Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olmak iddiasıyla…

Yola çıktı.

Seçim kampanyasına 4 Mayıs'ta başladı.

Bugün 40. günü doldurdu.

Yani 40’ı çıktı…

Anadolu’da 40’ı çıkan çocuğun başına un sürülür, gezdirilirmiş…

Bu adet  “Uzun ömürlü olsun” anlamı taşırmış.

Muharrem İnce de geziyor.

Her gün Anadolu’nun dört bir yanında en az iki miting yapıyor.

Gittiği her yerde alanlar hınca hınç dolu.

Heyecanlı, enerjik, meraklı kalabalıklar karşılıyor İnce’yi.

TV’ler yayınlamıyor gerçi İnce’nin mitinglerini…

Ama  milyonlar izliyor yine de.

Herkesin gözü sosyal medyada.

İnce'nin mitingleri Facebook’ta paylaşım rekorları kırıyor.

***

Peki neden?

Çünkü Muharrem İnce…

Uzun zamandır unuttuğumuz bir şey yapıyor.

Halka gülümsüyor…

Bizleri gülümsetiyor.

Esprili…

Korkusuz…

Hatta fütursuz..

Stand up tadında neşeli bir kampanya yürütüyor.

Sahneye, dinleyicilere müthiş hakim.

Vatandaşla birebir temas kuruyor.

Balkonlara kadar tek tek sesleniyor.

İçinden geldiği gibi konuşuyor.

Mimikleri, vurguları, soru sorma şekli, anlatışı…

Mahalleden tanıdığınız, selamlaştığınız bir komşunuz gibi…

Çok yakın..

Çok doğal…

Çok tanıdık…

***

Muharrem İnce kısa cümleler ile konuşuyor.

“Nihayet… Tam da aklımdan geçeni söyleyen biri çıktı…”

Diye düşündürüyor insanlara.

Uzun zamandır azarlanmaktan,

Suçlanmaktan yorgun düşenlere...

İlaç gibi geliyor.

Türk toplumunun fabrika ayarlarına uygun bir portre çiziyor.

Namazı da, ezanı da bilen…

Din ile barışık, saygılı, hoşgörülü…

Dayatmayan…

Sadece ben bilirim demeyen…

Çocuk sayısına, etek boyuna karışmayan…

Ötelemeyen, bağırmayan,

Tam tersine…

Muzip, neşeli, hatta biraz bitirim ve yaramaz…

O hali…

O bizim gibiliği…

Çok özlemişiz.

***

Her gün yeni bir buluşu var mitinglerde…

Bugün örneğin…

Muharrem İnce Ordu ve Giresun’dan seslendi halka…

Kendisine “Bay Muharrem” diye hitap eden rakibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a…

 “Bay Bay Recep” dedi.

Her gün yeni bir malzemeyle çıkıyor meydanlara.

İnteraktif bir yöntem izliyor.

Erdoğan’ı güncel, dakik bir şekilde takip edip…

Kendisine yanıt vermeye zorluyor.

Her şeyden malzeme topluyor.

Evlerde, bürolarda Muharrem İnce bugün ne diyecek diye…

İnternetten merakla izleniyor…

Bürolarda şamatası yapılıyor.

Ev kadınları ev işlerini aksatıyor.

Sosyal medya yıkılıyor.

Yeni, özgün bir miting dili kullanıyor.

Sahnede halkla selfie çekiyor.

Videolar seyrettiriyor, eğleniyor.

Zeki ve laf yetiştirilemez üslubunu,

İnce mesajlarla süslüyor…

Neler yapacağını anlatıyor…

Neler yapmayacağını anlatırken de…

Çok sistematik bir şekilde…

Rakibiyle arasındaki farkı tanımlayan…

Vurgular yapıyor.

Bir İnce Muharrem’i…

Herkesi kucaklayacak bir panzehir olduğunu anlatıyor.***

Bir sokak röportajında..

Orta yaşta bir hanıma mikrofon uzatıp:

“Muharrem İnce’ye ne sormak istediniz” diyorlar.

Kadın ekrana bakıyor…

“Bugüne kadar neredeydiniz?

 Diye sormak isterdim” diyor.

Sokakta pek çok kişinin de bu duygu ve düşüncede olduğunu görüyorum.

Muharrem İnce’ye kampanyasının 40. gününde..

Uzun ömürlü olmasını dilerken..

Özellikle CHP’ye ve CHP’nin Genel Başkanı’na sormakta fayda görüyorum…

“Bugüne kadar neredeydiniz?...