2017 ne yılı?
Nedim ATİLLA

Türkiye için ne yılı olacağını bu yazıyı okuyan herkes gibi tahmin ediyorum ama gelin biz dünyaya bakalım… Geçen yıl Birleşmiş Milletler (BM) dünyadaki açlığa çare arıyordu, 2016’yı “Bakliyat” yılı ilan etmişti… Bu yıl ise “Dünya Barışının Güçlenmesi” için 2017’yi “Sürdürülebilir Turizm” yılı ilan etti…

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) Seyahat ve turizm alanında faaliyet gösteren uluslararası bir örgüt. Birleşmiş Milletlerin ilkeleri çerçevesinde görev yapan örgütün amacı, uluslararası anlayış, barış, refah ve evrensel değerler ile insan haklarına saygı ilkeleri doğrultusunda, özellikle üye ülkelerin ekonomik gelişimlerini destekler mahiyette dünya turizmine katkıda bulunmak olarak tanımlanmış… Sürdürülebilir turizm, bir turizm türü değil, turizm ve seyahat için bir “şart”… Turizmin “olmazsa olmaz” koşulu…

BM Dünya Turizm Örgütü’nün bu yaklaşımı,

Sürdürülebilir turizm ve seyahat anlayışı, doğal, biyolojik, ekolojik, kültürel, toplumsal, kısacası yenilenebilen tüm kaynaklara süreklilik sağlayacak, turistik ürünlerin uzun yıllar arza konu olabilme koşullarını yaratacak, başta çevre olmak üzere kaynakları geliştirerek korumak üzere optimal ve rasyonel şekilde kullanacak bir planlama ve uygulama anlayışının adı.

Yani nasıl yüzdürüldüğünü bilemediğimiz bir orkinos mezbahası gemisinin Çeşme’nin geleceğini karartması “sürdürülemez turizm”dir.

UNWTO sürdürülebilir turizm konusunda özellikle şu şartları zorunlu sayıyor:

 

***

Türkiye’de turizm sektörü herhalde tarihinin en zor dönemini geçiriyor… Ama koşullar ne olursa olsun sürdürülebilirlikten vaz geçmemek gerek. Türkiye’de “kültür turizmi” denilince akla gelen ilk isim olan Faruk Pekin bakın ne diyor:  “Turizm ve seyahat etkinliklerinin gerçekleştirildiği ortam; İnsan, bitki örtüsü, hayvanlar topluluğu, mikroorganizmalar gibi canlı, Yer, su, hava, iklim, doğal ve tarihsel yapılar, somut kültürel miras gibi cansız, ekonomik, toplumsal ve politik koşullar, somut olmayan, yaşayan kültürel mirası gibi toplumsal çevreden oluşur.

Sürdürülebilir turizm anlayışı tüm turizm türlerine uygulanabilir. Kırsal turizm, yayla turizmi, çiftlik turizmi, agro-turizm, yürüyüş, dağcılık, doğa turizmi, doğal yaşam incelemesi, macera turizmi, rafting, kano, kayak, düşük etkili turizm, yumuşak turizm, yavaş turizm, küçük kasaba ve köy turizmi, küçük ölçekli kongre ve konferanslar… gibi ‘alternatif turizm’ adı altında sıralanan türler de “sürdürülebilir turizm” anlayışıyla gerçekleştirilmek zorundadır.

Diğer yandan artık iyice anlaşılmıştır ki, turizm etkinliği sırasında zarar gören doğal, tarihsel ve kültürel değerler tek bir ulusun, tek bir ülkenin değil, tüm insanlığın malıdır. Bu nedenle sürdürülebilir turizm ülkesel, bölgesel değil, evrensel bir amaçtır. Sürdürülebilir turizm bir ülkede turizm ve seyahatleri tüm ülkeye ve 12 aya yaymada, doğal, tarihsel ve kültürel mirasın korunup geliştirilerek gelecek nesillere de sunulmasında tek yoldur.”



Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/2017-ne-yili/10331