Sevgili İhsan Özbelge ÖZDURAN'' dan, yine çok anlamlı bir yazı...
Bilir misiniz, Tolstoy'' a mal edilmiş bir anekdot vardır. “Tolstoy`un yolda kendisinden sadaka isteyen bir dilenciye verebileceği tek kuruşu yoktur, cebinde ve ona der ki: Kardeşim, sana yardım edemiyorum, üzgünüm. Dilenci ise, yüzünde buruk bir gülümseme ile cevap verir: Bana kardeşim dediniz. Bundan daha büyük bir lütuf olur mu?” Kardeşim… Söylemesi, belki de çok kolay. Önemli olan, içtenlikle, sevgiyle, güvenerek ve diğerine güven vererek, söyleyebilmek. Tanıma, yakınlaşma, uyuşma ve paylaşma çok önemlidir. Gerçek duygular ve görüşler, açıkça ortaya konulup paylaşılamadığı zaman, tartışılanlar genellemeden ve yapaylıktan kurtulamaz. Hiç kimse birbirinin aklından geçenleri bilme yeteneğine sahip değildir ki, tartışmadan anlaşmaya varabilsinler. Sorumluluk sahibi olanlar, başarısızlık duygusu içine itilirlerse, bu onlardan daha çok, içinde bulundukları topluluğa zarar verir. Paylaşma, yaratıcılık ve açıklık yok olur. Bizler ve onlar ayrımcılığı ortaya çıkar ki, işte bu, çok tehlikelidir.
Kardeşçe yaşanılacak, nice nice günlere...
Sabri BAYLAV