Unutma beni
Mehmet KARABEL

Kapıdan geçen 100 kişiye sor…

“Sevgililer Günü” ne zaman diye…

Şıppadanak, “14 Şubat” der…

“Geziler Günü ne zaman kutlanıyor?” diye sor…

Gazi yakınlarının dışında kimse bilmez…

Hatta sorar:

“Öyle bir gün mü var?”

Olmasın mı?

“Dünya Gümrük Günü” var mesela…

Artık o gün ne kutlanıyorsa…

“Gazeteciler Günü” var mesela…

Ha’di geç onu bi’kalem, bizi gören yolunu değiştiriyor…

“Ebeler Haftası” var mesela…

Ebesini hatırlayan var mı, sizce?

Mesela, “Hıdırellez” var…

Unutanı görmedim, bugüne kadar…

Ayrıca…

Ateşin üstünden neden atladığını bileni de görmedim!

Mesela…

10 Temmuz’da “Dünya Nüfus Günü” kutlanıyor…

Neyi kutluyoruz?

7.5 milyon işsizi olan güzel ülkemizde…

Başarıyla artan nüfusumuzu mu?

***

Zavallı kediciklerin patilerini kesenlerin…

Köpekleri topluca zehirleyenlerin fink attığı bir ortamda…

“4 Ekim Hayvanları Koruma Günü” icat etmişiz…

Ne kadar inandırıcı?

***

Dün, baktım…

Birkaç belediye dışında…

Gaziler Günü’nü kutlayan yok…

Çünkü…

Gazileri hatırlayan yok!

Oysa…

“Gaziler Günü”, hayli eski ve anılması elzem bir gün…

Neden?

Şundan:

Büyük Önder Atatürk'e 19 Eylül 1921'de…

“Mareşal” rütbesi ile “Gazi” unvanı verilişinin…

Dün, 98. yıl dönümüydü…

***

Bir asırlık geçmişe bakın, göreceksiniz…

Rakamlar çok acıklı…

Sadece dört yıl süren Kurtuluş Savaşı'ndan…

Ancak “50 bin Gazi” evine, ocağına geri dönebilmiş…

Bugün onların hiçbiri hayatta değil, doğal olarak…

Ama…

İstiklal Madalyalarını evlatları gururla taşıyor…

***

1950’de başlayıp, 1953’te sona eren…

Kora Savaşları’nda…

Binlerce gazimiz var…

O gazilerden hayatta olanların sayısı…

2 bin 300 civarında…

Bi’de Kıbrıs Harekatı’nda gazi olanlar var…

Onların da bi’kısmı hayatta…

Gazi nedir, kimdir; bi’de onlara sorun isterseniz…

***

Son 35 yılda bu ülkenin…

20 bine yakın pırıl pırıl evladı…

PKK terörü belasına şehit oldu…

Gazi sayısı…

O’nun üç katı…

***

Bacağını, kolunu, gözünü…

Bu vatan uğruna teröristle çarpışırken kaybetmiş…

Binlerce Gazimiz var…

Sadece birinin anlattığı dehşet anlarını aktarayım:

***

“Birden tüm sesler kesilir, bıçağın dalı kestiği gibi... Kuşların sesleri, arıların ve sineklerin vızıltıları, hepsi bir anda biter... Gözlerinizi açtığınızda önünüzdeki arkadaşınızı değil, gökyüzünü görürsünüz, yere düşmüş olduğunuzu anlamanız birkaç saniye sürer... Tek hissettiğiniz kesif bir barut ve yanık et kokusudur… Arkadaşlarınızın bağırarak koştuğunu görür ama kulağınızdaki çınlama ve uğultudan, seslerini duyamazsınız… Sesleri yavaş yavaş duymaya başladığınızda ayağa kalkmaya çalışırsınız ama başaramazsınız... Ayağınız yoktur çünkü...

Kalkmaya çalıştığınızda ayağınızdaki yoğun acıyı fark edersiniz... Ne olduğunu anlamak için baktığınızda ise parçalanmış pantolonunuzun ve kopmuş ayağınızın farkına varırsınız… İşte her şey, o anda başlar!
Avazınız çıktığı kadar bağırırsınız... Yanınıza ilk gelen arkadaşınız size, (Fazla bir şey yok, sadece küçük bir yara!) der... Ama siz arkadaşınız konuşurken de, helikopterle hastaneye götürülürken de artık ayağınızın olmadığını biliyorsunuzdur… Sonra uzun, ıstıraplı hastane günleri... Takma bacaklar... Artık yarım insansınız ama...
Vatan sağ olsun yeter!”

***

Tek istekleri var…

O kahramanların…

Sadece “adam” gibi yaşamak…

Saygı görmek…

Bi’de O’na bakıp, bu vatanın…

Ne kadar “kıymetli” olduğunu fark ettiğinizi…

Gözlerinizden okuyabilmek…

Size fark ettirmiyorlar ama…

Unutulmak O’nları kahrediyor!

“Gaziler Günü”, işte bu yüzden…

Diğer günlerden çooook daha kıymetli…

Çünkü…

Şehit ve Gazi toprağı vatan; insanı ulus yapan değerlerdir…

Onlar hiç unutmuyor…

Siz de unutmayın…

Nokta…

Sonsöz: “Şehit nurlanmış, vatan sevgisinin sembolü Gazi onurlanmış askerdir… / Anonim…”



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/unutma-beni/13703