Bir tuhaf rastlantının düşündürdükleri
Tayfun MARO

Kadir Mısıroğlu, islamcı çevrelerde tarihçi-yazar olarak tanınır, Atatürkçülerin nefretini kazanmakla ünlüydü, 6 Mayıs sabahı, öldüğü açıklandı. Bir süredir tedavi görüyordu.

Bundan tam 47 yıl önce, 6 Mayıs günü gece yarısı, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan asılmışlardı.

6 Mayıs günü, üç devrimcinin idamının yıldönümü ile sol cenahın nefret nesnesine dönüşmüş bir islamcının ölüm haberi dramatik şekilde kesişiyordu.

Bu tuhaf rastlantı, “devrimcilerin hüzünlü anması ile İslamcıların acı kaybının aynı günde olması,” neden ibaret olabilirdi… Olabilecek en negatif duyguların çarpışması…

Üç devrimci genci asan ceberut devlet, dün işbaşındaydı, bugün de işbaşında…

Öldürme hakkını da tereddütsüz kullanmaya devam ediyor...

Devletin hükümranlığı söz konusu olduğunda, anayasasında ne yazarsa yazsın durum değişmiyor; ama şiddetle ama şefkatle itaat sağlanıyor. Buna toplumsal mutabakat diyoruz.

İşte o mutabakatın bozulduğu zamanlardayız…

Kamusal alanda, toplumsal mutabakat çöktüğünden beri, seküler ve laik normlara dayalı kamu düzeni ile islam normlarına dayalı kamu düzeni tercihleri arasında gerilip kalan toplumun kararsızlığı, devlet otoritesine itaat koşullarını bulanıklaştırdı.

Bu ahvalde, kimilerince önerilen, ortak değerler üzerinden yeni mutabakat mümkün müdür?

Kanımca, mümkün değil.

Toplumsal mutabakatı konuşmanın yöntemi üzerinde konsensüs sağlamadan ve toplumsal mutabakat koşullarını bütün taraflar arasında tartışmadan ortak değerleri dile getirmek anlamlı değil. Muhtemelen muğlâk ifadeler metni anlaşılmaz kılacaktır.

İzmir, seküler zeminde toplumsal mutabakatın yeniden inşasına ilham veren şehirlerin belki de en önünde geliyor.

Bu nedenle, bir arada yaşamayı bilen farklı kültürlerin kozmopolit şehrinde, hayatın yavaş akışının getirdiği sakinlikle ve yapıcı üslupla, yeni toplumsal mutabakatı konuşmak çok mümkündür.

İmparatorluk dağıldıktan sonra, geride kalanların kurduğu “Modern Cumhuriyet” ortak değerleri zaten tanımlıyor. Bu gerçeğe sırt çevirerek salt modernite sonrasından ilham alan islamcıların düştüğü durumda ısrar etmenin âlemi yok.

Nitekim İslami zeminden mutabakat çıkmadığını gören muhafazakârlar yeni arayışlara girdi.

Yeni toplumsal mutabakatı seküler zeminde yeniden konuşmanın zarureti artık aşikâr.  Türkiye’ye İzmir’den ses vermenin vaktidir.

Ne ki bu işler rakı/balık, boyoz/gevrekle yürümüyor. Duru bir akıl gerek.



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/bir-tuhaf-rastlantinin-dusundurdukleri/13446