kabiliyeti artan profesyonel meslek sahipleri ve yeni orta sınıflar, bir yandan metropole müptela olduğu için, buradaki küçük yerleşimlerde sürekli yaşamıyorlar. Bir ayakları İstanbul, bir ayakları burada olmak üzere, iki yerli hibrit yaşam tarzı giderek ilgi görüyor. Emekli olmadan da internet üzerinden işlerini yönetebilenler, bu sayede hem İstanbul hem de İzmir’i yaşayabiliyor. Buralara yatırım yapan İstanbullu da az değil. Giderek de artıyor. Özellikle kırsal turizm alanında…

Ama bir yandan da bu bir handikap. Çünkü İstanbullular’ın akın ettiği yerlerde sadece arsa ve konut fiyatları değil, hayat da pahalılaşıyor. İlk etapta, üretici ve evini / tarlasını satmak isteyenlere bu cazip gelse de, bir süre sonra yerinde olma tehlikesi ile de karşı karşıya kalabiliyor. Alaçatı, en çarpıcı örnektir…

İzmir ile İstanbul arasında ortaya çıkan bu yeni demografik ilişkinin elbette şehircilik ve ekonomik açıdan sonuçları da olmaktadır. Beton sermayesinin bölgeye ilgi göstermesi, otoyol, Alaçatı Havaalanı projeleri gibi…



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/izmir-istanbul-hatti/13812