Sayın Halil Başkanım, (gerçi siz Arda Başkan denilmesini istiyorsunuz ama isminiz Halil) yaptığınız her açıklamada sayesinde belediye başkanı olduğunuz partimiz Cumhuriyet Halk Partisi'ne zarar veriyorsunuz. Siz adaylık başvurusunun son anında başvurup ta nasıl oldu da partimizin adayı olarak ATANDINIZ? Meseleyi en başından incelemek gerekir. Hiç çıkıpta iyi bir insan olduğum için demeyin. Emin olun ki sizden daha iyi insanlarda vardı. Sizden daha kabiliyetli insanlar da vardı. Gaziemir'i inceleyecek olursak mahallelerinin büyük çoğunluğu Seydiköylü değil. Hani diyorsunuz ya kamuoyu yoklaması yapıldı diye örneğin Gazikent Mahallesi gibi çok sonradan yapılaşmaya başlayan bölgede (Emlak Bankası blokları) sizi kim tanıyordu da “benim başkanım Halil Arda olmalı” dedi? Ya da Dokuz Eylül mahallesinde? Ya da Binbaşı Reşatbey Mahallesinde? Daha uzun uzun buraya mahallelerin isimlerini yazardım ama yazmayacağım bazı şeylerin cevabı belli ve ortada. Siz Genel Merkeze birilerinin sizin isminizi vermesi sonucunda Belediye Başkan Adaylığına ATANDINIZ. Sonrasında seçim çalışmaları başladı kapı kapı dolaşmaya geldi sıra. Siz çekirdek ekibinizle mi bütün Gaziemir'i dolaşıp ta oy istediniz? O kadar kısıtlı bir sürede Gaziemir'in sokaklarını VİP aracınızla bile gezseniz yine de girilmedik sokak kalır ki bunu yayan yapmanız mümkün değil. Bir şekilde aday olarak ATANDIKTAN sonra, Gaziemir CHP İlçe Başkanlığı Yönetim Kurulu, Kadın Kolları, Gençlik Kolları ve üye olan olmayan bütün partililer tarafından desteklendiniz. Her ne kadar ATANARAK aday olsanız da örgüt kültürü, parti bayrağının daima dalgalanması için çalışmayı gerektirir. Kimsenin vebalini almayın. Ortada sizin bir başarınız yok. Siz yıllarca partiye küs kalın, hiçbir eylemde hiçbir etkinlikte partinizin yanında olmayın ondan sonra da ilçe örgütüne vizyonsuz deyin. Ne kadar kolaydır içi boş laflar söylemek. Seçimden sonra bugün geldiğimiz noktaya bir bakalım. Partisinin ilçe başkanlığını saymayan (ilçe başkanlığı, belediye başkanlığının hiyerarşik olarak üstündedir), partisinin il başkanlığını saymayan (il başkanlığı hiyerarşik olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin üstündedir), belediye personeliyle arasına sınırlar çeken, personelini tehdit eden, işçisinin ekmeğiyle oynayan, makam odasına parmak izli kapı yaptıran, daha yepyeni pırıl pırıl olan belediye binasını şantiyeye çeviren, sokaklardan çöpleri komşu belediyelerin çöp kamyonlarıyla toplayan bir belediyenin başkanı haline geldin. Çıkıp bu söylenenlerin aksini iddia edebilir misin. Gaziemirli bir vatandaş seninle görüşebiliyor mu. Kozmik oda gibi korunan odanda senin çayını içebiliyor mu? Bakın Halil başkanım ben size bir tavsiye vereyim mi. şu an yanınızda duran, başkanım başkanım diye yanınızda fırıl fırıl dönenler var ya, işte onlar, sizin ilk tökezlemenizde çelmeyi takıp sizi düşürecekler. (Yanınızda bodyguard gibi dolaşanlar. Anladınız siz) Bak ben size bir belediye başkanının sahip olması gereken özellikleri söyleyeyim. Birincisi tam bir proje adamı olun. İcraatlerinizi planlayın ve uygulayın insanlar sizi sevsin. İkincisi halka üstten bakmayın. Siz akşama kadar sırtında yük taşıyarak hamallık yapıp evine ekmek götüren bir babadan daha önemli bir insan değilsiniz. Herkes eşittir ve eşit haklara sahiptir. Siz, gaziemir belediyesinin parasını ancak gaziemir halkına hizmet için kullanabilirsiniz. Makam araçları almak için, parmak izli kapılar yapmak için, yurtdışlarında gezmek