Kimin kiminle nasıl oturacağını, kaç çocuk yapılacağını, çocuğun hangi yöntemle doğurulacağını,
kininin esiri olunacağını, ulusal bayramların kutlanamayacağını, pencereye ayakkabı kutusu konamayacağını,
tencereye kaşıkla vurunamayacağını, gak diyene guk, guk diyene silivri yolu işaret edileceğini,
ne zaman iyi, ne zaman kötü savcı olunacağını, evde mi yoksa meyhanede mi içileceğini,
kızlı erkekli oturulamayacağını, önemli konuların ulemaya sorulacağını, kime ayyaş denileceğini ben söyledim.
Sapla samanı ben karıştırdım. Suçu da sizlerin üzerine attım. Kusuruma bakmayın Sayın eski Bakan.
Yıllardır tüm bunları söylerken bi şeyi unuttum. Beyt-ül mala el sürülmemesini...