Meslek örgütlülüğü...
Nüvit TOKDEMİR

"İşte biz böyle konularda...

"Açılım" ve "değerlendirme" toplantıları yapardık!..

Beklenmedik bir "sıkışıklık"; olağan üstü toplantı gerekçesiydi!..

Örgütsel çalışma bizim her şeyimiz; yarınlara güvenle bakışımız; mesleği sahiplenmemizin adıydı...

Birlikte güçlü...

Birlikte varlığımızın adı...

Geleceğe ışık tutan varlığımızdı!..

Meslek dayanışmamızdan söz ediyorum...

Gazetecilikten...

Gazeteciliğin meslek örgütlerinden...

Mesleğe ve mesleki örgütlenmelere bakış açım...

Başlangıçta ne ise...

Bugün de aynıdır...

Örgütlü, güçlü, haklarını savunan, tavizsiz, savaşımcı...

İşçi haklarından ödün vermeyen; kazanılmış haklarının yılmaz savunucusu olduğu gibi...

Yasal düzenlemelerin takipçisi, asla ödün vermeyen bir mesleki örgütlenme üyesi...

Adı, mesleğe başlangıçta konulmuş işte!..

Daha ne dersiniz, bilemem ki!

Yıllar yıllara eklendiğinde...

Koşullar farklı koşulları yarattığında...

Ve her insan kendine göre koşullar belirlediğinde...

Değişmez mücadele!...

İş savaşımı...

Hakların savunumu...

Örgütünü koruma mücadelesi...

Hiç değişmez...

O kavga; o mücadele eğer bir emek örgütünün yaşam mücadelesiyse hiç değişmez ve bitimsizdir!..

Çünkü sınıf mücadelesidir!.."

 

X

 

Meslek örgütüm, yıllarca yöneticiliğini yaptığım ve halen kurullarında görev almaktan onur duyduğum Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın 66. yaşını kutlarken, geçmişte örgütlülüğe ilişkin yazdığım yukarıdaki satırları anımsadım...

Ne büyük kavgalardan...

Nice direnişlerden; grevlerden...

Basın hak ve özgürlük mücadelelerinden geçtik biz...

Gazetecilerin tutukluluklarına itiraz ettik; cezaevleri önünde nöbet tuttuk...

Düşünceleri nedeniyle cezaevlerine atılan, haklarında dava açılan  meslektaşlarımız için adliye koridorlarında direniş zincirinin halkası olduk...

1 Mayıs kutlamalarında TGS örgütlenmesi ile "Emeğin Onuru Sendikalı Olmaktır" pankartını onurla taşıdık ve hala taşıyoruz...

Çünkü örgütlülüğe, örgütlü olmanın gücüne, kazanımlarına inanıyoruz...

Sınıf bilincimiz var ve bu nedenle ayaktayız!..

 

X

 

Daha güçlüydük...

Yığınlardık...

Alanlarda sesimiz daha bir gürdü...

Genel kurullarımıza otobüslerle üye taşır; salonlara sığmazdık...

İzmir'den genel merkez genel kurullarına yarım uçak dolusu delegasyonla giderdik!

Kolumuzu, kanadımızı kırdılar!

Baskıyla bir gecede "sendikasızlaştırma" operasyonları yapıldı! 

Gazeteci aileleri parçaladılar!

Gazeteci patronları meslekten uzaklaştırdılar; yandaş holdinglerin, siyasi iktidarların oluşturduğu havuzlardan beslenen patronaj gazeteciliğini egemen kıldılar!

"Patronuna göre öten kanarya" sürüsüne "gazeteci" tanımlamasıyla yol açtılar!

Gazete sütunlarını, tv ekranlarını paylaştırıp, siyasi iktidarlarını beslediler; besliyorlar!

Ve halkın gerçekleri öğrenmesine, doğru haber almasına, paylaşmasına set çekiyorlar...

Akıllarınca!

 

X

 

Susacak mıyız?

Basın ve düşünce özgürlüğü mücadelesi duracak  mı?

Örgütlü mücadele sindirilebilir mi?

Örgütlenmenin önündeki engellere karşı sessiz mi kalacağız?

Sınıf bilincinden uzak mı kalacağız?

 

X

 

Hayır!..

Geçmişten gelen sınıf bilinciyle...

Örgütlülüğümüzü daha da büyüterek...

Meslek örgütleri arasındaki dayanışmayı geliştirerek...

Türkiye'nin her köşesindeki gazeteci örgütlenmelerini kucaklayarak...

Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın daha nice yaş günlerini birlikte kutlayacağız...

Örgütlü mücadelenin gereği budur...

Ayakta kalabilenlerin mücadelesidir o...

Ve işçi sınıfı mücadelesi bitimsizdir.



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/meslek-orgutlulugu-/12110