Türkiye’nin gündemi…
Metin ÖNEY

17 yıldır tek başına iktidardalar.

16 Nisan Referandumu’ndan sonra ise “tek başına” iktidardadır.

Yıl olarak Türkiye’de hiçbir partiye ve kişiye nasip olmamış bir uzunluk.

Demokrat parti 10 yıl, Adalet Partisi 6 yıl, Anavatan Partisi 8 yıl…

Koalisyonların ömürleri ise bazen birkaç ay…

Destek olarak ise:

Her kesimden insanların desteklediği bir iktidar…

Solcusu, sağcısı, dindarı liberali, okumuşu okumamışı…

Akademisyeni, hukukçusu, zengini fakiri, hasılı seçmenin yarısından fazlası…

Ve ilaveten “dış güçler”

Hal böyle olunca ülkenin ne olması gerekir?

Kısaca:

Ekonominin uçması. Zenginliğin tavan yapması…

“Birlik ve beraberliğin” her ülkece kıskanılır olması..

Eğitimin, sağlığın görülmemiş boyutlara ulaşması..

Hele hele “hukuk devletinin” Batı’nın bile örnek alması..

Tarımda, sanayide, ticarette rekorlara koşması..

İşsizliğin minumum seviyelere inmesi..

Dışarıya beyin göçü değil, dışarıda olanların koşar adım yurda dönmesi…

İthalatın gerileyip ihracatın artması ve dolayısıyla cari açık diye bir problemin olmaması..

Ve hele dış meselelerin onların deyimi ile “sıfır sorun” olması…

Uzattıkça uzatılabilir…

Durum böyle mi?

Ne gezer…

O kadar ki, durumun vahameti artık kendileri tarafından da itiraf mahiyetinde açıklamalar yapılıyor.Yaşadıkları “iç sıkıntılar” bunun yansımaları değil mi?

“Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısının muhatapları, şimdilerde “Beraber mi yürüyorlar?”

Trenden inin inene…

Olan kime oluyor?

Elbette ülkemize, Milletimize…

Dünya alıp başını gidiyor, biz yerimizde bile sayıklamıyoruz, tam tersine, ya patinaj yapıyoruz ya da geri gidiyoruz.

O halde:

Partimi kuracaklar, trenden mi inecekler; kendi sistemlerini revize mi edecekler, hiç biri bizim gündemimiz olamaz.

Bu, son yerel seçimle yaşananları ve Türk Milleti’nin verdiği mesajı saptırma gayretleridir.

Gündemi yakalamak ve hedefe kilitlenmek esastır.

Gündem hızla “yönetemeyen yöneticilerden” kurtulmanın demokratik yollarının tayin ve tespit edilmesi ve sonucu almanın mücadelesi olmalıdır.

Şimdi:

Ey muhalefet…

Testi çatlamıştır ve su tutmaz haldedir…

Ülke gemisi ciddi bir biçimde su almaktadır.

Kendinizi mi yenileyeceksiniz, yapabilecekleri mi iş başına getireceksiniz; ama ve mutlaka “ya bir yol yapacaksınız ya da bir yol bulacaksınız”

Merhum Demirel, “Demokrasilerde çare tükenmez…” demişti.

Evet; asla çare tükenmez.

Yeter ki; laf üretme yerine çare üretesiniz…



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/turkiye-nin-gundemi-/13459