Bu tip konularda "evrensel doğrular" ve "şartlar" olmak üzere karşılıklı 2 tane durum oluyor. Gönül Hanım evrensel doğruları dile getiriyor, yorum yapanlar da buna göre yapmış yorumlarını. Ama şartlara kimse bakmıyor. Önceki yazıya "müşteri" yani bizler açısından yaklaşıp yorumumu yapmıştım, şimdi de esnaf açısından bakalım;
İzmir'de 100.000 adet esnaf işletmesi var, bunların sadece çekirdek aile ve 1. derecede yakın akrabalarını hesaplasak, 1.000.000 kişi yapar. Yani şehir nüfusunun 1/4 ü. Onlar da "halk" yani. Gerçekçi olmak lazım, bizim başkanlar dokunduğunu altın edecek kadar başarılı olsa bile böyle bir güç ile zıtlaşamaz. Kimse böyle bir potansiyeli sadece kaldırım işgali için karşısına alamaz.
Kaldı ki bizim başkanlarımızın başarı durumu da ortada. Sema Pekdaş mesela ne yapmış Konak'a? Piriştina ne yapmış Buca'ya? Halkta ne kadar destekleri var ki bir de esnafla zıtlaşacaklar? Zaten hepsi de aşağı yukarı aynı cümlelerle evrensel doğruları söylemiş, üzerinde çalışıyoruz demiş, sonra da "ama" deyip alttan alta neden önüne geçilemeyeceğini anlatmış...
"Layığına göre yönetilmek" olayına gelirsek, açıkçası zaten o durumun içindeyiz ki. Kaldırım işgali konusu bunun 3. dış kapısının 5. mandalı olur ancak. Önce bir düzgün yapsınlar o kaldırımları. Ulaşımda elektronik bilet ihalesini bir düzgün yapsınlar, olmayacacak yerlere tramvay sokmaya çalışmasınlar bir önce. "Kıyı tasarlıyoruz" deyip Pasaport meydanını olduğu gibi beton kaplamasınlar. Yaptıkları iş 2 ay sonra elimizde kalmasın. Anlamsız orta refüjlerle 4 şeritli yolu 3 şeride, 3 şeritliyi 2 şeride indirmesinler (bunda çok mantık aradım mesela neden böyle daraltılıyor diye, en sonunda asfalt atmayı da düzgün yapamadıkları için asfaltlanacak alanları azaltma çabası diye kanaate vardım, bilemiyorum doğru mu).
Demem o ki, kaldırım işgali konusu evet evrensel doğrudur. Ama bizim şehrimiz evrensel doğrulara ters, temeli de bozuk olduğu için, artık buraya evrensel doğru oturmaz. Bunun fiziken zaten oturabilmesi için bütün şehrin yıkılıp, düzgün planla yeniden yapılması lazım. Çünkü kültür "dışarıda masa" istiyor, malı dışarıda sergilemek istiyor.