Biz mi Tarihi yanlış okuduk acaba.... Batı Aydınlanması, Rönesansı Kilise-Bilim çatışması üzerinden Sermayenin Burzuvaziye galebe gelmesi ile sonuçlanmıyor mu? Hıristiyan Ahlakı mı Sanayileşmiş Batı Toplumunda dürüst, üretken bireyler yetiştiriyor? Yoksa yeni pozitivist Ahlak büyük üretim tesislerinde,sermaye burzuvazisinin 10 hissenin 9 unu aldığı bir paylaşım modeli mi üretiyor? Batı Ortaçağ öncesi Hıristiyan Teolojisi ve Ahlakının prangalarını kırıp Aydınlanmacı Yeni bir ahlak, üretim anlayışı geliştiriyor? Hıristiyan Ahlakı üzerinden İslama dayak atmak yeterince açıklayıcı gelmiyor. Faiz dışında bilimsel bakış açısının arka planında İslam ın yaratıcı aklın etkilerini görmeye çalışmak daha doğru olabilir mi? Bu arada, yazarın yazılarını sosyolojik tesbit zaviyesinde okumaya çalışıyoruz. Ancak Yazarın tüm hızıyla tesbit ötesinde, eleştiri ötesinde takdir, yargılama ve tahkir uslubu da gözümüzden kaçmıyor. En ufak bir soru, sorgulamada hiddetleniyor. Neyin gerçek, neyin sahte olduğu polemiğinden ziyade yazarın bu yazılar ile Tarihe karşı vicdani, akli, bir sorumlulukla mı çığlık attığı, yoksa bir cepheyi temizlemeye yönelik yaklaşım içerisinde olduğu net anlaşılamıyor. Her şeye rağmen cesaretli çıkışını ayakta alkışlamaya devam ediyoruz.