Trol Beye bu konuda birebir katılıyorum, İzmir halkı olarak öncelikli talebimiz hizmet anlayışı ve şeffaf belediyecilik olmalı. Bunu da iletişimi ön plana koyarak yapmak gerekiyor. Amaç üzüm yemek olmalı, bağcıyı dövmek değil. Talepler ortaya gerçekçi ve net bir şekilde konmalı, buna istinaden hesap sormalı veya takdir edilmeli. Salt muhalefet anlayışı ne çözüm ne de ortak payda sağlamaz.

Bazı yorumcular aynen iktidar yandaşlarının muhalefete saldırdıkları gibi davranarak, İzmir bld bşk.na yapılan eleştirel yorumları, saldırarak bastırmak istiyorlar. Oysa bu köşelerde Tunç Soyer'e yapılan eleştirilerin çoğu "bayrak" veya "izcon"le ilgili değildir. Ayrıca, bu köşelerde Tunç Soyer'i eleştiren/ler, Tunç Soyer'e "bayrak" ve"izcon" konusunda yapılan saldırıların haksızlığı ve düzeysizliğini algılayacak kadar da bilinç sahibidir/ler. Konuya dönecek olursak, bu köşelerde veya değişik sitelerde Tunç Soyer'e yapılan eleştiriler incelendiğinde, %99'unun hizmetle ilgisi olduğu ve eleştirilerin çoğunun, belediyelerin sorumluluk ve görev alanı içinde olan örneğin; sel basan evler, bozuk yollar, ulaşımdaki aksaklıklar, kanalizasyon sorunları, taşan dereler, yaşlılar/hastalar/engellilere destek, başıboş kedi köpek çeteleri gibi giderilmeyen sorunlarla ilgili olduğu görülecektir. Tunç Soyer ve benzeri bld başkanları, bu yaşamsal sorunlara çözüm getirmek yerine, peşlerine taktıkları basın ordusuyla yaş günü kutlamaları, çiçek-çikolata dağıtımı, bisiklet yolları, koli taşıma(!) benzeri gösterilerle poz vermektedirler. Sorunlarıyla imkansızlıklar içinde boğuşmaya çalışan insanlar (seçmen/halk) bu durumu gördükçe haklı tepkiler göstermektedirler. Bu köşelerde Tunç Soyer'i eleştiren/lerin yaptığı ise, işte insanların bu haklı tepkisine ortak olmaktır. "Biraz kafası çalışanlar" ve tabii sağduyusunu yitirmemiş olanlar bu gerçekleri de anlamalıdırlar.

Nal Bey çok sinirli ellemeyin:) Uzatmayayım deyip deyip uzatıyorsunuz, hızınızı mı alamıyorsunuz, hırsınızı mı? Bir psikoloğa görünmenizde fayda var, kendinize zarar veriyorsunuz:)

Mevlana'nın dediği gibi, "önce lafa bakmalıydım laf mı diye, sonra söyleyene bakmalıydım adam mı diye" ama bunu yapmama hatasına düştüm. Çünkü bay Ham'ın başkaları adına cansiperane yırtınışları dikkatimi çekince geçmiş yorumlarına da bir göz attım. Ve gördüm ki, kalem kimdeyse o yazarın veya mühür kimdeyse o bld başkanının yaltakçılığına soyunmuş, yani arkasını güce dayayarak egosunu doyuran bir yıkama yağlamacı... O kadar ki, İ.Melih Gökçek kazara İzmir bld bşk olsa hiç duraksamadan onun bile elini eteğini öpmeye hazır bir rüzgar gülü... Uzatma'yım, bundan böyle kendisine yanıt vermeyeceğim. Ona da önerim, bekçiliğine soyunduğu bahçe duvarlarını aşısını yaptırmadan aşmasın, çünkü kendisini bld barınaklarında buluverir.

Nal Bey, derin bir nefes alın, biraz sakinleyin, öfke kontrol sorununuz var galiba. Bildiğiniz ne varsa dökmüşsünüz alakalı alakasız, sinirden bütün tuşlara aynı anda basmışsınız :) Konuyu bilmiyorsunuz dedim sadece niye kızdınız bu kadar. Bence yazarın o sözleri doğru zamanda doğru yere gitmiş. Bu konuyla da uzaktan yakından alakası yok.

Soyer'i kimse eleştiremez diye kimse bir şey demiyor ancak söylenmemiş sözler üzerinden gündem yaratıp, linç etmeye çalışmak eleştirmek midir? "Özerklik talep etti!" şeklinde çıkan haberler çok da masum haberler değildir. Biraz kafası çalışan ne yapılmak istendiğini anlar.

Haaa yani.

Bay Ham,"konuyu anlamadan yorum yaptığımı" nereden ve nasıl şıp diye anlayıverdiyseniz(!) bir açıklama yapın lütfen. Aksi takdirde Sn.Maro'nun gönüllü koltuk değneği/stepnesi/fedaisi olmaya soyunduğunuz ortaya çıkacak. Ayrıca, eleştirilerin "zerre kadar umursanmamasının" bedelini köşe yazarları, belediye başkanları veya sizin gibi körü körüne yandaşlar değil, Mustafa Kemal Atatürk'ün koca CHP'si ve elbette halk ödüyor. SONUÇ: Ben "konuyu bilerek yorum yapıyorum" ama mahalle kahvesi düzeyinizden belli ki siz “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya kalkışıyorsunuz.(Okuyunuz: Uğur Mumcu)

Tunç Soyer'i eleştirenlere veya Sn.Maro'nun yazdıklarına eleştiri getirenlere yapılan saldırıları anlayamıyorum; Tunç Soyer eleştirilmeyecek veya Sn.Maro'nun Tunç Soyer'i savunan yazılarına eleştiri getirilmeyecek diye bir kural mı var?

Sayın Nal, konuyu anlamadan yorum yaptığınız çok belli. Değilse zaten kötü niyetlisinizdir. Eğer kötü niyetliyseniz, küçük hesaplarınız zerre kadar umursanmıyor.

"Skandal özerklik talebi!" şeklinde çıkan haberler var. Kendi kitlelerine resmen hakaret ediyorlar.

Bu ilk değil, belli ki son da olmayacak. Belli ki bu dönem bu şekilde geçecek. Oturalım, beraber İzmir'in sorunlarını çözelim gibi bir dertleri de yok. Sanırım tek görevleri Soyer'i eleştiren tweetler atmak.

"Bu topraklarda varlığımızı korumanın yolu, sorunlarımızı hep birlikte konuşmaktan geçiyor. Hep birlikte konuşmanın yolu da, ortak bir dil kurmaktan geçiyor." derken hangi ortak dilden söz ediyorsunuz?.. 09 Haziran 2020 günü yazdığınız "Eleştiri ve itirazın keyfiliği" başlıklı yazınıza eleştirel bir ima göndermek gafletinde(!) bulunan bir okurunuza verdiğiniz "Boşuna uğraşmayın, o arkadaşlarınız ve küçük hesaplarınız zerre kadar umurumda değil." saldırganlığında vücut bulan ortak(!) dil mi?