Suç ve ceza!
Mehmet KARABEL

Yine, yeni, yeniden…

“Boş şeylerle uğraşıyoruz”, kanımca…

Neden?

Şundan…

***

Besteci ve yorumcu özellikleriyle öne çıkan…

Bir sanatçı var…

Adı Sıla…

Soyadı Gençoğlu…

Ege topraklarının kızı…

Aslen, Denizli Acıpayamlı…

38 yaşında…

Ortaokul ve liseyi İzmir’de okudu…

Tevfik Fikret Lisesi’nde şan derslerine başladı…

İstanbul Üniversitesi’nde…

Fransız Dili ve Edebiyatı eğitimi aldı…

Hayatı müzikti…

Vazgeçti, Fransızca Öğretmeni olmaktan…

Bilgi Üniversitesi Caz Vokal Bölümü'ne geçiş yaptı…

Dünya kadar sanatçı ile tanıştı…

12 yıl önce kendi adını taşıyan ilk albümünü çıkardı…

Çok tuttu; gençlerin göz bebeği oldu…

Dudağının ucuna geleni söyleyen bir yaradılışı vardı…

Nitekim…

Yalnız “şarkıcı” olarak değil…

Bir “protest bir sanatçı” olarak…

Doğru bildiklerini “karnında tutmayan” özelliğe sahipti…

Mesela…

“Gezi Olayları”na…

Sosyal Medya’dan destek verdi…

Özgürlük için yakınlaştık, tokalaştık... Müthiş bir şahitlikti…” dedi…

“Yenikapı Demokrasi ve Şehitler Mitingi” için…

“Şov…” dedi…

Tepkiler yükseldi; “Yanlış anlaşıldım” dedi…

“Emekçi Kadınlar Günü” dolayısıyla…

“Hak verilmez, alınır hak…” diye başlayan bir metne imza attı…

Hal böyle olunca…

Başta İstanbul olmak üzere…

Bursa ve Kayseri konserleri şıppadanak iptal edildi…

Bi’nevi cezalandırıldı…

Kabuğuna çekildi, iki yıl önce İzmir konseriyle canlandı…

Ardından…

“Yer misin, yemez misin?” misali…

Bir “dayak” olayının başkahramanı oldu…

Sevgilisi sanatçı Ahmet Kural ile…

Tekme tokat birbirine girdi; mahkemelik oldu…

Sonra?

Sular çekildi kendiliğince…

Taaa, bugüne kadar…

***

Kültür ve Turizm Bakanlığı…

Yurt genelinde yaz konserleri düzenlemeye karar verdi…

Sıla da, bu kadroya dahil edildi…

İyi de…

“Vay, sen misin Sıla’ya konser veren?” diye…

Sosyal Medya’da “bi’garip” kampanya başladı…

Açık açık…

Bakanlığın şarkıcı Sıla anlaşması eleştiriliyordu…

Sonunda…

İşte burası çok önemli…

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da…

Twitter hesabından açıklama yapmak zorunda kaldı…

Ne dedi Bakan Ersoy?

Şunu dedi ya da demek zorunda kaldı:

“Devletimiz, milletimizin sesini duyar, dinler ve gereğini yapar… Bundan kimsenin şüphesi olmasın... Milletimizin hassasiyeti bizim hassasiyetimizdir... Eleştirilere kulak tıkamamız düşünülemez... Bu çerçevede Temmuz konser programımızı revize edeceğimizi kamuoyumuzun bilgisine sunarız…”

Belli ki…

Sıla meselesi bir türlü kapanmıyor…

Kolay kolay da kapanmayacağa benziyor…

***

Devlet babadır!

Koruyucudur…

Evlatlarını birbirinden ayırmaz…

Onları eşit biçimde sever…

Azarlamak gerekiyorsa…

O’nu da üslubu uygun yapar…

Hepsinden önemlisi…

Kin tutmaz, ekmekle oynamaz…

Affedicidir…

Sanatçı dediğin…

Size, bize benzemez…

Duygularını ön planda tutar…

Çünkü bilir ki…

Milyonlar O’nu çok yakından takip ediyordur…

Sıla, “Devlet Baba”ya karşı bir hata yaptıysa…

Bunun yargı önünde hesabını verir…

Ama…

Dışlamak doğru gelmiyor…

Hele hele…

Yalnızlaştırmak, konserini iptal etmek hoş değil!

***

Bakın…

Dünyaca ünlü piyano sanatçımız Fazıl Say…

Bi’zamanlar ne demişti?

“Bir insanın Allah'a inanmamasını bile hükümet mi tayin edecek? Bütün dünya gülüyor Türkiye'ye... Hükümet, bana suç duyurusu yapanların arkasında... Beni hapse atarak dindar yapmaya çalışıyorlar..." 

Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan ne yaptı?

Konserine gitti…

Sanat’ını övdü, taçlandırdı…

***

Ulu Önder Atatürk ne demişti, hatırlayın:

Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz... Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz… Fakat sanatçı olamazsınız..."

***

Sanatçı, “yapısı” gereği…

Her daim “muhalif” olarak bilinir!

Dünyanın her köşesinde bu böyledir…

Belki de taşıdıkları özellikler…

Onları farklı hale getiriyor…

İki ay önce bi’haber yayıldı:

“Cumhurbaşkanlığı Arşiv Daire Başkanı, YSK kararına karşı İmamoğlu’na destek veren sanatçıların yer aldığı bir listeyi paylaştı…” diye…

Olur mu, böyle şey…

Seçim bu, kazanmak da var; kaybetmek de…

Dünyanın sonu değil ki…

O zaman böyle bi’liste oluşturmak bu ülkeye yakışır mı?

***

Bitiriyoruz…

Dünya “protest” sanatçıdan geçilmiyor…

Edebiyatta var…

Müzikte var…

Heykelde var…

Bilimde var…

Çünkü, protest sanatçı…

“İtiraz beyannamesi” imzalamıştır…

Kendisinin onaylamadığı şeylere karşı sergilediği tutumdur…

Aklınıza yatar ya da yatmaz…

İnanın…

Popüler sanatçılardan daha ünlü o protest şarkıcılar…

Neden?

Şundan…

Tutarlılığın önemli olduğu bir tavır sergilemişlerdir…

Hatta…

“Öteki olmayı” göze alabilmişlerdir…

Bakın mesela…

Fazıl Say gibi dünyanın alkışladığı bir sanatçı…

“Arabesk denen iğrenç şeyi sevmek bence vatan hainliğidir, bunu bir müzisyen olarak söylüyorum…” diyor…

40 yıldır sadece “arabesk” söyleyerek iki nesil büyüten…

Milyonlarca hayranı olan…

Orhan Gencebay

Aynı zamanda…

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Üyesi…

Ve dahi…

70 yaşından sonra…

TV’de “deodart reklamları”nda başrolde…

Bu bir “mozaik”

Türkiye’nin mozaiği…

Demek ki…

Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanılığı’nın…

Üç-beş trol sosyal medyayı patlatıyor diye…

İzmirli Sıla’ya “konser iptali” cezası vermesi…

Coşkuyla… Minnetle…

Cumhuriyet’in 100’üncü yılına koşarken…

Yakışmaz!

Nokta…

Sonsöz: “İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar… Herkeste kusur görür, kendisine kör bakar… Neye nasıl bakarsan, o sana öyle bakar… / Hz. Mevlana…”



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/suc-ve-ceza/13445