Neden “devr-i sabık yaratmayın” dedi?
Mehmet KARABEL

CHP Lideri Kılıçdaroğlu…

11 büyükşehir, 10 il ve tüm ilçe belediye başkanları için…

10 maddeden oluşan bir talimatlar manzumesi hazırladı…

Aslında…

Her biri için “ültimatom” desek, daha doğru…

10 maddenin her biri…

Düzeyli, mantıklı ve koşulsuz yerine getirilmesi gereken cinsten…

***

Mesela…

Kılıçdaroğlu yeni başkanlara diyor ki:

“Belgesiz ve isimsiz hiçbir ihbarı ciddiye almayın…”

Ve yine diyor ki:

“Belediyede kimsenin işiyle, aşıyla uğraşmayın…”

Bakın, şu şahane:

“Atamalarda mutlaka liyakatı esas alın…”

Bu hepsinden güzeli:

“Önceki dönemde başlatılmış projelere devam edin…”

Paraya, pula gelince:

“Harcamalarınızı şeffaf ve hesap verebilir biçimde yapın! Verdiğiniz asgari ücret en az 2 bin 200 lira olmalı…”

Gandi kadın personeli unutmamış:

“8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde onlara izin verin!”

Bir, iki tane daha var ama geçelim onları…

Yapılması gereken şeyler onlar…

Ancaaaaak…

Bi’madde var ki, o hepsinden önemli…

***

Diyor ki, Ana Muhaelefet’in lideri:

“Siz siz olun; sakın Devr-i Sabık yaratmayın…”

Ne demek bu?

Şu demek?

“Asla ve asla sizden önceki yönetimi kötülemeyin ve hesap sormaya kalkışmayın!”

***

Açalım konuyu hafiften…

“Devr-i Sabık Yaratmak” demek…

Siyaset’te…

İşbaşına gelen yeni belediye başkanının…

Kendinden önce kenti yönetenlerden…

Hesap sorması demektir…

Türk Siyaseti’nde ilk kez…

1908’de, İkinci Meşrutiyet’in ilânının ardından kullanıldı…

Sonra unutuldu…

Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 1950’de tekrar hatırlandı ve…

Siyaset edebiyatımızın en bilindik sözlerinden oldu...

Bizzat Celâl Bayar tarafından telâffuz edildi:

“Devr-i Sabık yaratmayacağız…”

Demokrat Parti, dediğini yaptı…

CHP’li tek parti döneminde iktidardan yaka silkenler…

Menderes’ten…

“Devr-i Sabık Yaratması” için çok kapısını aşındırdı…

Ama, yaptıramadılar…

1960 Darbesi dışında…

“Devr-i Sabık” hiç uygulanmadı…

Yeniler hesap sormadı…

Eskiler ise hesap verme telaşına kapılmadı…

***

Kuşkusuz…

Geçmişteki usulsüzlükleri araştırmak…

Suçlu var ise…

Cezasını vermek “Devr-i Sabık Yaratmak” değil…

Zaten…

Olsa olsa o manzaraya…

“Adaletin geç de olsa yerini bulması” denir!”

***

Peki, Kılıçdaroğlu çiçeği burnunda belediye başkanlarına…

Neden “Devr-i Sabık Yaratmayın” dedi?

Daha önce söylemiş miydi?

Sadece bi’kez…

7 Haziran 2015 Seçimleri öncesi…

CHP’nin “iktidar olma ihtimali” halinde…

“Devr-i Sabık dönemi yaratmaktan kaçınırız… Devlet kin ve öfkeyle yönetilmez, akılla yönetilir…” demişti…

Bi’defa da Muharrem İnce…

24 Haziran Seçimleri öncesi…

Meydanlardan Erdoğan’a seslenirken şöyle demişti:

Bizim derdimiz devr-i sabık yaratmak, intikam almak değil... Biz bağımsız bir yargı tesis ediyoruz... Bu bağımsız yargı Erdoğan’ı da yargılamak isterse yargılar, beni de yargılamak isterse yargılar, o yargının iş…”

***

Bu konu CHP’de bi’daha hiç açılmadı…

Taaa ki…

31 Mart Yerel Seçimleri sonrasına kadar…

İzmir’deki bazı “ufak-tefek” kıpırdanmalar…

Kılıçdaroğlu’nun…

An itibarıyla “Devr-i Sabık Yaratmayın!” sözlerini…

Doğrular nitelikte…

Bi’zahmet…

Yan gözle de olsa bi’bakıverin…

CHP’den belediye devralan bazı CHP’li başkanlara…

Sonra diyeceksiniz ki…

“Kılıçdaroğlu, o talimatı vermekte ne kadar haklıymış!”

Nokta…

Sonsöz: “Affetmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır… / Anonim…”



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/neden-devr-i-sabik-yaratmayin-dedi/13183