Bu konu devletin olanakları ile çözülmesi gereken acil bir konudur. BU BİR ÇILGIN PROJE DEĞİL ZORUNLULUKTUR. Ankara’ya yapıldığı gibi özel kanun çıkarırsan, maddi olanakları ve yasal destekleri de verirsen bu iş hızlı bir şekilde yerine getirilebilir. Ama muhalefete ait Belediyeleri çelmeyip iş yaptırmazsan, daha sonra devletin olanaklarını sonuna kadar kullanıp, bakın onlar beceremedi biz yaptık derseniz bu etik değildir. Ziraat Bankası kalkıp Konak Pier’in önündeki yolda hak iddia edip Büyükşehir Belediyesinden büyük miktarda paralar talep etmeye kalkarsa, bu çelmelemenin en belirgin örneklerinden biri olur. Bu arsa tapu kaydında Ziraat Bankasının üzerinde bile olsa, burası İzmir Halkının ulaşımı için elzem olan bir arsadır ve devletin böyle taleplere meydan vermeden bu konuyu çoktan çözmesi gerekirdi. Belediyelerin bu konularda önü açılması isteniyorsa, mülkiyet ve kamulaştırma ile ilgili işlemlerin kamu yararına hızlandırılması gerekir. Bunun yanında hazine ve orman arazilerinin Kent Yenileme konusunda kullanılmasında kolaylık sağlanmalıdır. Yine adına çılgın proje demeden, Üçyol- Buca Tınaztepe; Halkapınar-Otogar; Üçkuyular –Narlıdere(Hatta Urla’ya kadar uzatılabilir), metro hatları ile Menderes-Torbalı Banliyö hattı ve sahilde yer alacak tramvay devlet olanakları ile yapılmalıdır. Akılcı ise, ekonomik ise, fizibl ise körfezin iki yakasını birleştirecek köprü veya tüp geçitte yapılmalıdır. Nasıl ki İzmirlinin vergisi ile İstanbul’a tüneller ve metrolar, Boğaz geçitleri, köprüler yapılıyorsa, nasıl ki İzmirlinin vergisi ile Ankara’nın metrosu tamamlanarak, Ankara Belediyesinin borçları ödeniyorsa. Bunlar da İzmirlilerin en doğal hakkıdır. KİMSE İZMİR İÇİN ÇILGIN PROJELER YAPIYORUZ DİYE ÖĞÜNMESİN. BÜTÜN BUNLAR İZMİR’LİLERİN GASP EDİLMİŞ OLAN HAKLARININ İADESİDİR: KİMSENİN LUTFU DEĞİLDİR: