Bugün siz bunları söylemeyin bari
Mehmet KARABEL

Takvim’deki adı; “14 Şubat”

Kalplerdeki adı; “Sevgililer Günü”

Batı icadı ama…

Dünyayı sarmış, seven kalplere akmış…

Yalnız “Sevgili Durumu”nda olanlar için mi icad edilmiş bilinmez ama…

Belli ki, kalpleri birbirleri için atan…

Her erkek ve her kadın için bugün…

Sihirli bir iksir tadında bir gün…

Sadece birbirine yeni sevdalanmışlar için değil…

Af buyurun, benim gibi 42 yıllık…

Kaşerlenmiş evliliğin kahramanları için de geçerli bu özel gün…

Hediyesi ile…

Mum ışığındaki(!) akşam yemeği ile…

Hayatınızın “unutulmaz saatleri”ne bi’tutam daha eklemenin…

Tam zamanıdır bu gün…

Güzel güzel konuşun sevdiğinizle…

Her kelimenizin…

O’nun kalbine tadına doyulmaz bir şerbet gibi akmasını sağlayın…

Ara sıra…

Çatalı-bıçağı bırakın(!)

Onun elini tutun… Ayıp değil ya…

Ancak…

O özel anlar için…

Siz siz olun “gürültülü” bir mekan seçmeyin…

Sizin söylediklerinizi O anlayabilsin…

Siz de O’nun söylediklerini rahat rahat duyun…

Bu konuda “tatlı” ama bir o kadar “gürültülü” bir anım var…

Aklıma geldikçe gülerim…

Evliliğimizin birinci yıldönümüydü…

Ben de, Cahide Sultan da…

Daha bebişiz…

Ben 22, O da 20 yaşında…

O kadar genciz ki, “evliliğin birinci yıldönümü”nün anlamından bile…

Bi’haberiz…

Rahmetli Atalay Noyaner, tarihi biliyor; gündüzden beni aradı:

“Akşam Konak Maksim’desiniz, kaçarınız yok… Bir masaya ayırdım sizin için…”

Atalay abi bu, hayat lügatında “hayır” yok!

Gittik, atmosfer harika… Masada kuş sütü eksik…

Biz çöp gibiyiz zaten, o kadar şeyi nasıl yersiniz?

Program başladı, yer yerinden oynuyor…

Bi’sanatçı iniyor, ardından biri çıkıyor…

Gürültüden birbirimizin dediğini anlayamıyoruz…

Onun için diyorum ki…

Bu gece bi’yere gidecekseniz, aman dikkat!

Bi’de allahaşkına sevdiğinize “hoşluk” olsun diye…

“Garip garip” şeyler söylemeye çalışmayın…

Hele hele “şair kesilme”ye kalkmayın…

Ezberinize yazık…

İşte; “Yalanına Kurban…” dedirtecek o anlamlı aşk cümleleri…

***

“Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...”

“Sevmek… Seni alabildiğine sevmek... Hiçbir şeyi umursamadan, bütün karanlıkları hiçe sayarak sevmek; tutmak ellerinden, o derinlere inmek, gitmek oralara…”

“Git gide alışıyorum sana… Hiç bir alışkanlık bu kadar güzel olamaz…”

“Yüreğim hafif ıslaktır benim kuytu köşelerde ağlamaktan ve rengi hafif uçuktur kurusun diye kaç kez güneşe asmaktan… Sevgililer günün kutlu olsun aşkım…”

“İnsanlar tanıdım yıldızlar gibiydi, hepsi parlıyordu… Ama ben seni, güneşi seçtim, bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim…”

“Ne zaman tutsam ellerini gözlerimin önünden mevsimler geçer, ne zaman gözlerin gözlerime değse samanyolundan bir yıldız düşer…”

“Seni her düşündüğümde kalbime bir yıldız çiziyorum… Benim şimdi kaç yıldızım var biliyor musun? Benim artık bir gökyüzüm var…”

“O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum… Titriyor ellerim, ellerini *Sana bahçeden gül değil güneşten atom koparıp getirmek istiyorum ama kalbim gibi ellerin de yanar diye korkuyorum…”

“Dün gece sen uyurken kızıla boyadım denizleri, uçurumdan attım sessizliği, haber saldım rüzgarlara fısıldasınlar seni ne çok sevdiğimi...”

“Seni ne kadar sevdiğimi merak ediyorsan, yağan yağmurun her damlasını tutmaya çalış, tutamadığın her yağmur damlası kadar seviyorum seni…”

Sonsöz: “Önemli olan gözleriniz yalan söylemesin…”



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/bugun-siz-bunlari-soylemeyin-bari/11571