için değil. Sizin taşıdığınız parti rozetinde altı ok var. altı oktan birisi de halkçılıktır. Unutmuşsunuzdur diye hatırlatmak istedim. Bu kadar eleştiriyorum ancak yapıcı eliştiri yaptığımı düşünüyorum. Olması gerekenleri söylüyorum. Yapmanız gerekenleri söylüyorum. Eşiniz hanımefendi bizim görmediğimiz duymadığımız bir seçime giripte bir başkanlık mı aldı ya da belediye çalışanı mı? Belediye başkanı olan sizsiniz eşiniz değil. Eşinizin söz aldığı birçok yerde aslında söz sahibi olmadığının kanısındayım. Amacım saygısızlık asla değil. Hak, hukuk, adalet, liyakat bunu gerektirir. Herkes işini yaparsa bu memleket daha iyi bir hale gelir. Kendinize şu aşamada sormanız gereken birkaç önemli soru var; Ben ne yaptım? Ben partime zarar verdim mi? Ben ilk belediye başkanı Abdullah Arda'ya layık bir torun oldum mu? İnsanlar beni seviyor mu? Benim belediye başkanlığım bittiği zaman arkamdan nasıl konuşacaklar? Üzerimde işçinin emekçinin vebali var mı? Yüzüne baka baka yalan söylediğim insanlar, benim başkanlığım bittiği zaman yüzüme bakacaklar mı? Yanımda gezdirdiğim çekirdek ekibim bana ne kadar sadıklar? Bence sorun bu soruları kendinize ve doğru cevaplar verin. İnsanlar dilleriyle yalan söyleseler bile kalpleri ve akıllarıyla aslında söylediklerinin yalan olduğunu bilirler. Artık zorunlu açıklama yapmanızı gerektirecek davranışlarda bulunmayın. Şunu da eklemek isterim. Siz kongrede konuşma yaparken bütün delegasyona dediniz ki tarafsızım. Tarafsızsanız eğer neden beyaz liste delegelerine baskı uygulatıyorsunuz. Şahsım aramadı diyorsunuz da zaten arayan siz olmazsınız çekirdek ekibinizden ararlar. Yoksa aradıklarından haberiniz mi yoktu? Yoksa siz mi arattınız? Telefonlar kendi kendini aramadığına göre? Ayrıca sizin görev ve şans verdiğiniz genç ve kadın meclis üyesi arkadaşımız var ya, kendisini severiz öncelikle insan olduğu için ikincisi partilimiz olduğu için. O değerli arkadaşımız siz ona meclis üyeliği verdiniz diye canla başla çalışıyor ama gençlik kolları yönetimine yazıldığı zaman toplantılara katılmıyordu. Bizim partimizde önce gençlik kollarında pişmek gerekmez mi? Mavi liste ekibindeki arkadaşlarımız bunu söylemedi mi ki ben de aynı fikirdeyim. Bunun mavisi beyazı yok gençlik kollarında pişmek gerekir. Sonra çıkarlar insanların gözlerinin içine baka baka biz sizden oy istemiyoruz destek istemiyoruz derler. Ama istediler. Olan şeyler ortada. Başka birileri belediye personeline aba altından sopa göstermedi mi? Mobing uygulamadılar mı? Eğitimcilere saygısızlık yapmadınız mı öğretmen ya öğretmen adam. Veterinerlik işlerine göndermediniz mi? Sizi okutan öğretmenleriniz acaba bu konuda neler düşünüyor. Bence en kısa zamanda kendinize gelip partinizin ilçe örgütüyle kol kola yürümeye başlayın. Eğer bunu yapmayacaksanız partinizden istifa edebilirsiniz. Eğer gerçek bir CHPliyseniz altı oku kirletip insanları üzerimize güldürmeyin. Bağımsız belediye başkanı olarak devam edip bir sonraki seçimde de seçilemezsiniz zaten. İnsanlar sizi kibrinizden dolayı sevmiyorlar. Kibir insana çok şey kaybettirir de hiçbirşey kazandırmaz. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu tarihi çınara zarar vermenize asla izin vermeyeceğiz. Onca yapılan eleştiri karşısında sizi hala savunanlar olacaktır elbette. O savunanların da menfaatlerini çok merak etmekteyiz açıkçası. Bundan sonraki belediye başkanlık zamanınızı daha verimli geçirip insanların sevgisini ve saygısını kazanmanız dileğiyle iyi çalışmalar.